• edebi sanatlar arasında en sevdiğim, en eğlenceli bulduğum budur. "birden çok anlamı olan bi sözün, yine birden çok anlama gelebilecek şekilde kullanılması" hadisesidir bu... deneyelim;

    nazlı yar ile gezer iken bozuldu arabamız, saniesinde kaldırdım moturu, bozulmadan aramız...
    sarmısak da acı emma, evde lazım bir dişi...
    bilmem ki nazlı yarim niçin açmış gül erken; zikrimi kaybettim hayvan gibi gülerken...
  • tevriye sanatı tam olarak ifade etmek gerekirse, sözcüğün yakın anlamından bahsediyormuş gibi yapıp aslında uzak anlamını kastetmektir. eğer ki şair sözcüğün bütün anlamlarını kastediyorsa bu düz bir ihamdan ibaret kalır. yani bu tevriye hanım çok hindir, sinsidir. sağ gösterip sol vurur. vermekten çekinmeyeceğim terbiyesiz bir tevriye örneği de şudur;
    gülmesi her ne kadar cana safa bahş ise de
    yine bir başka letafet veriyor gülmemesi*.
  • eskiden bunu aklimizda tutabilmek icin guzel bir ornek vermi$lerdi bize, dyp'li bir eleman tansu ciller'e yag cekmek icin $oyle demi$ bir keresinde:
    -tansu hanim siz memleketimizin gune$isiniz, ozer bey de ayi.
  • (bkz: #6015699)
  • gül gülse dâim ağlasa bülbül acep değil
    zirâ kimine ağla demişler kimine gül

    zati
  • (bkz: temriye)
  • "bu guzellik bensiz tamamlanmaz." diye guzel bir ornegi aklimda kalagelmistir.
  • ingilizler pun derler buna.
  • güzellerde vefâ olmaz dimek yanlışdır ey bâkî
    olur vallâhî billâhî hemen yalvarı görsünler

    (bkz: yalvar)
  • en güzel örneklerinden biri de aşağıdaki dörtlüktür.

    tahir efendi bana kelp demiş*
    iltifatı bu sözde zahirdir*
    malikî benim mezhebim zira*
    itikadımca kelp tahirdir**
hesabın var mı? giriş yap