• john boorman'ın yönettiği 1985 yapımı bir film. amazon ormanlarının tahribinde de etkili olan bir baraj projesinde çalışan mühendisin oğlunun yerliler tarafından kaçırılıp yetiştirilmesi ve babanın yıllar sonra oğlunu tekrar bulması ekseninde işleyen bir hikayesi var. izlerken çevreci mesaj ve alttan alta primitivizm övgüsü de hissediliyor. kurgu bayağı etraflıca düşünülmüş. roman uyarlaması mı acaba diye düşündürüyor ama filmin başında "gerçek olaylara dayanmaktadır" ibaresi var. senaryoya ilham veren olay şuymuş: http://www.nativeamericanfilms.org/…-truestory.html

    bir de şöyle bir detay var: "doğayı koruyalım" hevesiyle çekilen filmlerde genelde seyirciyi yabancılaştıran bir naiflik olur ama bu filmde -içinde mistik ögeler de barındırmasına rağmen- öyle bir durum da yok. bayağı etkileyici bir film.

    http://www.imdb.com/title/tt0089087/

    http://en.wikipedia.org/wiki/the_emerald_forest
  • dünyanın doğanın kendisi olduğunun hatırlatıldığı filmdir.

    --- spoiler ---

    mühendisi ormanlığın bittiği, baraj çalışmalarının yapıldığı yere bırakan ihtiyar yerli: "dünyanın sonu eskiden daha uzaktaydı, şimdi her sene yaklaşmaya başladı, " der...

    sonraki sahnelerin birinde de yerlilerden genç olanı dozerleri endişeyle seyrederken "dünyanın derisini kaldırıyorlar, nasıl nefes alacaklar?..." diye sorar.

    --- spoiler ---

    (bkz: susuz nehir)
  • muhteşem bir film.

    yerliler için:
    orman = dünyanın merkezi,
    şehir = dünyanın sonu, ölüler dünyası.

    daha ne söylenebilir ki..
  • amazon ormanlarının kapitalist kıyımı ve halkının etnolojik sömürüsü üzerinden vaaz vermeden yapılmış müthiş sinematografisi ile harika bir macera. john boorman bir nevi belgesel içerikli bu filmi öyle güzel soslamışki tadından yenmeyen enfes bir macera çıkarmış. kanımca zardoz'dan sonra en iyi işlerinden biri. 80'lerin ıssız adada geçen gizemli, vahşi, tropik ve nü filmlerinin vahşetten arındırılmış çilekli bir pastasını yapmış. bizede oturup o pastayı bir güzel mideye indirmek kalmış.

    biraz werner herzog biraz mel gibson'ın apocalypto'su (ancak şiddetten arındırılmış) birazda tarzan'cılık oynamaya hazır mısınız? filmdeki güzel yerli kızların aslında oyuncu olduklarına inanmak gerçekten zor. bu filmi mutlaka orijinal dilinde altyazılı olarak izlemeniz gerekiyor.

    az bilinen bu filmi mutlaka bir pazar sabahında çocuklar olmadan büyük ekranda deneyimleyin derim.
  • güney amerika yağmur ormanlarının tahribatını vurgulayan ekolojik gerilim filmi. gerçek bir hikayeye dayanıyor ve film yapımcısı john boorman başrolde kendi oğlu charley boorman'ı oynatıyor.
    bill markham (powers boothe) ailesini brezilya'ya taşır ve burada bir baraj projesinin inşaatında mühendis olarak çalışır. mühendisin oğlu (charley boorman) yağmur ormanlarının kenarındaki bir yerli kabilesi tarafından kaçırıldıktan sonra, mühendis ve karısı (meg foster) önümüzdeki 10 yılı onu arayarak geçirirler.

    dünya oksijeninin %40'ını üreten amazon ormanlarının tahribatına taaaa 40 sene önce dikkat çekmiş ve çevre hassasiyeti konusunda farkındalık yaratan bir film. amazon'un yağmur ormanları günde 5000 dönümlük bir hızla yok oluyor. bir zamanlar orada dört milyon yerli halk yaşıyordu, 40 yıl önce geriye 120.000 kişi kaldı.

    farkındalık yaratıyor ama bütünüyle macera ve gerilim türünde tam bir sinema filmi. görsellik, yerli halk ve gerçekçiliği, gerilim unsurları, aksiyon, dram ve hatta komedi, görsel efektlerin kalitesi ve daha sağlamayacağım bir çok güzelliğiyle unutulmaz ve ölümsüz filmlerden.

    yönetmen john boorman'ın filmleri istisnasız olarak modern sinemanın görsel açıdan en heyecan verici filmleri arasında yer alır. bu filmlerin en iyisi olan excalibur (1981), bu film (1985) ve bir otobiyografik öykü ¨hope and glory¨ (1987) ile ünlenen yönetmene ¨deliverance¨ filminden sonra bir akademi ödülü adaylığı daha getirdi.
hesabın var mı? giriş yap