• yaş itibarı ile kobe ve lebronu izleme fırsatı bulduk aradaki açığı kapatmamızı sağlayan bir belgesel oldu.
  • kurgusu çok iyi olan, ama izlediğim karaktersizlikler karşısında hayvan gibi tetiklendiğim için sinir hastası olmamak adına yarıda bıraktığım belgesel serisi. sırf başarılı ve güçlü diye milleti canından bezdiren, karakter konusunda ciddi sıkıntıları olan zorba birine maalesef alkış tutamayacağım. başka konularda ahlak satıp da konu efsane bir sporcuya gelince “ağğğbiii hırsın böylesiii inanamıyoruuummm” türü yorumlar yapılınca da istemsizce gülüyorum.

    sporla alakasız, basketbolu bilmeyen insanlar da izlemeye başlayınca bu belgeselin yorumları daha da komikleşmeye başladı. linkedin olacak beyaz yakalı hırbo yuvasında herkes ama herkes kendi dandik şirketini, birimini ve organizasyonu chicago bulls ile özdeşleştirip yöneticilik ve ekip yönetimi masalları anlatıyor; gördükçe gülmekten karnıma ağrılar giriyor.

    muhtemelen bir sürü entryde bana sektirilecek ama sırf kendi ilgilendikleri alanda başarılı ve efsane olmuş diye bir zorbaya alkış tutanlar başka alanda başka bir kötü insanın haberini görünce lütfen sövüp de kendisini komik duruma düşürmesin. insanına göre dansöz gibi kıvırmayın yani. gözlerinizi kapatın şu çağda lebron’un, curry’nin veya durant’in şunları yaptığını sadece tahayyül edin. oluşabilecek nefret dalgasını ben düşünemiyorum şahsen. buradaki çoğu kişi için de çocukluk/ergenlik efsanesi olabilir ama vasat anılarınız kimsenin umrunda değil.

    10. köyden bildirdim, sevgilerle shdjdjdk.
  • belgeselde mj 'nin zorbalık yaptığı iddia edilen takım arkadaşları tarafından ne kadar saygı duyulduğunu ve sevildiğini, mj nin zorbalık diye tabir edilen davranışlarının takım arkadaşlarının daha yüksek seviyede oynaması için yaptığını görebiliyorsunuz. bunu anlatanlarda söyleyenlerde bizzat takım arkadaşları rakipleri vs..

    mj nin belgeselde bir sözü var dı tam olarak hatırlamıyorum ama "onları benim yapmadığım hiçbir şey için zorlamadım" diye... adam takım arkadaşlarını kendi seviyesine çekmek ve kazanmak için yeri geldiğinde zorbalık yaptığını zaten kabul ediyor. fakat takım arkadaşları bunu ne amaçla yaptığının farkında belgeselde bunu anlatıyor.

    bu çağda lebron curry veya durant gibi adamlar mj nin o zaman yaptığını tabi ki yapamaz bunun iki nedeni var, bir o zamanki basketbol ile şimdi ki basketbol çok farklı, ikincisi onlar mj değil :)

    --- spoiler ---

    ‘hey kobe, bire bir oynasanız michael’ı yenersin’ diyorlar. ben yaptığım her şeyi jordan sayesinde yaptım.

    kobe bryant

    --- spoiler ---
  • kimse michael jordan'a acayip ahlaklı, çok güzel, mübarek bir insan demiyor.

    ben ezelden beri söylüyorum, michael jordan tam bir orospu çocuğudur. lakin basketbolun en iyisi ve sporun gördüğü en başarılı birkaç insandan biridir. onu bu seviyeye ulaştıran şey orospu çocuğu olmasından kaynaklanıyor. yani süre verildiği takdirde herkese ve her yere ayak uydurabilecek potansiyelde bir manyak.

    insanlar sporcuları, daha doğrusu ünlüleri kahramanlaştırmayı pek seviyorlar. michael jordan hakkında bir sürü şey okudum ve izledim. jordan'ın salt kötü olduğunu da düşünmüyorum. sadece zihniyeti hasarlı. çocukluğundan olsa gerek. açıkçası benim en nefret ettiğim karakterler kazanmak için her şeyi mübah görenlerdir, jordan da böyle bir karaktere sahip. zaten geri döndükten sonra michael jordan'ın kaybetmesini istiyordu birçok kişi. 95 orlando serisi çoğu insanda orgazm yarattı. sonrasında ne oldu? üç şampiyonluk daha. şiir gibi bir sonla bulls kariyerini bitirdi. ki bulls'la yaşadığı son 40 saniye onun özeti gibidir. malone'dan topu çaldı, bekledi, son hücumda crossover'la russell'ı yatırdı, o arada eliyle de itti, ama şutu da soktu.

    bence asıl problem insanların hayranı oldukları insanlara feci anlam yüklemelerinden kaynaklanıyor. hayranı olduğun kişinin işine hayransındır, örneğin kevin spacey'inin oyunculuğuna hayransındır, ama malum davalar çıkınca "yok yok yapmaz o" demenin manası yok. ya da rihanna müthiş biri dersin ama hâlbuki burada sayıp sövdüğün kezbanların farklı bir versiyonudur mesela. nba basketbolcularının çoğunluğu boş adamlardan oluşuyor. kendini geliştiren çok azdır. sırf top sektiriyor, smaç basıyor diye bu adamlara felsefi ve ahlaki anlamlar yüklemek çok yanlış. messi kaleye iki top soktu diye sözleri çok kıymetli biri olmaz örneğin. ancak ilah konuşuyormuş gibi dinleyenler oluyor. garip geliyor bana. bunu anlatmak istiyorum.

    jordan da bunu söylüyor zaten. ben kimseye örnek olmaya çalışmıyorum. hoşlanıyorsan takip et, hoşlanmıyorsan başkasına git.

    jordan karakter olarak tasvip ettiğim biri değil. hem de hiç değil. fakat en iyisi. elli sene sonra da anılacak tarzda biri. çünkü insanlar diyecekler ki "93 jordan'ı getirsek, üç dört ay versek ortama adapte olur ve ligin anasını siker."

    jordan'ın asıl başarısı kazandığı larry o'brien kupaları ya da mvp ödülleri değil, zihniyetinin kazanmaya olan elverişliliğidir.
  • "onları kendimin yapmadığı hiçbir şey için zorlamadım.”

    işin özü bu cümlede. son derece zorba, doğru ama başarı için zorbalık yapıyor. ve kendisinin verdiği emeği, diğerlerinin de vermesini istiyor.

    beyaz yakalı piçler, işyerlerini ve plazalarını örneklemesin. buna ancak proje grupları örnek gösterilir. herkesin eşit olduğu, aynı işi yaptığı küçük gruplar, takımlar. ast üst ilişkisinin makamlarla, mevkilerde değil grubun iç dinamikleriyle belirlendiği yerlerle karşılaştırabilirsiniz ancak. bulls örneğinde de lider mj, takımın hatta döneminin en iyi oyuncusu. bundan normal ne var. steve kerr mi lider olacaktı?

    ha mj vasat bir basketbolcu olup, yatıp, bir şekilde yönetimden güç alıp, diğerlerine zorbalık yapsaydı, yaptığı zorbalık eleştirilebilirdi. ama bu durumda eleştiri biraz yersiz.

    bu noktada, çağrı merkezinde çalışan beyaz yaka bu durumu kendiyle özdeşleştirmesin lütfen. astı da üstü de.
  • özellikle 7. bölümde gördüğümüz üzere herif tam bir bad motherfucker* .ama azıcık basketbol oynayan ya da nasıl desem herhangi bir takım organizasyonunda ciddi rekabetin içine giren biri bu tarz bir agresyonun kazanmak için gerekli olduğunu bilir.nba seviyesindeki takımların yarısından çoğunun(play-off takımlarının) antrenmanları sert geçer zaten, her takımda tansiyonu yükselten birileri vardır ve gereklidir.ortada bir ekip çalışması var ve eğer birileri sizin kadar çaba sarfetmiyorsa gerilmeniz kaçınılmazdır.kaldı ki bu rol model belirlenen adamlar da en nihayetinde insan.ben şahsen kobe hayranı olarak büyüdüm muhtemelen babam kadar severim herifi ama adamın melek olmadığını,aksine yer yer itici ve sorunlu bir karakter olduğunu biliyorum.özetle bu seviyedeki rekabette biraz ego iyidir, antrenmanda takımı ateşe veren adamları sevin.
  • beyaz yakalı kardeşimizin çok zoruna giden belgesel. adam mj'ye sövüyor burda çok komik. takım sporuyla masa başı işi karşılaştırıp "size yapılsa bla bla" demek müthiş kafalar gerçekten.

    hayır adam maç sırasında yumruk atsa, tükürse falan anlarım. evli barklı adam lan mj bu şampiyonlukları kazanırken.

    illa zorba çirkef takım arıyorsanız, belgeseli gözünüzle izleyince göreceksiniz. karşı takımı sakatlamaya çalışan, küfür eden oyunculara sahip bir takımdan söz ediliyor.takım adı vermiyorum bida izleyin.
  • ütopik hayaller dünyasında yaşayanlar ancak jordan zorba,insanları eziyor diyebilir.böyle konuşanların takım sporu yaptığını,yaptıysa bile pes edip bırakıp bir bok elde edemediğini düşünüyorum.
    kazanma felsefesi çok başka bir şey,adam ne diyor kimseden kendi yapmadığım bir şey istemedim değil mi ben bu oyunun en iyisiyim ve ben gidip saatlerce şut çalışıp,ardından salona gidip ağırlık çalışıp,ardından tekrar çalışıyorsam herkes bunu yapacak demek zorbalık mı oluyor,antremanlara kendini vermeyenlere,o şutu sokacaksın diye zorlamak günün sonuna baktığımızda bu yaptıklarının nasıl bir kazanç sağladığını görmek orospu çocukluğu oluyorsa evet öyledir.
    birisi yazmış bu adamların demek potansiyeli varmış iyiymişler mj sadece sinir bozuyor diye evet steve kerr'ün potansiyeli vardı 5 sayı 1.5 asist ortalamasından 7-8 sayı civarına çıkmayı başardı,luc longley takıma gelene kadar zaten en potansiyelli pivottu neyse jordan'ın sosyal hayatında nasıl bir insan olduğunu bilmiyorum ama spor figürü olarak mj kazanmak için kendisine ne yaptıysa,kendini nasıl motive ettiyse,etrafındakileri geliştirmek için de iyi yada kötü davranarak gerekeni yapmıştır.
    şuna o kadar eminim ki bu adamlara ettiği küfürün 100 katını kendine etmiştir çalışırken,sabahın köründe kalkıp götünü yataktan kaldırırken eminim ki hadi sızlanmayı bırakta antremanını yapmaya git diye içinden binlerce kez geçirmiştir,kaçırdığı şutlar,kötü oynadığı maçlar için kendisine bu adamlara kızdığından binlerce kat fazla kızmıştır çünkü öyle bir adam.
    kazanma karakteri başkadır,çalışma azmi daha başkadır.dünya'da binlerce sporcu vardır yeteneklerine ihanet etti,işte şöyle yapsaydı böyle olmazdı diyebileceğimiz işte bu yüzden olamıyor yada olamıyoruz bir michael jordan.dünya nüfusunun yüzde 99'u en ufak zorluklar karşısında pes edip bırakmıştır her zaman.aman bugün spor yapmayayım,bugün çok yoruldum işimi yarın yaparım ama jordan böyle değil ve etrafınızda böyle bir insan varsa ve siz bu adamla iş yapmak zorundaysanız kafanızı sürte sürte o işi yapacaksınız.jr smith o saçma sapan hareketini jordan'ın yanında yapsaydı ki bunun finaller bile olmasına gerek yok bir daha o antremana gelirken bile 2 kere düşünürdü anladınız mı.
    ayrıca son sözümde bunu plaza hayatıyla örneklemeye çalışan insanlara,sizin plaza hayatında ki müdürünüz,sizin yerinizden geçerken üstünden ne gördüyse onu altındakilere yapan bir dalyaraktır ve tek amacı kendi üstüne iyi görünmektir,bu uğurda altındakileri feda edecekse gözünü kırpmaz üstüne iyi görünmek için.mj'in yaptığı ise kazanmak için etrafındakileri daha iyiye götürmektir he bunu yaptığı yol doğrudur yanlıştır onun nihai kararını o adamlar verir ki gördüğümüz kadarıyla hepsi buna ne kadar saygı duyuyor,ama plaza hayatındaki müdürünüz her gün sizden küfür yiyor,saygı adına bir bok görmüyor aksine sizlere içinizden sövdürüp yüzüne güldürüyor.
  • videoların ortasına property of espn films yazısını neden eklediklerini anlamadığımız belgesel.
  • tarihin en iyi spor belgeseli midir bilemem. once brothers kadar çarpıcı olduğunu düşünmüyorum. ama materyal kullanımı olarak inanılmaz bir seviyededir. 90'lı yıllarda olunmasına rağmen bu kadar zengin bir arşive sahip olunması inanılmaz bir şey. sanırım amerika'dan başka bir yerde hiçbir organizasyon bu kadar içine girilmesine izin vermezdi.
hesabın var mı? giriş yap