• sonu fazla kesmese de kitaptan sinemaya uyarlanan iyi bir örnek. ayrıca vinnie jones sevenlere tavsiye edilir.
  • korku filmlerinden özellikle -gore- denilen kesme biçmeli filmlerden hazzetmeyen biri olarak olmuş diyebileceğim bir film bu. sapıkça. akıl hastalığı ya da başka bir tür anomali. öeeh.

    clive barker denilen zat-ı muhteremle ilişkim oldukça sınırlıdır, hatta yoktur. ben onu bilirim o beni bilmez. vakt-i zamanında undying denilen sapıklık eseri başyapıt oyunu kurulumundan otuz saniye sonra akıl sağlımı korumak adına kaldırmış, altında imzası olan işlerden uzak durmuşumdur.

    90'ların sonunda henüz ingilizce bilmezken ve çevrilmiş hepi topu iki üç fantastik roman var iken tadını aldığım ve eroinmişçesine bağımlısı olduğum başka zamanların hikayelerini tükettikçe muadillerini arardım.cthulhu'nun çağrısı'na cevap vermeye götürdü bu beni.

    clive barker'dan uzak durmuş biri olarak, sözlükten aldığım tüyo sayesinde filmi izlerken cthulhu mitosu hep aklımdaydı. sanırım bu yüzden "olmuş" oldu bu film.

    alın size tavsiye;
    gore filmler seviyorsanız, izleyin. fazla tatmin olmazsınız ancak idare edecektir.
    korku filmi seviyorsanız; bu film sizi "kesmez". vasat, saçma öykü, saçma anlatım.
    cthulhu'nun çağrısından haberdarsanız; "keyifle" seyredebilirsiniz.

    --- spoiler ---

    onlar meme değil, pul.

    --- spoiler ---
  • vinnie jones'un kendini astigi film olmustur.

    --- spoiler ---

    film boyunca tek kelime ettigi halde, isini mükemmel yapmayi, yaptiklarinin nedenini sorgulamamayi hareketleriyle ve ozellikle bakislariyla cok güzel anlatmistir. film cekicek olsam piskopat rolünü kesinlikle ona verirdim.

    --- spoiler ---
  • ryuhei kitamura'nın ilk ingilizce filmi olarak not düşülmelidir. pazarlaması fazla yapılmadığından gerekli ilgiyi görmemiş olsa da görülmesi gereken bir korku filmi.
    http://www.otekisinema.com/?p=3224
  • bu turu sev-e-meyen biri olarak 30. dakkadan sonrasını 5 dakika icinde seyrettigim, sonunu gorunce hizli gectigime sevindigim film. yonetmenlige lafim yok ama ben sadece tarantino 31 cekerse seyrederim
  • genelde insanlar, aynı tadı vermesi mümkün olmadığı için okudukları kitapların sinemaya uyarlanmasını istemez. aynı tadı vermediklerinde hemfikirim ama ben seviyorum uyarlamaları.

    undying'i 2 arkadaş gözümüz kapalı oynayarak mucizevi bir şekilde bitirmiştik. sonra ben clive barker'a sardım, kan kitapları'nı okudum. the midnight meat train de kitaptan aklımda kalan birkaç kısa hikayeden biri. bu aralar revaçta olan işkence/vahşet sineması için iyi seçim.

    kitabı okumuş olduğum için mi yoksa film beğenme eşiğim çok düşük olduğu için mi ne; beğenmedim diyemiyorum. gerçi hikayeyi pek hatırlıyor olduğum söylenemez. yine de cliver barker'a karşı pozitif bir önyargım olduğundan keyif alarak izledim filmi. o yüzden notumu birkaç şekilde veriyorum.

    kitabı okuduysanız ve türü seviyorsanız : 7.5/10
    kitabı okumadıysanız ve türü seviyorsanız : 7/10
    kitabı okumadıysanız ve türü sevmiyorsanız : 4/10
    gözlüklü ve şişmansanız : 10/10
  • başroldeki fotoğrafçı esas oğlanın yirminci yüzyılın başlarında yaşamış bir gazeteciyi andırdığını belirtmeden geçemeyeceğim. kim mi o, ne mi yapmış?

    (bkz: upton sinclair)
    (bkz: #8015397)
  • kan govdeyi goturuyor bu filmde. sadece mecazi degil gercek anlamiyla da. gayet rahatsiz edici, surukleyici ve klise icermeyen bir "gore" filmi. insani metroya binmekten sogutuyor yahu.

    --- spoiler ---

    polis, vatman bey, guvenlik gorevlileri, metro kameralari falan filan herkes isin icinde lan.. neden kabulleniyorlar anlamadim, yaratiklar damgalayinca yapmak zorunda misin, nesiniz lan siz!?

    --- spoiler ---
  • --- spoiler ---

    kurbanların tavana asılmış vaziyette tırnaklarının söküldüğü ilk sahne çok etkileyiciydi. özellikle fonda çalan müzik tam oturmuş o sahneye. bunun dışında filmin sonu biraz zorlama olmuş sanki. bilimkurguya kaçmasalar daha iyi olurmuş. dil koparma olayı iyiydi yalnız.

    --- spoiler ---
hesabın var mı? giriş yap