• time

    "tek sorun; kısa boylu, yumuşak huylu kılıçdaroğlu'nun bırakın türk hükümetini, kalabalık bir kasa kuyruğunun başına bile geçecek gibi görünmemesi."

    şeklinde yorum yapmış.
  • aslında satır arasında övmüş. mazlum edebiyatı yapmış.

    amerikan medyasının etki gücünü göz ardı etmeyin..
  • “ karizmatik erdoğan “

    dünyanın en kısa fıkrası.
  • secim yaklaştıkça trollerin ekşi sözlükte fazla mesai yaptıklarını bize göstermiş olan haberdir

    ülkeye eğer demokrasi gelirse bizde erdogan için yapılan yüzlerce acımasız yabancı basın haberini paylaşırız.

    malum ,atasözü paylaşanları bile hapse atan bir iktidar var neticesinde.
  • 'dıj güjler'in zayıf bir türkiye (hasta adam) için kimi desteklediğini görmek açısından olumlu bulduğum yorumdur. erdoğan gibisini bir daha bulamayacaklarının farkındalar... bu nedenle de vedalaşamıyorlar bir türlü...
  • aslı:

    "the only problem is that the short, mild mannered 74-year old kılıçdaroğlu doesn't seem like he could fight his way to the head of a crowded checkout line, let alone the turkish government" ,

    doğru türkçe çevirisi:

    "tek sorun şu ki, kısa boylu, mülayim tavırlı 74 yaşındaki kılıçdaroğlu, türk hükumetinin başına geçmek şöyle dursun, kasa önündeki kalabalık bir kuyruğun bile başına geçebilecek gibi görünmüyor" ,

    yine bunun neredeyse tamamen aynısı olan alternatif doğru çevirisi:

    "tek sorun şu ki, kısa boylu, mülayim tavırlı 74 yaşındaki kılıçdaroğlu, bırakın türk hükumetinin başına geçmeyi, kasa önündeki kalabalık bir kuyruğun bile başına geçebilecek gibi görünmüyor"

    olan ifadedir, tanım

    - -

    ben bu ifadeye katılmıyorum.

    bilakis,

    kemal bey'in terbiyesi, sakinliği, tevazuu, saldırgan olmayan uslubu, bilhassa aile efradıyla beraber ortaya koyduğu ölçülü, dengeli, topluma saygılı, edepli aile yaşantısı gibi yönleriyle türkiye siyasetindeki her kademeden insanların tamamının örnek alması gereken bir şahsiyet olduğu kanaatindeyim. evvelce açıkça yazdım.

    ben kendisinin siyasi görüşlerine, yurtiçi ve bilhassa yurtdışı siyasi irtibatlarına ve desteklerine, hele ki bir video sızdırılmasıyla başkayan süreçte tepeden inme tarzda parti başına getirilmesine, geçmişindeki tesev konusuna, ayrıca halk partisinin geçmişteki ve günümüzdeki siyasetine tamamen karşıyım, siyasi anlamda düşmanıyım. bunu da evvelce açıkça yazdım.

    ancak o time dergisinin yorumcu bozuntusu pis ağzını toplasın; ne olursa olsun, derginin bu yukarıdaki yorumu bizim memleketin evladını kendince küçük görme, aşağılama gayreti ifade ediyor. time'ın af buyurun b.. yemesidir. kemal bey, neticede bizim memleketin evladı, bizim hiç bir insanımıza bu tarzda terbiyesizce laf sokuşturmaya çalışan elleri kanlı katil gavura alkış tutamam. ben böyle yetiştim, kusura bakmayın.

    kemal bey konusunda evvelce yazdım, kendisine ve partisine bütün türkiye oy verse ben asla oy vermem, apaçık doğru ve haklı olduğu konular çıkarsa hakkını teslim ederim elbette. ancak siyasetini asla desteklemem. halk partisi demişler buna: memlekete millete faydası yok, zararı çoktur.

    ama şu var:

    bu önümüzdeki seçimde kemal bey'in kazanmasını çok isterim. isterim çünkü, seçimi kazansın hükumetini kursun da türkiye'nin sorunları karşısında apışıp kalsınlar, halk partisi de türkiye siyasi hayatından tamamen silinsin. ecevit'in 5-0 kaybedip iktidardan indirildiği 1979 ara seçimleri gibi olsun, veya yine ecevit'in % 1.5 oy alarak iktidardan alaşağı edildiği 2002 seçimleri gibi olsun.

    zaten 6+1=7 partili koalisyonla hükumet edebilmelerine imkan yok. ellerinde 7 anahtarla aynı masanın başına oturmuş 7 kişinin parti teşkilatını, parti destekçilerini türkiye doyuramaz. sayın devletimiz mutlaka bunun farkındadır. dediğim gibi, seçimi kazansalar dahi, belli bir süreç içinde türk halkının demokratik yöntemleri kullanarak bunların hükumetini devireceğini kuvvetle tahmin ederim. gerçi hükumet kendi partilerinin değil, hatta seçim kazanan 2 büyükşehir bb de kendi partilerinin insanı değil, mansur bey ve ekrem bey yardımcıları olacakmış, vatandaş bunlara eski ülkücü diye güvenip oy verdi. seçim kampanyalarında ne partinin adını ne de altı kazık sembolünü kullanmadılar, sakladılar, çünkü vatandaş bunlara oy vermiyor.

    aslında vatandaş 1946 öncesinde de oy halk partisine oy vermedi. tek partiyle seçime girip, dikkat buyurun, açık oy verme-gizli sayım komedisiyle ancak seçilebildiler. vatandaşlar bir araya toplanıyor, jandarma önünde oyunu tek partiye atıyordu, sandık kurulu da gizlice toplanıp bu oyları kendilerine gelen emirlere göre adaylara bölüştürüyordu. halk partisi budur. eski türkiye işte budur. hatta 1946 seçiminde bütün bu sahtekarlık düzenine rağmen halk partisinin idarecileri işi beceremediler, jandarma yurt sathındaki bir çok yerleşimde sandıkları kaçırmak zorunda kaldı ama yine bir çok vatandaş sandıkları jandarma'ya vermedi. bilvesile, osman bölükbaşı'na rahmet olsun, türkiye'nin yüz akı, ceberrut iktidara boyun eğmeyen mert insan. o bizim thomas more umuz idi.

    ayrıca kemal bey seçimi kazanırsa alacağı oy da kendisinin değil zaten, toplamda 6+1=7 partinin toplama oyundan oluşan yamalı bohça. bu yamalı bohçayı memleketin başına saran siyasi irade, ayıklar artık pirincin taşını. dikkat buyurun, bu yamalı bohçayı başımıza saran tayyip bey veya akp hükumeti değildi. daha evvel akp programlarında bulunmayan, akp'cilerin aklından hayalinden bile geçmeyen, partide kimsenin ağzına bir defa bile almadığı bu yamalı bohça projesi, havadan paraşütle indirilip getirildi önüne konuldu. abd örneğindeki iki partili sistemi kopya ederek neyi başaracaklarını zaneddiyorlarsa birilerinin aklı işte. onun neticesini de birazdan göreceğiz.

    dünya yeni bir global paylaşım savaşına doğru dolu dizgin giderken, türkiyemiz abd'den kopya edilmiş iki partili başkanlık sistemi saçmalığı nedeniyle, hızla siyasi istikrarsızlık ortamına sürükleniyor. tayyip bey ve akp eli mecbur icraatının hesabını sandıkta verecek. peki bunun hesabını kim verecek? elbette sorumlusu vermeyecek, o hesabın bedelini bütün türkiye, her siyasi görüşten türk insanı ödeyecek. yeni bir 90'lar dönemine sürüklendiğimiz takdirde, bir 100 sene daha kaybedeceğiz.

    devletimiz mutlaka tedbirlerini almıştır almıştır ama, aması var işte...

    her neyse artık, köprüden önce son çıkışı geçtik, allah devletimize zeval vermesin, ay-yıldızlı albayrağımızı da başımızdan eksik etmesin, amin deyip bitireyim.
  • kişilerden, partilerden, taraflardan bağımsız olarak soruyorum; politikacının karizması, boyu, endamı neden önem arz ediyor? mantıklı bir açıklaması olan yardımcı olabilir mi ? eğer beni ikna edebilirseniz "daha uzun adam" olarak siyasete girmeyi planlıyorum. boyum 195. hanım da yakışıklıyım diyorsa muhtemelen yakışıklıyımdır. "after parti" olarak 2028 yılında başbakanınız olmak için* karşınıza çıkacağım.
  • amk önce bi dönüp aynaya bakın lan.
    80 yaşında, sürekli bir yerlere takılıp düşen, yanlış telaffuzlar yapan, yürümeye mecali olmayan ihtiyarı oturttunuz koca ülkenin başına.

    benzetmeniz de yanlış.
    bizde kasa kuyruğu diye bir kuyruk olmaz,
    ama ekmek kuyruğunda bile her an kavga çıkma ihtimali mümkün.
    yani buralarda o kuyrukları yönetmek gördüğünüz kadar kolay değil.
  • çok iyi niyetli, çalmayan, herkesi kırmadan politika yapmanın türkiye'de toplumda karşılığı yok, benim için çok güzel bir aday ama seçilemedikten sonra anlamı yok.

    o yüzden mansur yavaş diyorduk ama sıranın önüne geçemeyen adamın bu seçimde de ben aday olayım inadına takıldık.

    meral hanım uyarısında haklı idi.

    eğer seçilebilecek olsa hiç düşünmem sinan bey'e veririm.
hesabın var mı? giriş yap