• bakır nefesli bir çalgıdır (bkz: enstrüman). fincan biçimli bir ağızlığa dayanan dudakların titreşmesiyle ses çıkarır. boru uzunluğu değişebilen ve kulis (bkz: coulisse) (bkz: slide) olarak da bilinen bir sürgüsü vardır. bu sürgü diğer bakır çalgılardaki pistonların işlevini görür. 19. yüzyıldan itibaren pistonlu trombonlar da yapılmış ama bunlar hiçbir zaman yaygın olarak kullanılmamıştır.

    trompetin 15. yüzyılda geçirdiği bir değişim sonucunda burgonya’da ortaya çıkan trombon yaklaşık 1700’e değin eski fransızcada “çek-it” anlamına gelen “saqueboute” adıyla anılmıştır. trompet gibi silindirik bir boru boşluğu vardır; bu boru uç tarafa genişleyerek bir kalak biçimini alır. ama ses alanı trompetten daha pes olduğu için ağızlığı daha büyük ve kornetinki gibi parabolik kesitlidir. sürgüsü iç içe geçmiş boruların hareket ettirilmesiyle içeriye ve dışarıya doğru çekilir. trombonun diğer yarısını oluşturan kalaklı bölüm, enstrümanistin omzunun üzerinden geçer ve sürgünün ağırlığını dengeler. kıvrımlı bölümünde genellikle bir akort sürgüsü bulunur.

    tenor trombonun en yaygın biçimi si bemol trompetten bir oktav pes ses veren si bemol trombondur. sürgü içeri çekilmiş durumdayken (birinci pozisyon) ortanın altındaki si bemolün armonikleri elde edilir: sibemol-re-fa-la bemol (yaklaşık perde) – si bemol-do-re...vb sürgünün 4-5 cm. sürülerek ikinci pozisyona getirilmesi yarım ses aşağıdaki la’nın armoniklerinin elde edilmesine olanak verir. sürgünün daha da uzaması, enstrumanın sesini mi’ye kadar indirir. (yedinci pozisyon) böylece orta do’nun altındaki mi ve armonikleri elde edilir. bu sayede kromatik dizi tamamlanmış olur. ses alanının en tiz notasını ise enstrümanistin ustalığı belirler.

    orkestralarda kullanılan trombonların bir çoğu si bemol-fa trombonlardır. bunlarda kalak sistemine yerleştirilmiş ek bir kangal boru sisteminden oluşan bir fa tonu bağlantısı vardır. çalgıcının sol başparmağı ile çalışan bir ventil bu bağlantıyı ana boruya bağlar ve çalgıcının sesini bir dörtlü aşağıya indirir. böylece ses dizisi aşağıdaki do’ya, temel sesler ya da pedal notalar olarak bilinen en kalın notalara kadar indirilebilir. trombonlar boru boşlukları bakımından değişir. trompetinkinden geniş olmayan eski borunun yerini, çapı 24cm’ye kadar çıkan geniş kalaklı orta ve çok geniş borular almıştır. en geniş çaplı borular bas trombon partilerini çalmak için yapılır. 20. yüzyıl ortalarında dans müziğinde gözde virtüöz çalgısı olarak yaygınlaşan türü daha çok si bemol tenor trombondur. görece büyük dans ve jazz orkestralarında ise trombon grubu içinde bas trombon da yer alır.

    16.yüzyıl trombonları küçük kalakları ve yapım ayrıntıları dışında 20. yüzyıldaki örneklerinden çok da farklı değillerdi. bunlar çok sesli müzikte yaygın olarak kullanılır, alto, tenor ve bas olmak üzere üç ayrı boylarda yapılırdı. tiz partiyi ise kornet çalardı. bugün en çok kullanılan tenor trombonun partisi genellikle fa anahtarıyla ya da bazı durumlarda dördüncü çizgi do anahtarıyla yazılır. nefesli çalgı bandolarında ise tenor trombon sol anahtarlı porteye yazılır (bkz: sol anahtarı) ama bu durumda bir oktav alttan ses verir.

    (trombonistler için mutlaka: http://www.trombone.org/)
  • 7 yıldır çalmaktan gayet memnun olduğum, sanıldığı gibi zart zurt değil de, yumuşak tatlı bir tonu olan çalgı.

    bir çok üstadından biri için:
    (bkz: christian lindberg)
  • (bkz: bulut gülen)
  • bir tur uflemeli calgi. perdesizdir. bakir uflemelilerdendir. caz muziginin vazgecilmezlerindendir.
  • trombon notası, fa anahtarı ile yazılır.
  • (bkz: jj johnson)
  • (bkz: fatih erkoç)*
  • valla çalanın kafası rahat oluyor arkadaş: http://www.youtube.com/watch?v=2qqyixtukow
  • dünyanın en seksi bakır üflemeli çalgısı.
  • trombonun ses ozelligiyle ilgili soylenmis olanlara bakildigi zaman gurlugunun yeri digerlerinden bir hayli farklidir. bu calgi gur (yuksek) sesler icin ideal bir calgidir.

    kulaklarinda isitme problemi bulunan insanlar dogaldir ki dusuk volum (zayif sese) karsi daha az tepkilidirler. eger az isitme rahatsizligi yasayan kisi bir muzik eseri dinliyorsa bu kisinin o muzikten etkilenebilmesi, onu isitebilme oraniyla dogrudan ilintilidir. yine dogaldir ki bu kisi, dinleyebilmek icin yuksek seslerin cogunlukta oldugu muzik calismalarini daha cok tercih edecektir. kulaklarindaki rahatsizligi ileri boyutlara erismis bir kisi icin bunu dahat rahat soyeleyebilecegimiz aciktir. belki tek basins trombonun caldigi bir muzik boyle bir insan icin aranilan bir muziktir.

    simdi bir baska kisiyi, ornegin sagir bir besteciyi dusunelim. bu ikinci ornek kisi nin yalnizca sagir olmadigini ustelik (giderek sagirlasmasindan kaynaklanan) son derece sinirli ve baskaldirici oldugunu da dusundugumuzde o kisinin uretecegi muzik icin muzigini dinlememis olsak bile belirgin bir seyer soylenemez mi?

    ludwig van beethven bir sagir, sinirli ve baskaldirici besteci olarak anilmaktadir. beethoven'in hayatini anlatan tum yazili calismalar onun sagirligindan soz ederler.

    ...

    simdi beethoven, trombon ve diger soylediklerimiz arasindaki iliskiye geldigimizde iletilecek su kucuk bilgi bir cok seyi aciklar izellik gosterebilir. trombon, bati klasik muzigi orkestrasina ilk kez (sagir) beethoven'in besinci senfonisinde girmistir.

    not: 3 noktali yerde oldukca uzun beethovendan bahseden anlatim var fakat kissadan hisse olmasi icin oldukca kesinti yaptim. yazi alintidir.
    (bkz: neden klasik müzik?)
    (bkz: ismail lütfü erol)

    (bkz: öğrenildiğinde ufku iki katına cıkaran şeyler)
hesabın var mı? giriş yap