• kahvaltı sofrasında portakal suyu ve çayın aynı anda bulunması. dizi mantığına göre insan zengin olunca ya zevksiz oluyor ya da çayı soğutmadan içmiyor.
  • aksam yemeklerinde masaya gece kiyafeti ile, takim elbiseyle oturmak, sarap içmek (her aksam içmek)... evde yiyorlar yemegi, yemek salonunda ki masada... evet...
    ıleride senarist olursam esofmanla, kot pantolon, tee-shirt'le oturtacagim lan ben o zenginleri o masaya! tek bardak olacak, tek çatal, tek biçak falan filan! lahmacun yiyecekler, kebab yiyecekler! bir rahatlasinlar, yaziktir be.
  • bana hep servet-i fünun dönemi romanlarını anımsatan tasvirlerdir.

    aşk-ı memnu
  • hemen hemen her dizideki zenginin ortak olarak yaptığı şey "evdeyken" belli zamanlarda kıyafet değiştirmek.kahvaltı , akşam yemeği vs. ben evde pijamayla dolaşırken adamlar ayaklı dolap gibiler.he bir de her zengin evinde bulunan şımarık kız/erkek çocuğu ile eve ayakkabı ile girilmesini de unutmamak lazım.
  • ihale kazanmak. türk filmlerinde yüzde kaç kırımla olursa olsun, ihale kazanınca herkes deli gibi sevinir. şirket ihale kazanınca sanki hak etmediği bir iş için cebine para konuyormuş gibi. sanki her ihaleye fesat karıştırılmış da yapılacak harcamanın çok üzerinde faturalandırılıyormuş gibi. sanki kafalarına göre astronomik bir ihale teklifi vermişler de kamu otoritesi ihaleyi bunlara peşkeş çekmiş gibi. sanki ihaleyi alınca o iş yapılmış bitmiş teslim edilmiş gibi.

    gerçekçi bir zenginlik tasviri yapılsa ihale kazandık, ihaleye girdik, ihaleden çıkıyoruz yerine pazarlık usulü ihale veya doğrudan temin yöntemi vurgulanırdı. veya hoca, kamu otoritesine ihale teknik şartnamesini öyle bir hazırlattık ki bizden başka firma giremeyecek, denilebilirdi.

    bir de şirket yönetim kurullarının ve genel kurullarının tasviri var. o konular da hiç öyle değil ya neyse girmeyeyim şimdi.
  • yakışıklı, zengin, kültürlü erkeğin adı soyadı kombinlenmeden asla söylenemez..

    necmi bıngıllıoğlu ile yaşadığım her şey çok özeldi..
    haydar nevizade senin için ne ifade ediyor?
    necdet folloşlugil ile aramda hiç bir şey yok..!

    gibi gibi.. mesela "necmi ile yaşadığım her şey çok güzeldi".. olmuyor işte.. o etkiyi vermiyor.. adamlar haklı tabii..
  • kahvaltida portakal suyu icmek ornek sayilabilir.
  • sömestrda nereye gideceğine bir türlü karar veremediğinden, ne çocuklar üzülsün ne eşim kırılsın diyerek, ilk paris'e sonra kayağa alplere giden insanlar türetmek. (bkz: aşk-ı memnu)
  • bizimkiler dizisinde şükrü bey'in ailesinin kahvaltı sofrasıdır. bir kahvaltı sofrasında yuvarlak dilimlenmiş salamlar, bir kaç peynir ve zeytin çeşiti varsa o aile zengindir. tabi o kalabalık sofraya rağmen evin fertleri bir dilim ekmek yanına bir kaç zeytin alıp yedikten sonra sofradan kalkıp işe gidebiliyorsa o aile zengindir arkadaş. he bir de mutlaka o sofranın yanında gazete olacak, hem kahvaltını yapıp hem o gazetedeki haberleri okuyabilmelisin. işte budur.
  • bir parça peynir alıp ''çok geç kaldım,toplantım var'' havalarıyla birlikte canım kahvaltı sofrasını piç etmek bu tasvirlerden biri.
hesabın var mı? giriş yap