• melih gümüşbıçak değildir.

    "arda arda arda arda, arda gidiyor, arda arda arda, şimdi pasını verdi umut, umut umut umut....." bu ne lan?
  • (bkz: orhan ayhan)

    "evet top orta yuvarlağın beşiktaş sahasına bakan diliminde sergen'de, bu arada siz bilmezsiniz sayın seyirciler, bu sergen'in adı aslında ali rıza sergen yalçın'dır. yani sadece sergen değil önünde ali rıza'sı da var ama pek bilinmez, herkes onu sergen diye- bu arada metin kafa gol."
  • her ne kadar eski kalitesinden uzak olsa da trt bu konuda ekoldür. aşağıdaki spikerlerin anlattığı maçlar her zaman için şahsımca kaliteli anlatıma sahip maçlardır.

    (bkz: yalçın çetin)
    (bkz: erdoğan arıkan)
  • kesinlikle ercan taner'dir. nice şampiyonluklar,önemli goller onun sesiyle canlanır hafızalarda.

    alex'in samsunspor'a attığı rövaşata gölünün gördüğüm en iyi rövaşata golü olmasında onun anlatımı belki de alex'in vuruşu kadar önemlidir.

    yanılmıyorsam dortmund maçında hakan şükür'ün attığı golü anlatışı.(bkz: kral attı)

    hagi'nin rapid wien' attığı aşırtmadaki "hagi hagi hagi" nidası.

    ve tabii ki hayatımın en unutulmaz anlarından biri olarak;

    (bkz: sergen attı şampiyonluk geldi)
  • 2000 öncesi ercan taner, 2000'lerin başı murat kosova, 17 mayıs 2000'de levent özçelik, yaşımız tutsaydı halit kıvanç da derdik. ama hiçbiri mahalle maçlarında kendi spikerliğini yapan velet değil tabii ki. o ne iştah, o ne heyecan, o ne hissiyattır arkadaş. sonra büyüyünce geçiyor demek ki hepsi.
  • (bkz: yalçın çetin)

    bütün spikerleri toplasan bu adamın yarısı etmez.
  • dayanamadım yazıyorum.(bkz: ümit aktan)
    hagi arif bey şakası hala unutulmadı. schmeichel şakasına girmiyorum bile.
  • artık sesini pek duyamasak da;

    (bkz: tansu polatkan)
  • melih gümüşbıçak haricinde tüm spikerlerdir.
  • en iyi futbol spikeri deyince belirli kriterlerin olması gerek. en akılda kalan ve mutlu olduğumuz maçı anlatan spiker bir kriter olmamalı.

    1- oynayan tüm futbolcuları tanıyacak ve top ayağına geldiğinde mutlaka ismini doğru söyleyecek. bu kriter özellikle sezon başı hazırlık maçlarında önem kazanıyor. altyapıdan gelen oyuncu ya da yeni transferi henüz biz de tam tanımıyorken top ayağına geldiğinde susmayıp adını söyleyecek. örneğin emre can'a gelince sessiz kal semihe pas verince semih de. olmaz

    2- maçtan kopmayacak. konsantrasyonunu kaybetmeyecek. gereksiz gevezelik yapıp maçı kaçırdığında puanı düşer. hakemin verip de televizyonun göstermediği pozisyonda bizi bilgisiz bırakmayacak.
    örn: top taca mı çıktı kornere mi tam anlayamadığımız durumlarda hakemi de göremiyorsak spiker doğru bilgilendirecek.

    3- ağdalı laflar edip edebiyat parçalamayacak ya da bunu ustaca yedirecek ki oyundan, maçtan kopmayalım.

    4- orantısız çoşku vermeyecek. bu hataya hepsi düşse de murat kosova çok yapıyor ve itici oluyor. cırtlak sesiyle aşırı seviniyor rahatsız ediyor. hatta öyle ki, atıyorum mesela barcelona getafe maçında bunu yapıyor. gole çok seviniyor. sahte heyecan yapıyor.

    5- maçı anlatırken tarafsız oldukları duygusunu bize geçirmeleri gerek. hatta milli maçlarda ya da takımlarımızın avrupa maçlarında bile bunu yapmaları gerek. populizm yapmayın. sahte oluyor. örn : galatasaray'ın maçında bjk ya da fb taraftarı galatasaray gol attığında sevinmek ya da çoşmak zorunda değil. kendimden örnek verdim. bu her takım için geçerli ve rakibi tutmak son derece normal.

    ayrıca aklıma gelen bazı minör kriterler var. bunlar ses tonu, diksiyon ve maçı esprili anlatabilmeleri.

    bu kriterlere göre oyuncuları tanımadaki başarısıyla bir adım öne çıkan güntekin onay ismini verebilirim.
hesabın var mı? giriş yap