• artik oya yasadiklarinin intikamini nasil alacak diye bakmiyorum..anladik alamayacak..şimdi merve pelinden ev icin arzudan is icin oyadan da kocasi için nasil intikam alacak onu bekler olduk..
  • "neymiş lan bu" diyerek konusuna bile bakmadan "cinayet falan diyo ama amirim ladar olmasa da en azından polisiye" diyerek aşırı iyi niyetimle ilk bölümünü açtım.

    zengin villasında gizemli bir ölüm vakası, iki tane polis, sorgu odasında gevşek gevşek hikaye anlatan bi kaç tip ile başladı. bekle bekle bi numara yok. meğer konsept başkaymış amk.

    hikaye bildiğimiz türk dizi gençler. zengin muhiti, villalar, lüks arabalar, birbirini çekemeyen kokoş kadınlar ve onların lise yıllarından gelen entrikaları. kayda değer bir bok yok yani.

    özetle, 1 saat zor dayandım. giden yine ömürden gitti.
  • beni bu sezon heyecanlandıran tek dizi.
    türk dizisi izlemem diyenlerden değilim ancak bu sene sanırım bana hitap eden pek dizi yok. yani ben de bir yaprak dökümü, aşk ı memnu, ikinci bahar iple çekerdim.

    başlangıçta ben de oyacılardan olmama rağmen, zamanla merve'ye döndüm.
    ciddi ciddi gökçe bahadır neden rol yapmıyor diye düşündürüyor bana. hiçbir his yok. hep donuk. tamam hikayesi var ama bu hikaye donukluğu gibi durmuyor yani. kötü oyunculuk gibi duruyor ki normalde asla böyle düşünmem.
  • geçen bölüm sonrası; “kralsın merve, serhan’ı oya’ya bırakma” sloganı atıyordunuz.
    yeni fragman sonrası; “ortalığı dinamitle oya, merve’den serhan’ı al” sloganı atmaya başlamışsınız.

    yavaş dönün cemaat, başım döndü.
  • feminist götü kaldıran tipte mi merak ettiren dizi. aksiyse baştan izlemeye başlayacağım. kadınların sıra sıra erkek öldürdüğü klişe bir diziyse izlemeye gerek yok zaten.
  • oya ve serhan aşkının gözümüze tatlı bir aşk olarak gösterilmesini doğru bulmuyorum. arzu mehmet ayrılığında burcudan nasıl tiksiniyorsak oya da bir nevi burcu sayılır. direkt olarak ayırma niyeti yok ama içten içe istiyor. kendiyle hesaplaşıyor sürekli. iyi insan olması evli bir erkekle ilişki yaşamasını normalleştirmemeli. onların sahnesi başlarken fonda duygusal müzik, rüya gibi bir aşk temasının işlenmesi hiç hoşuma gitmiyor. merve gibi kötü ruhlu bir kadınla evli olsa da bi erkek önce ilişkisini bitirmeli. bu dizide beni en çok rahatsız eden şey bu durum. gerisini heyecanla izliyoruz.
  • kadınların sırayla erkek öldürdükleri dizi.. şu ana kadar 5 cinayet işlendi.

    edit: bu entry 2 üst entry'ye cevap olarak yazılmıştır.
  • bu hafta bu başlığa girdiğim kaçıncı entry bilmiyorum, ama beni rahatsız eden bir şeyi yazmak istedim. eminim ki birçoğunuz benimle aynı fikirdedir.

    --- bir takım spoilerlar içerebilir ---

    ben bu diziye 4 kadının çevresinde dönecek olayları izlemek için başladım. yaşasın sonunda kadın egemen bir dizi, diyerek başladım. her ne kadar donuk, soluk, ruhsuz görünse de oya'nın hikayesini merak ettim de başladım. merve'nin bu kadar gözü kara, hatta zaman zaman acımasız, bu kadar manipülatif ama bir o kadar da neşeli, sevimli, alımlı, capcanlı olmasının sırrını merak ettim de başladım. pelin ve arzu'nun yancı olmaktan sıyrılıp "bu benim de hikayem" diyeceği günü merak ettim de başladım. şimdi geldiğimiz noktada ise tamamen "serhan aksak'ın dünyası" nı seyrediyoruz. "ne alaka?" diyebilirsiniz, açıklayayım;

    -merve, içi günden güne boşaltılan karakteriyle yalnızca serhan aksak'ın eşi olarak var olabilir imajı çizilmeye başlandı. yaptığı her şeyi serhan aksak'ın eşi olarak anılmak için yapıyor mesajı veriliyor. verilen mesaj çok açık ve net; merve'nin tek amacı, serhan'ın soyadı.
    -arzu, tüm tecrübesizliğine rağmen serhan'ın işiyle var olabiliyor yalnızca. onun müşterilerine sulanıyor ve serhan'ın şirketinin bir parçasını ele geçirebilirse serhan'ın sahip olduğu güce erişebileceği mesajı veriliyor.
    -pelin, gözü yıllardır serhan aksak'ın evinde. çünkü o ev "aksak"ların evi. merve'nin tüm özelliklerinin kerametinin evde olduğunu düşünüyor. eğer o evi alırsam, gerisi gelir mantığında.
    -oya, yıllardır merve'ye olan nefretiyle yaşamış durmuş bir karakter. her ne kadar hallettim dese de asla o yıllardaki meseleyi halledememiş. şimdi gelir gelmez biriyle karşılaşıyor, başta sadece "hoş adam" olsa da onun için, işler "merve'nin kocası" olduğu ortaya çıkınca değişiyor. intikam için yanaşmıyor ama merve'nin kerametinin yine kocasında olduğunu düşünüyor içten içe ve kocasını kaybederse ben kazanmış olurum düşüncesini içinde yaşıyor. her ne kadar yüksek sesle dile getirmese de serhan'dan bu kadar etkilenmesinde, onu evinde yemek hazırlarken hayal etmesinde çok büyük oranda merve'nin eşi olmasının payı var. çünkü oya, sahip olamadıklarına merve'nin sahip olmasını hazmedememiş bir karakter ve bunun eksikliğini yaşıyor. istese de istemese de gücün serhan'da olduğu düşüncesiyle yanıp tutuşuyor. doğrusu bize yansıtılan bu, açıkça dile getirilen değil.

    sözde 4 kadının kendi aralarındaki mücadelesini izleyecekken, taylan'ın bile oya'nın eski sevgilisi olarak hikayede bu kadar etkisi yokken, neden tüm kadınlar serhan'ın bir şeyine aşık? cevap vereyim; meriç acemi'nin serhan aşkından. aynı şeyden daha önceki bir entrymde bahsetmiştim. meriç acemi her dizisinde bir karakterle kendisini özdeşleştiriyor. yazarken onu mükemmel birisi, herkes ona ve onun yaptıklarına, sahip olduklarına aşık olarak göstermeye bayılıyor. bunu ömer iplikçi karakterinde de yapmıştı. hadi o dizide mevzu zaten ömer üzerinden dönüyordu. şimdi ise 4 kadın üzerinden dönmesi gereken dizide, herkesin serhan'a- serhan'ın sahip olduklarına sahip olmak için birbirini yemesi, gerçekten rahatsız edici.

    neden kadın egemen bir hikaye yazamıyoruz? hem de bunu yazan bir kadınken, niye yine kadınları tek bir erkeğin çevresinde toplayıp herkes ona hayran imajı çiziyoruz? ne olurdu oya serhan'ı sadece merve'yi kışkırtmak için kullanıyor olsaydı? arzu bambaşka bir işle kendini kanıtlasaydı? pelin ev de ev diye kuduracağına "yeter artık senin piyonluğunu yaptığım" diyerek, merve'ye karşı başka yollarla savaş açmaya çalışsaydı?

    ha ama yook, herkes serhan aksak'ın sahip olduklarına sahip olmak istemeli. çünkü o bay mükemmel.

    son olarak şunu söylemek istiyorum, diziyi oya-serhan-merve üçgen dinamiği üzerinden yürütmeye devam edecekse sevgili senarist, aslıhan gürbüz'ü izlemek için çıldırsam da diziyi izlemeye devam etmeyeceğim. çünkü artık bazı şeyler gerçekten rahatsız edici. ben 4 kadından hangisi katil hangisi maktul diye merak edeceğim yerde "merve serhan boşanacak mı? oya serhan kavuşacak mı?" saçmalığını seyrediyorum. yetti artık. buraları okuduğunuzu biliyorum sevgili yapım ekibi ve senarist, umarım bir ayar çekersiniz. çünkü başta da dediğim gibi, benimle aynı fikirde olan bir sürü insan olduğuna nickimin asiriciddilibifindik olduğundan daha çok eminim. sevgiler, saygılar.
    --- bir takım spoilerlar içerebilir ---
  • yayınlanacak yeni bölümde merve'nin bizi;

    "uzun zamandır yoktum, sanmışlar ki öldü..şimdi de yazsınlar, kral geri döndü" sözüyle karşılayacağı dizi*
  • bu dizi dört kadın arasındaki güç mücadelesini anlatmaktadır evet. ve bunu çocuk olsa 12 bölüm gerçekten izlemiş olan birisinin anlamaması mümkün değilken, diziyle, 12 bölümdür anlatılanlarla, karakterlerle uzaktan yakından ilgisi olmayan tamamen kafadan uydurma hikayelerle bu dizinin kadın hikayesini anlatmadığını söylemek, karakterlere tamamen uydurma hikayeler yazmak sadece diziyi istediği olmayınca ya da olmazsa diye kurup durup sürekli huzursuzluk çıkarıp ve kötülemek amaçlı olabilir. 12 hafta sonunda bundan başkasını düşünebilmek mümkün değil. diziyi şu kadarcık izleyen birisi bile serhan, oya ve merve ile ilgili bu kadar uydurma karakter hikayesi yazmaz, yazamaz. tek bir sahne, tek bir an yok şurada yazılanlarla ilgili, tamamen böyleyse böyle olmuştur diye kafadan kendi senaryosunu kurmak var.

    12 hafta boyunca zaten merve, pelin ve arzu'nun güçle oynadığını, ama kendilerine ait olmayan, kocalarından gelen bir güçle oynadığını bir çocuğa anlatır gibi anlattılar. bu dizinin olayı bu. anlamamakta direnilen, işe gelmediği için anlaşılmamakta inat edilen bu. bu dizi bunu eleştiriyor. zaten bu kadınların olayı bu, bunu eleştiriyorlar.
    o yüzden bir çocuk olsa 12 bölüm gerçekten izlemiş olsa anlamıştı şimdiye dedim. mesele zaten anlamamak değil, anlamak işine gelmediği için sürekli huzursuzluk çıkarmaya çalışmak, ve sadece kötülemeye çalışmak.

    oya 12 bölüm boyunca kin, nefret ve hınç duygularıyla agresifçe hareket etmediği için zaten eleştirildikçe eleştirildi. dizide tek bir sahne ya da replik, an gösteremezsiniz oya sırf merve'nin kocasını öğrendiği an, sırf merve'nin kerameti kocasında o yüzden ben de ona yanaşmalıyım diye düşündüğünü gösteren. serhan'ın gücünü ben de ele geçireyim de ben de merve gibi olayım diye, güç ve intikam hırsıyla, hazmedememezliğinden bunu yaptığına dair tek bir sahne, an gösteremeyeceğiniz gibi asıl tam da böyle olmadığnı 12 bölümdür anlatıyorlar. bu tamamen diziyi zerre izlememek, daha kötüsü kendi spekülasyonlarıyla o kadar dolu ki izlediğinden hiçbir şey anlamamakla ilgili.

    ve size şaşıracağınız bir şey söyleyeyim mi, meriç acemi gerçekten güçlü bir kadın yazıyor oya ile. ha eksik yazıyor, hakkını veremediği oluyor ama siz güçten firdevs, hürrem, merve gibi sadece kötülük yapıp bununla yıllardır yüceltilmiş karakterleri derinlikli, önemli, güçlü karakter sandığınız için, bunlar güç olarak yansıtıldğı için, bu zamana kadar hep böyle gösterildiği için, burada neden olmuyor, neden benim sevdiğim aslıhan gürbüz ve onun karakteri bu şekilde parlatılmıyor diye çocukça diretmeye, inatlaşmaya çalışıyorsunuz. tamamen kafanızdan uydurduğunuz spekülasyonlarla, hayal gücünüzle karakter yazıyorsunuz, dizide gösterilenlerle uzaktan yakından alakası olmayan.

    ve tekrar yazıyorum, merve ve oya dengesini bu karakter özellikleri ışığında tam kuramasa, yalpalasa da, meriç acemi size hiç alışık olmadığınız "gerçek" bir güçlü kadın yazıyor. yazmaya çalışıyor. kadının elini bi rahat bırakın.

    güçlü kadın: muhtaç olmayan, kendi hayatına sahip, hayatı için ne bir erkeğe ne birilerine muhtaç olmayan, ona yapışmaya çalışmayan, kendi başına yetebilen, herşeye rağmen "insan" kalabilmiş, kendisine yapılanlara bile direk kin kusarak cevap vermeyen (ki bu yüzden oya haftalardır burada eleştirilip duruyor), onu yapanlara bile el uzatabilecek kadar empatisi hala olan, kendi başına bir birey olabilmiş kadını anlatmaya çalışıyor ve erkeğin yanında onun adı, parası ve gücüyle kendini güçlü sanmanın güçlü kadınlık olmadığını anlatmaya çalışıyor. paranın, maddiyatın, kötülük yaparak kendini saydırmanın güçlü kadınlık olmadığını anlatmaya çalışıyor. böyle bir karakteri tam hakkını tam veremediğini düşündürecek hamleler senaryoda yapılsa da. hatta bu kadar başlanmış bir şey nasıl olur da yapılamıyor olur keşke onu da bir öğrensek, bilsek yani bir karakteri bu kadar yazabilecekken ne yüzden yazamıyor olabilir ki bir senarist, sıkıntı nerden kaynaklı, keşke biz de bilebilsek.

    dahası, bu dizide oya dışında hiçbir kadının serhan'a aşık olduğuna dair tek bir işaret, hiç ama hiçbir şey yokken bu bile tamamen kafadan nasıl yazılabiliyor inanılır gibi değil. dizide olmayan herşeyi ekşi senaryo ekibi yazıp burdan zorla ittirmeye çalışıyor herhalde*

    sahte evliliklerin er geç yıkılmaya mahkum olduğunu, çıkar ve hesap kitapla kurulan ilişki ve evliliklerin yok olmaya mahkum olduğunu göstermeye çalışıyor.sahte, birisini aldatarak ve çıkar amacıyla kurulmuş evliliklerin o ailelere doğan çocuklara en büyük zararı verebileceğini göstermeye çalışıyor.

    şimdi ben bunları anlamak isteyenlere yazdım, anlamak istemeyen, işine gelmeyenlere değil. onlar dizide 12 bölümdür anlatılanlarla uzaktan yakından alakası olamayan tamamen kafadan uydurma kendi hikayelerini yazmaya devam edebilir. hatta kendi senaryosuna okadar inanabilir ki, bunun gerçek olduğuna inanıp, meriç acemi'nin yazdığı şeyi tamamen görmez olabilir.
    bir de merak ediyorum bu kadar, bu derece sevilmeyen, kişiyi memnun etmeyen bir dizi nasıl inatla izlenip de sürekli tamamen kafadan uydurma hikayelerle şu oluyor bu oluyor diye sürekli şikayet edilir. bkz: izlememe seçeneği.
    ve son olarak, asıl mesele aslıhan gürbüz'ü biz seviyoruz nasıl olur onun karakteri öne çıkarılıp hikaye ona evrilmezin çabası bu. daha önceki başka dizilerde bazı karakterlerin resmen sezon ortasında ya da sonunda çıktığını, karakter hikayelerinin acayip hale geldiğini gördükçe demek, fan baskısı yaparak zorlarsak olur, sürekli böyle şikayetle, huzursuzluk, mutsuzluk yaratmaya çalışarak, resmen karaktere ve oyuncusuna mobbing yaratılmaya çalışılarak zorlarsak olur mu deniyor acaba bilemiyorum. hayır bu kadar mantıksız açıklamayı 12 hafta sonunda başka şeyle açıklamak mümkün değil çünkü.

    ay yapım ve star tv altı üstü daha dizide olup bitene bile hakim olmayan ekşiden gelen "ayar ver yoksaa...." ayarıyla(!!) şu an korkudan titreyerek bütün senaryoyu baştan yazdıracaksa(!!!) "tiz senaryoya ayar verile, sen ne yaptığını sanıyorsun meriç acemi, bazı ekşiciler ne buyurur bilmez misin "(!!) diye meriç acemi'ye gidecekse zaten bu işi şu an bırakırlar, hemen gelip sizlere devrederler, afedersiniz biz yapamıyoruz etmeyin eylemeyin, biz ettik siz etmeyin siz olmazsanız naparız diye* şu ekşideki cesarete, cürete, emirlere bak. helal. "merve'nin askerleri" olunca*
    ve siz oradaysanız biz de buradayız. ekşi de bile bunca saçmalığın içinde bu başlıkta hala aklı selimle, mantıkla gördüğünü yazan insanlar var. herşeyi geçtim, merve karakterinin tüm yaptıkları dağ gibi orada dururken, serhan ve kimse daha bunları öğrenmemişken, bunlar öğrenildiğinde nasıl kafadan senaryolar yazılabilecek acaba merak ediyorum. hayal gücü inanılır gibi değil çünkü.

    son bir şey daha ekleyeyim, bu dizi bu zamana kadar hep izlediğiniz ortada bir hikaye ve karakterler arası bağlantılarla devam ettirilen, o bunla arkadaş, öteki berikine aşık, sonra beriki de şuna aşık vs vs yılan hikayesi gibi dolandırılan hikayelerden değil. bir fikirden yola çıkıyorlar. proje tasarımı var yani, karakterler arası her hafta farklı farklı bağlar kurarak öyle böyle devam edecek hikaye değil. zaten sarmaşık olayından bir yıl öncesi, olup bitenler anlatılıyor, ileriye doğru değil, geriden gelerek, eskiden olanların anlatıldığı bir hikaye. ileriye doğru sırf bazı ekşiciler istedi diye durup hikaye kuracak değil insanlar. ve proje tasarımını üstüne kurdukları fikri atamazlar. yaptıkları işi komple fırlatıp atmaya niyetleri yoksa tabii. ve bir fikir ya da kavram üzerine proje tasarımının ne olduğunu falan da anlatmakla uğraşamayacağım artık, bilen biliyodur, anlamak istemeyene anlatmaya gerek yok. kendi kafasında kurduğu gibi kendi hikayesini yazmaya devam nasılsa.

    her yazılanı da "ay hep bana cevap veriyor yine yhaa" kafasıyla da ister oku ister okuma ne yapıyorsan yap. ama dizide olan bitenle ilgili en alakasız, uzaktan yakından ilgisi olmayan entriler de demek hep aynı kişi(ler)den geliyorsa.
    ne hiçbir karaktere ne hiçbir oyuncuya özel bir ilgisi olmadan, abuk sabuk, çocuk çocuk fan hırsları olmadan, diziyi ağız tadıyla, gerçekten senaryonun gösterdiklerine bakarak izlemek isteyenler de var.

    13. bölüm edit: merve ve oya arasındaki karakter çatışmasını, çatır çutur yazdı, kimin ne olduğunu gayet de güzel anlattı meriç acemi. evet yazdı. görmek isteyene.
hesabın var mı? giriş yap