• bu bir yetenek değilse; ben de bir şey bilmiyorum.
  • en kıskanılası bir adet insan özelliği. güzel güzel yataklarına girip uyuyorlar ya öyle özeniyorum ki.

    iş bu entari, gözüm yorulsun diye; gözümle hayali 888 tane 8 çizdikten sonra girilmiştir. yine olmamıştır.

    (bkz: iyi gecelerin amk)
  • hayatım boyunca 2-3 istisna hariç (ki onlarda da nasıl uyuyamam ben ya diye çıldırmıştım) çok rahat yaptığım eylem. hatta uyuyamayana kadar uyku problemi olan insanları gerçekten anlayamazdım, nasıl bir dertle uğraştıklarını 5-6 sene önce bi gece uyuyamayınca anlayabildim.
    bi lucid dreamer olarak benim için çok şey ifade ediyor uyku ve rüya. ama bu anlamını kazanmadan önce de ne kadar rahat uyuduğuma dair örnekler vereyim.
    düğün, müğün gibi ortamlarda bile uyurmuşum bebekken.
    çocukken de şeyi hatırlıyorum, tatile gidecekmişiz arabayla istanbuldan antalyaya mesela. daha sokaktan çıkmadan arkada uyurdum, gözümü açtığımda tatil yerinde olurduk. bizimkiler anlatırdı beni millete şaka gibi diye, hep öyleymişim.
    şimdi eskisi kadar rahat edemiyorum yolculuklarda, bacaklarım sığmıyor otobüslerde özellikle ama yine de uyumadığım yolculuk yoktur herhalde.
  • böyle bir şey var dı de mi bir de
  • "pul koleksiyoncusuyla çok sık görüşüyor musun? öyle görünmese de sorunun altında yatan başka anlam yok, uykuyu iyi alamayınca* ne dediğini bilmeden konuşabiliyor insan. durmadan sormak istiyor, esasen uyumamak sormak anlamına geliyor, cevabı bir alabilse zaten uyuyabilecek." franz kafka - briefe an milena

    (bkz: uyku/@ibisile)
  • uyuma imkânı veya olasılığı bulunmak.
    şehirlerarası otobüs yolculukarında çok işe yarar fonksiyon.
hesabın var mı? giriş yap