varlığın

• (kendime ve her şeyime) şirk.
• varlığın;
  bitse de
  yokluğuna entry girsem.
• yokluğun kadar dert yükü değil.
  zira varlığında varlığını düşünüp ne yapalım değil mi? yatar yanına seni severiz. varlığını öpmek nedir?
  yokluğun öyle değil, sen yoksun, varlığın yok, anca kelimeye dökeriz ahvalimizi. bir de şey;
  ''varlığın içime dert olur ama yine de bulunsun.'' diye bir yaklaşım da varmış.
  şimdi varlığın hadisesini kendince açıklayan bu cümleyi alıntı chuck palahniuk şeklinde tamamlayıp olanca entel poyintsi toplamak isterdim fakat üzgünüm beyler.
  alıntı, rahat, hazır ol, serdar ortaç.
  of :/
• dünüm.
• varlığın;
  yokluğunun habercisi,
  hiç bir güzel şey gibi, sen de değilsin ebedi.
• varlığın; kışın ortasında bahar havası.
• varlığın;
  bir sümüklünün elinde oyuncak.
• sadece yanımda olduğun zaman değil ayrı bile olsak, beni görmek istemesen bile senin orada var olduğunu bilmek çok güzel.
  varlığın, bir yerde bana hayalperest olmadığımı,
  varlığın, bir yerde gerçek bir kişinin olduğunu,
  varlığın, yürütemesek de, olmasa da, hiç başlamasak da: benim çocukca umutlarımı "hala" süslüyor.
  
  iyi ki varsın.
• varlığın;
  var mıydı ki lan?
  mevki yerde bi büfe
  açar mıydı bana
  mal varlığın?
• bolluğum.