• bunu kim çevirdi veya kim buldu bu kelimeyi? kim çevirdiyse veya kim bulduysa dünyanın en kolay anlaşılan kelimelerinden birine bel vermiş. nokta atışı isabet sebebiyle derin hürmet kendilerine.

    sadece kelimeye bakarak bile varsayımın ne olduğunu normal sınırda bir zeka kolaylıkla anlayabilir.

    dünyanın en güzel önerilerden biri şudur sanki: "kolaylaştırınız, zorlaştırmayınız"

    bu güzelim öneri, güzel bir zihin tarafından ehil biçimde dikkate alındığında ortaya çıkan şeyin basitliği, kolaylığı ve sadelikle birlikte akıttığı bilginin güzelliği.

    varsayım nedir sorusunun cevabı en güzel pek tabi kendisiyle verilirdi: varsayım var sayımdır. yani? yani, bir şeyi hesabın içine koyup hesabı o koyulan şeyle birlikte yeniden saymaktır.

    (bkz: envanter)
    (bkz: invent)
  • araştırma sürecinde araştırmacının ispatlamak zorunda olmadığı, "zaten öyle" olduğunu kabul ettiği durumlardır. ispatlanması gereği yoktur. fakat doğru olduğu şüphe götürmez olmaldır. mümkünse önceden başkaları ya da araştırmacı tarafından test edilmiş olmaldır. araştırmanın sağlamlığı içerdiği varsayımların sağlamlığına bağlıdır. hipotez kelimesi ile hiç bir ilişkisi yoktur. varsayım hipotez demek değildir.

    ayrıca novatus'a göre varsayım "yalnızca atanın avlanacağı ağlardır"
  • eldeki verilerle çıkarım yapmak.

    örneğin sözlükle ilgili bir tanesi şudur;

    2 ay kadar önce çaylaklar yanlışlıkla yazar yapıldı (!) * sonra yanlışlık dendi oysa server test edildi. daha sonra çaylaklar geri iade edildi. esasında o 3-4 saatlik sürede yönetim gerekli dataları topladı.

    geçen süre içinde server ve yazılımsal değişiklikler yapıldı. belki server taşındı bile. en son dün gelen güncelleme gereksiz çoğu şeyi kaldırıp sözlüğü daha basitleştirdi.

    dün gelen güncelleme ile okumak için üye olmak gerek. bu aslında reklam gelirleri için kayıp anlamı taşıyor. oysa neden insanları okumak için üye yaparsınız ki? çoğunun işine gelmez bu ve reklam gelirleri birden düşer. işte her şey burada gizli.

    evet asıl düşüncemi belirtmem gerekirse "üye olan herkesi yazar yapıp, çaylaklığı kaldıracaklar. denetim, kontrol söz konusu olamayacağından bir nevi facebook vari site olacak. daha sonra gelsin favoriler, gitsin like'lar. ya da amaçsız başlıklar ve tanımsız entryler." her şey daha çok paraya dönecek. herkes istediğinde yazar olabilecek. ana avrat sövüp hesabı kapatıp 5 dakikada yenisini alıp kaldığı yerden devam edecek falan filan. gidişat bence bu. umarım yanılırım.
  • "tüm sıçışların anasıdır."

    (bkz: efsane replikler)
    (bkz: lock stock and two smoking barrels)
  • iktisatcinin ekmek teknesi.
  • sosyal hayattaki varlığının temeli önyargının kibarcası olan kavram.
  • tdk'ya göre "varsayim" seklinde yazilmasi gereken, temel yazim kılavuzuna göreyse hem ayri, hem de bitisik yazilabilir görünen bir isim, bir kelime, bir islemmis. yani kafaniza göre takilin...
  • bilimsel bir yasayı ortaya çıkarabilmek için bir olgular dizisine dayanarak temellendirilmiş, doğrulanması gereken bilimsel kabul. aynı zamanda hipotez de denir. deneysel bilimler, matematik, mantık ve feslefenin temel kavramlarından biridir.
  • bir gerçeğe giden yolu varsayımlarla kıvrımlandırarak yolda kaybolma sanatıdır hikaye anlatıcılığı. gerçeğin baskısının çekme gücü ölçüsünde varsayımların açtığı yollar ve olasılıklar evreni de karmakarışık bir haritaya dönüşebilir. borges'in labirent ve loto öyküleri var aklımda. gerçeğe çarpmamak için varsayımın çöllerinde yapılan yolculukların sonunda, öykü bitiminde yani, ölümcül bir rastlaşma yine de gösteriyorsa kendini, o uçsuz bucaksız topraklara "gerçeğin çölü" dememeli mi? doğrudan karşılaşılamayan gerçeğin ürettiği varsayım etkilerinin karmaşıklaşmasından doğan hikayelerin çekiciliği de gerçeğinkine eşdeğerdir bir okur için.

    edebiyatın zevkler aleminden kısacık bir cümle yazmak için uzaklaşacak olursam..varsaydığımız her şey evrenimize dahil olmuştur ve ondan konuşurken, her ne kadar öyle olduğunu zannetsek de, üzerine değildir konuşmamızın tarzı, onun içinden konuşuruz (çünkü içimize alıyoruz varsaydığımızı; içimizdekini dışlamak için yerine varsayılanı koyarak konuşmaya başlıyoruz ve sonra o içselleşiyor) ve sonunda varacağımız nokta da nötral bir alan değil, en içimizdeki şeydir.

    varsayarak başlarız ve varsayılana dönüşürüz konuşmamızın sonunda. insanın tanımlarından biri olarak kullanabilirim bunu.

    dünyaya getirildiğimiz ailemiz tarafından varsayılarak başlıyor oluşumuz ve varsayım halakalarımızın düğüm noktasının ailede kesişip turlar atmaya devam edişiyse tanıma sığmayacak kadar uzun hikayeler açar.
hesabın var mı? giriş yap