• an itibariyle atv de verilmekte olan mükemmel ötesi film... epey bi sansüre tabi tutulacaktır tahminimce, ama sadece sinema gibi sinemanın önünde eğilmek için bile izlenebilir...
  • (bkz: uygur türkcesi)
    (bkz: xinjiang)
  • house of flying daggers'i izledikten sonra hic tat vermeyen film.
  • adı bir çok korsancıda çömelen kaplan ve saklanan ejderha olarak yazılmıştır...film boyunca ejderhayı yada kaplanı andıracak herhangi bir şey görmemiş olmam tabi çok ilginç...
  • aynı türdeki diğer başka film için:

    (bkz: shinobi)
    (bkz: hero)
  • bayan kahramanimizin beyefendinin magarasindaki spa havuz(!)da yikandigi sahnede,
    beyefendinin soyledigi "gordum guzel kizi, havali kizi" seklindeki turkce sarkinin yarattigi saskinlik sebebiyle ilgili sahnesi bircok defa basa alinip izlenen filmdir.
  • 18 şubat 2008 pazartesi günü saat 22.00 gibi cnbc-e de yayınlanacak fantastik film.

    bu filmde zhang ziyi tarafından çarpıldıktan sonra, etkisi geçmeden hemen arkasına si mian mai fu* izlenmeli. sonra katanayı alıp camdan mı atlarsınız, duvarları yeşile mi boyarsınız, köye mi taşınırsınız bilmem.
  • seyirciyle ilk buluştuğu günlerde bir nevi "büyük abi" sendromundan çok çekmiş cefakar film. abi olan ya da abisi olanlar bilirler; birçok tecrübeyi ailelerine abilerinin yaşatması sayesinde kendileri daha rahat ederler. abinin ilk kez dışarda sabahladığında işittiği azarı kardeş işitmez, abinin sigara içerken yakalandığında yediği fırçayı kardeş yemez. daha doğrusu yese bile abiye nazaran daha az acıtır o fırçanın sapı.

    abi sendromundan ne kastettiğimi açıkladıktan sonra neden böyle bir benzetme yaptığıma geleyim. 2000'lerin başından beri seyretmeye başladığımız büyük bütçeli, uluslararası bir kadroya sahip görkemli çin filmlerinin büyük abisidir bu film. suspension of disbelief denilen mefhumdan habersiz birçok seyirci tarafından masalsı anlatımı ve görselliği itin götüne sokulmuş, taşşak geçilmiştir. fakat bu film sayesinde peşinden gelen kardeşleri house of flying daggers, hero, curse of the golden flower gibi filmler bu kadar eleştirilmemiş, babalarının gözü önünde sigaralarını yakmış, mahalle bakkalının önünde sabaha kadar bira kasası üzerinde geyik yapabilmişlerdir.
  • film bir dövüş sanatı filmi... peki diğer (amiyane tabirle) vurdulu kırdılı filmlerden bu filmi ayıran ne o zaman...dövüş kısmı uçma ve dans etme formuna sokularak şiddetten soyutlanıp "dövüş sanatının" "sanat" kısmını ele alması elbette.. uzak doğu asıllı amerikalı yönetmen ang lee kendi kültüründen bir santimetre bile uzaklaşmadan öyle devasa bir "sanat" eseri çıkarmış ki bir picasso tablosuna bakarcasına saplanıp kalıyorsunuz filme. kısaca li mu bai ve yu shu lien arasında geleneklere ve onur olarak kabul ettikleri ögelere bağlılıkları, bu nedenle kendilerini ve sevgiyi yıllarca ikinci plana itmeleri... sonrası farklı bir masal, değişik bir aşk hikayesi sanat çeşitli öğretiler feminizm vesaire vesaire...

    yirmibirinci yüzyıla tam da girdiğimiz zamanlarda çekilen bu başyapıt belki de "amerikalısı yapar da uzakdoğulusu yapamaz mı abi, biz de çekeriz filmin kralını" naralarının atılıp ciddi bağlamda kolları sıvadığı bir "ilk film" özelliğini taşıyor. çünkü (dağıtım firmalarının çeşitlenmesinin etkisini gözardı etmiyorum ama) 21.yy da bol bol uzak doğu kalitesi izler olduk ne güzel...
hesabın var mı? giriş yap