• ekşi sözlükte gerizekalı turnusolu görevi gören dizi.

    televizyon dediğiniz şeyi satın alıp evine koymak bir tercihtir.

    onu açıp izlemek bir tercihtir.

    onda hangi kanalı seçeceğiniz bir tercihtir.

    hangi saatte neyi izleyeceğiniz bir tercihtir.

    bu izlenen şeyi eleştirmek veya beğenmek, ve hatta bunu bu mecrada insanlarla paylaşmak tercihtir.

    buraya kadar tamamız.

    tüm bu tercihleri yapıp da diziyi beğenmeyince beğenmediğini belirtmekle kalmayıp insanlara da neden "beğenmemeleri gerektiğini" anlatmak ise ileri derecede mallıktır.

    biri de "bu diziye gülen her insan maldır" buyurmuş.

    ya ekşisözlükte yazıyor olmayı kiminin bünyesi kaldıramıyor çamaşır suyu etkisi yaratıyor, ya da ülkemizde akraba evlilikleri çok ciddi boyutlarda bunu fark ettirdi bana bu dizi.
  • "sahnede eğer bir silah varsa mutlaka patlar." bunu hepimiz biliyoruz.

    gülse birsel de bunu o kadar göstere göstere, gözümüze soka soka yapıyor ki, bir sonraki sahnede ne olacağını anlamak hiç de zor olmuyor.. hatta ne olacağını çözdüğümüz için devamını izlemesi ziyadesiyle sıkıcı geliyor.

    misal;
    orçun, eylem'e içirmeyi düşündüğü kızları coşturduğu söylenen içkiyi cebinden çıkarıyor, eylem'e sesleniyor. birden annesi gelince, o elinde dursa bile görünmeyecek küçücük şişeyi panikle baharatların arasına atıveriyor. (ki cebine geri koyması daha kolay bir hamle olabilirken)

    hee bu demek oluyor ki, onu oradan alamayacak ve annesi onu yemeklere koyacak.

    peki yanıldık mı? hayır? aynen düşündüğümüz gibi de oldu.

    bu kadar mı? tabi ki değil..

    emir hasta yatıyor. rıza'nın deniz'e hediye ettiği orkideden oldukça rahatsız. çiçeğin ortamki oksijeni aldığını ve bu yüzden rahat nefes alamadığını söylüyor. çaktırmadan, deniz görmeden çiçeği terasa koymak için hızlıca çiçeği kapıp terasa çıkıyor. çiçeği masanın üzerine koyuyor. sonra da ne alakaysa çiçeği sulamaya kalkıyor. (çiçeği koy içeri gir, çiçek sulamak da neyin nesi) derken deniz'in sesi duyuluyor. panik yapan emir elindeki suyu nereye koyacağını bilemezken su yere dökülüyor ve koşarak içeri giriyor.

    hee, yere su döküldüğüne göre biri bu suya basıp düşecek.

    bi'şeyler bi'şeyler oluyor, diş ağrısı çeken bora terasa çıkıyor. "heh! suya basıp, kayıp düşecek kişi de geldi" diyoruz hepimiz.

    neden bora? çünkü tüm uğraşlara rağmen dişi çekilemedi, ayağı kayıp düşsün ki, diş kendiliğinden çıksın.

    eee yanıldık mı, hayır!

    çünkü gülse birsel, bir sonraki sahnede ne olacağını şıp diye çözmemizi sağlayacak basit oyunlar kurguluyor. ve bu da bildiğimiz, sevdiğimiz gülse birsel'e hiç yakışmıyor. kendisinden daha yaratıcı kurgular bekleyen bizleri hayal kırıklığına uğratıyor.

    şahsen ben uğruyorum.
  • nurhayat'ın yine golü attıgı bölüm olmuştur:

    --- spoiler ---

    -ben saç modelime rızam karar versin istiyorum

    -amaan o ne anlar canımmm

    -ay öyle deme, bir erkeğe eften püften şeyleri sorar gibi yapıcaksın yazık o da kendini insan zannetsin kendi çapında onore olsun.

    --- spoiler ---
  • olgun şimşek'in inception yaptığı dizi.

    --- spoiler ---

    adam zaten hem selahattin hem de ahmeti oynuyo. şimdi bi de ahmet selahattin'i oynuyo. bi de işin komiği ahmet selahattin'i iyi oynamayı beceremiyo falan. olgun şimşek şu an için türkiye'nin en iyi oyuncularından birisi bence.

    --- spoiler ---

    <açılay mode on>canım; emeğine, yüreğine, yeteneğine sağlık</açılay mode off>
  • 8. bölümde olgun şimşek şov yapmıştır. aslında ilk haftadan beri yapıyormuş ama bu bölüm daha iyi anladık çünkü ortada iki farklı karakter olduğuna cidden inanmışız. benim için bölümün favori esprisi şuydu:
    ahmet: hem ben o akşam sinemaya gideceğim.
    selahattin: hangi filme.
    a: potempkin zırhlısı.
    s: savaş filmi mi? ben niye duymadım ne zaman çekilmiş?
    a: 1925
    s: ulan filme 87 yıldır gitmemişsin, tam bana lazım olduğun akşam mı gidiyorsun?

    çağatay koçtuğ tarzıyla: inceee. çok inceeee.
  • sıdıka ve annesinin de bu dizide yıllar sonra kavuşması aynı tatlılıkta olmuş.
    sağol gülse.
  • ahmet selahattin'in kılığına girdiğinde "şuna bak aynısını yapıyor" demekten kendimi alıkoyamadım. o nasıl bir oyunculuk olgun şimşek !
  • otobüste inşaat işçisinin "ben dizi seyretmem genelde belgesel izlerim ama ... " diyip dizinin kare kare analizini yapması bana çok şey hatırlattı.
  • gelecek bölümlerine dair spoiler vermek gibi olmasın ama ilerleyen bölümlerde olması kuvvetle muhtemel olaylar.

    * dizideki ana erkek karakterlerden birisi kadın kılığına girecek ve diğer erkek karakter ona aşık olacak.
    * özel bölümler göreceksiniz. misal yılbaşı özel(böyle parti vari geçecek, şarkıcıların konserleri felan), seksenler özel ("o tarihte yaşasak ne olurdu?" temalı bi'şeyler.. şimdiden söyleyim en çok çağatay koçtuğ güldürecek)
    * bölümün birinde ana karakterlerden birisi doğum günü hatırlanmadığı için hayata küsecek. lakin bölümün sonunda herşeyin bir oyun olduğu anlaşılacak kocaman bir parti verilecek..
    * diyetin konu edileceği bir bölüm muhakak çekilecektir.
    * ilerleyen bölümlerde bir ünlü oyuncu veya sanatçı dizide kendini oynayacaktır. (pamela ile bitmez bu gelenek)
    * x şahsının y şahsına önemle emanet ettiği bir eşyanın başına iş gelecek. buradan türlü komiklikler ve şakalar.
    * diziye birkaç bölümlüğüne bir kız veya erkek gelecek, bu kişi oyunculardan birisinin akrabası olacaktır; dizideki tüm karşıcins o elemana aşık olacak. hemcinsleri kıskanıp kuyusunu kazmaya çalışacak ama çalıştıkça eleman daha da sevilecek..

    bakın 3 dakika uğraştım 7 bölüm yazdım sayın gülse birsel'e.
    2-3 sezon devam etsin bu dizi, götüm üstüne bahse varım ki, bu 7 maddedinin en az 5 tanesi bu dizide olacak.
  • kemal sunal'a gülme, cem yılmaz'a gülme, gürse birsel'e gülme, ata demirer'e şahan'a gülme, burak aksak'a gülme... halkın neye gülmesi uygun bulunuyorsa torrent'la house indirip izleyen sayın ekşisözlük yazarları bir liste yayınlasınlar, halk da haddini bilsin, bitsin bu geyik amına koyim.

    tanım: gürse birsel'in aslı'yı oynadığı ikinci dizisi.
hesabın var mı? giriş yap