• orhan veli'nin siirleri kadar, mektuplari da oldukca naif. ki kitabin ismi mektuplarin arasinda ve literatürde olabilecek en guzel cumlelerden biri gibi gibi.

    okurken bazen utandim, acaba orhan veli ister miydi okumamizi diye. nihayetinde karsilik bulmayan sevgi, ozlem dolu mektuplari ve karsinda buzdan bi kadin. nahit hanimin son mektubunu gorduk ama gormez olaydik. "bastan savma" cumlesiyle ben orhan velinin yerinde olsam coktan mektup yazmayi kesmistim.

    gercekten orhan veli'ye eziyet etmekten, onun sevgisiyle kendisini bi sey sanmasindan baska bi ise yaramiyormus aslinda mektuplari. ne kadar aci. ama orhan veli cok seviyormussa demek ki.

    hele ki orhan veli'nin; "param yom. kislik ayakkabim, montum yok ankara'ya nasil geleyim, üşümek bi yana ese dosta cevreye rezil olmak var" demesine ragmen, gel diye tutturan; aslinda istanbu'da akrabalari, parasi ve subat tatili olup ankara'dan kipirdayamayan bi kadin. kadin sevmiyor ki iste. sevse; gelme der, üşüme hasta olma, mahcup da olma, ben gelirim der. ama sevmiyor ki iste orhan baba be.

    kitabi orhan veli'nin gitmek icin can attigi yerden, ankara'dan almistim. yoldayken bir solukta bitirdim. son mektup kadinin mektubuydu. kalbimde inceden bir sizi, o yollar dar geldi. kim bilir orhan veli nasil oluyordu, kadinin mektuplarini aldiginda. tahayyül etmesi zor.
  • çorap alacak paraya muhtaç kalmış bir orhan veli'yi de anlatan mektuplar.
    1940'ların koşullarında aydın, sanatçı, düşünürlerin başına gelen sürgünler, işten atmalardan nasibini almıştır.

    onlara acı çektiren o zamanın zihniyetinin bugünkü ardılları hala zulm ile iş başında.
  • edebiyata da şairliği de lanet olsun dediğim orhan veli mektuplarını içerir. hele ki şöyle bir cümlesinden sonra;

    --- spoiler ---
    ...geçenlerde borca bir ceketlik kumaş aldım, terziye verdim. ceketi bu cumartesi alabileceğim (şayet terziye vermek için yirmi beş lira bulabilirsem)
    --- spoiler ---

    (bkz: atom fiziğine de profesörlüğe de lanet olsun)
  • nahit hanım'ın oldukça zor bir kadın olduğunu anladığım kitap.
    hep trip hep trip.
    orhan veli'ye üzüldüm doğrusu.
    ve dedim ki "canavar sen de böyle bir manyaksın, yapma"
    ama herkes bir orhan veli de değil doğrusu.
    her ne ise... (kitapta da böyle yazıyor ne ise gibi.)
    güzeldir.
    dün alıp bitirdiğim kitap.
    yapı kredi yayınları'nda da indirim var.
    yüzde 25. birçok kitabında.
    alın işte.

    edit: "beni istedigin kadar ifsat edebilirsin"
    güzeldi. böyle oturdu o cümle yüreğime fil gibi.
  • çok özel mektupları genele açan kitaptır... son derece üzücüdür...

    özel mektuplar yani iki kişi, iki sevgili... yayınlanması tam bir garabettir ki orhan veli'nin mirasçılarının buna nasıl izin verdiği apayrı bir konudur...

    bu insanların ölmüş olması bu kadar özel şeylerin açığa çıkartılıp yayınlanmasını meşru mu kılar ? insanların özel yaşamlarının gizliliği hakkı ölene kadar mıdır ? insan ölene kadar mı insandır ?
  • her şey bir yana, orhan velinin, yazılanlara bakılırsa, ciddi ciddi nasıl bir yokluk, sefalet içinde yaşadığına da tanık oluyoruz bu kitabı/mektupları okurken. ödünç alınan pardösüler, ankara'ya bilet parası olmadığı için gidememek, mektup için posta parası denkleştirememek, ama hepsinden de öte, henüz tam manasıyla serpilip bu denli gelişmemiş istanbulun merkezine sık sık inmenin zorluğu... şu anki atmosferi düşünüp, şimdiki zamanı yaşayan biri bunları okurken ihtimal çok tuhaf hisseder. ve onca yokluk içinden fışkıran muhteşem şiirler...

    orhan veli
  • orhan veli'yi daha da seveceğiniz, şiirlerinin ötesinde bir orhan veli bulacağınız, bazen boğazınızın düğümleneceği bazen de dudaklarınızda hafif bir tebessümle okuyacağınız ve bir insanın maddeten yokluklar içinde olsa da geriye on yıllar belki de yüz yıllar boyunca yaşayacak bir isim bırakabileceğini göreceğiniz orhan veli'nin nahit hanım'a gönderdiği mektupları içeren kitabın adıdır yalnız seni arıyorum.
  • orhan veli gerçekten çok zor ama güzel hayat yaşamış. gitmiş dönemin en fettan kadınına aşık olmuş. nahit hanım da az değilmiş, bütün yazar, çizer tayfasını peşinden koşturmuş. ama orhan veli, nahit hanımı çaresizce sevmiş, büyük aşıkmış, ne güzel! mektupların birinde, bugün bir yerlerden para almak için istanbul'a indim ama hiç para alamadım sonra sarıyer'e kadar yürüdüm aklımda sana mektup yazmak var, şu para çıkışsın ankara'ya kesin geliyorum nahitciğim gibi bir şeyler vardı. orhan veli'nin bu heyecanı nahit hanım'ın çok umrunda mı bilemiyorum ama adamın kendi kendine yaşadığı çok inanılmaz şeyler. sabah umutla çıkıyorsun evden, para alacaksın, sevdiğini görmeye gideceksin zamanın treniyle... sonra para alamıyorsun, cebinde para kalmamış, evine kadar kilometrelerce yürüyorsun, eve kadar sevdiğini düşünüyorsun ve hala sabah evden çıkarken umut ettiğin gibi umut ediyorsun. ne güzel şeyler yaşamış insanlar!
  • en son leylim leylim'i okurken hissettiğim duygular canlandı yine. yine çaresiz bir şair yine çaresiz ve garip bir aşık ve yine ketum, ilgisiz ve aşığının duygularını bile isteye kullanan üstüne bir de kıskançlık yapan bir kadın. bu kadınlar olmadan da ahmet arif gibi orhan veli gibi şairler çıkmıyor malesef.
    orhan veli öylesine meteliğe kurşun sıkıyor ki şöyle yazmış:

    " iki günden beri yağan yağmura ve soğuğa rağmen üstümde beyaz bir ceket var. pabucum yok, gömleğim yok, kravatım yok, pardösüm yok. bu kıyafetle ankara'ya gelebilir miyim ? bilhassa bazı kimselere karşı bu sefaleti göstermek istemiyorum."

    nahit hanımdan gelen imalı cevap:

    "ben senin orada nasıl yaşadığını biliyorum."

    10 yıl sürüp gidiyor bu aşk heyhat!
  • yokluğun, sefaletin içinde yaşatılmaya çalışılan bir aşk. orhan veli'nin neden kendilerine garip adını yakıştırdığını çok daha iyi anlıyorsun okuyunca. henüz taslak halindeki orhan veli eserleri, 1948 yılında hala arap alfabesi kullandırtan alışkanlık gibi bir sürü şaşırtıcı şeyi içinde barındıran bir kitap. gerçekten aşık olmuş her erkek mektupları okurken kendi geçmişinden bir şeyler bulabiliyor. hele orhan veli'nin, bella ile görüşmediğine ikna etme çabası yaklaşık olarak "istersen evime de gitmeyip bir otelde yatayım ancak buna da param yok" şeklinde trip attığı mektup ve "seni hasretle kucaklar, annenin ellerinden öperim. gerçi ikisi bir arada pek olmaz ama" şeklinde bitirdiği mektup her erkeğin yüzünde acı bir tebessüm bırakacaktır.
hesabın var mı? giriş yap