• misantropist işi. şöyle oluyor: yeter yalnız yaşadığım, kibri bırakmalı ve insanlarla kaynaşmalıyım. gezmeli, tozmalı, sık sık iletişime geçmeliyim.

    ...kaynaşmaya çalışma aşamalarından sonra ise şöyle: yahu bu adamı/kadını nasıl hayatımdan tamamen çıkarırım. üstelik kendimle ilgili de bir sürü şey anlattım. tüm bunları konuşurken aklım neredeydi?! senin neyine gerek böyle işler?!

    sonra tekrar yalnızlık; bir şeyler okumak etmek; yeniden duyguların kabarması; yine kederden insanın içinin şişmesi. 99 francs filminde şöyle geçiyor: "belki de dünyayı kurtaracak olan sırrı kendine açıklıyordu: "can sıkıntısını kabullenmek."

    spring, summer, fall, winter... and spring gibi...
  • aynı ben dedirten açmaz
  • insanları sevmemek demeyelim de güvenememek.

    kendim de dahil insanlar olarak o kadar sahtekarız ki.

    belki de güvenilmez biri olduğumdandır.

    asosyal falan değilim ama hep bir mesafe insanlarla aramda.

    ben de isterdim arkadaşlarıma doğum günlerinde sürpriz falan yapayım ama cıks değmezler bence, keh keh.
  • şu iki şeyin birbiriyle harmanlanması ve sıra ile yapılması gerekir: yalnızlık ve kalabalığa katılma..biri diğeri için çare olur:yalnızlık,kalabalığa karşı duyulan nefrete,kalabalık,yalnızlıktan duyulan bıkkınlığa çare olur.(seneca)
  • (bkz: hepinizden nefret ediyorum ama tek başımayken canım sıkılıyo)
  • insanlar artık o kadar yabancılaşıyor ki insanlığa, gittikçe kötülüğe kayıyorlar. bunları gördükçe insanlarla muhatap olmak istemiyorum. tamam sıkılıyorum da ama ne yapacağımı da bilmiyorum,belki de bu yüzden kitaplara sarılmışımdır.
  • (bkz: tinder)
  • uzaylılar tarafından kaçırılmak istemek.
  • ne birbirimizle yaşayabiliyoruz, ne de birbirimiz olmadan yaşayabiliyoruz
hesabın var mı? giriş yap