• biri demisti, vucut bunlarla tatli aldigini zannettigi icin insulin salgilar. fakat insulin bu garip aletlerle etkilesime giremediginden kanda insulin enflasyonu olur. insulin fazlaligi da acikma hissiyatini korukler. bu da diyet kolayla kilo alma mucizesine sebep olur.

    cok da mantiksiz gelmedi.

    edit: sonradan yapılan araştırmalarda bunun yapay tatlandırıcının hiçbir türü için doğru olmadığınin teyit edildiğini okumuştum ama entry'yi güncellemeyi unutmuşum.
  • "yapay" kısmına takığım biraz. "doğada var olmayan, laboratuarda sentezlenmiş" gibi bir anlam çıkıyor ama bazı yapay tatlandırıcılar da doğal. mesela stevia bitki kökünden elde ediliyor. ne bileyim, eritritol meyvelerden elde ediliyor, tagatoz süt ürünlerinden elde ediliyor.

    ayrıca bir şeyin "yapay" olması sağlıksız olduğu anlamına da gelmiyor. kullandığımız ilaçların çoğu "yapay". fayda ve zararı sadece doğallıktan çıkarmak doğru değil. (bkz: argumentum ad naturam)
  • bir ürün şekersiz ama tatlıysa bizi şekerden uzaklaştıran bir alternatif olduğunu düşünüyoruz genel olarak. bugün yapay tatlandırıcılardan insanların beklediği bu olumlu etkinin her zaman güçlü bir seçenek olmadığını gösteren pek çalışmalar vardır. vücudun şekere verdiği tepki ile yapay tatlandırıcılara verdiği tepkinin aynı olmadığını kanıtlamak için yapılan araştırmalar olumsuz sonuçların varlığını ortaya koymaktadır.

    sistemin işleyişi ise oldukça basittir. dildeki tat reseptörleri, tadı algılar algılamaz beyne “şeker geliyor!” mesajını göndermektedir. beyin “mesajını pankreasa iletiyorum!” der ve insülin salgılamaya başlamaktadır. gelen şekerler parçalanmasıyla tokluk hissi oluşmaya başlamaktadır. fakat gelen mesajın içi boş ise sistemin kafası karışabilir.

    purdue üniversitesi, psikolojik bilimler bölümü’nün yapmış olduğu bir araştırma yapay tatlandırıcıları, vücudun mükemmel dengelenmiş sisteminin bozucusu olarak görmektedir. kalori yerine vücudu kandırmayı pavlovcu şartlandırma ilkelerine dayandırmaktadırlar. yani zil çalınca yemeğinin geleceğini bilen bir köpeğin sistemini yaşıyor oluyoruz. dahası, bu tekrarlandıkça sistem gelen tatlı sinyallerine güvenmemeye başlıyor ve böylece artık açlık ve tokluk arasında ayrım yapamaz hale gelmiş oluyor.

    şekerli tadın, vücudumuzda neden olduğu reaksiyonları değerlendirdiğimizde, bu gıdaların aşırı tüketiminin insülin seviyesindeki dengesizliği tetikleyip tip 2 diyabete ve vücudun yeterli kalori almaması sonucunda refleks olarak daha fazla acıkmasına ve ardından daha fazla yemesine, yani obeziteye, sebep olduğunu belirtmemiz doğru olacaktır.

    yapay tatlandırıcılar şekerden daha az kalori içeriyor ve böylelikle şeker yerine tek başına alındığında kilo kaybına katkıda bulunuyor. fakat vücudu gereken makro besinler ile doyurmadığımız için var olan acıkma hissinin önüne geçilememiş oluyor. yapay tatlandırıcılarla ilgili uzmanları endişelendiren nokta, bu maddelerin giderek daha fazla ürüne girerek günlük almamız gereken dozdan daha fazlasına maruz kalmamıza sebep olmasıdır.

    tatlandırıcı tipleri:
    aspartam sofra şekerinden 180-200 daha tatlı bir tatlandırıcıdır. uzun yıllar birçok diyet ürünün içerisinde bulunmasına rağmen güvenilirlik konusundaki tartışmalar sebebiyle ürünlerden yavaş yavaş kaldırılmaya başlanmıştır. bazı ürünlerin içindekiler kısmında aspartam, e951 olarak ifade edilmektedir.

    sakkarin sofra şekerinden 400-700 kat daha tatlı bir tatlandırıcıdır. en iyi tanınma yöntemi tüketildikten sonra ağızda bıraktığı metalik tat olarak ifade edilmektedir. hayvan deneylerinde mesane kanseri riskini arttırdığı gösterilmesine rağmen insan üzerindeki çalışmalar hala soru işaretlerini cevaplamış değildir. tamamen kalorisiz ve besin öğesi içermeyen bir tatlandırıcıdır. bazı ürünlerin içindekiler kısmında sakkarin, e954 olarak adlandırılmaktadır.

    sükraloz sofra şekerinden 600-1000 kat daha tatlı bir tatlandırıcıdır. sükralozun bir kısmı dışkı ile atılırken bir kısmı emilip ve metabolize edilmektedir. bazı ürünlerin içindekiler kısmında sükraloz, e955 olarak adlandırılmaktadır.

    acesülfam potasyum genelde fırınlanacak ürünlerde kullanılan acesülfam potasyum (ace k) sofra şekerinden 200 kat daha tatlıdır. asesülfam potasyum ile ilgili çok fazla hayvan çalışması olmasına rağmen insan çalışması maalesef oldukça azdır. bu hayvan çalışmalarının bazılarında acesülfam potasyumun uzun vadeli hafıza fonksiyonlarına zarar verebileceği yönünde bulgular vardır. bazı ürünlerin içerisindeki acesülfam potasyum, e950 olarak adlandırılmaktadır.

    tatlandırıcıların mide florası üzerinde de bir hayli etkisi vardır. sindirim sistemininiz ikinci beyninizdir ve bedeninizdeki birçok fonksiyonu kontrol eder. bu kontrolün kumandası ise sindirim sisteminizde bulunan bakterilerde saklıdır. işte tam olarak bu sebepten sindirim sistemi floranızın durumu oldukça önemlidir. bakterilerin yaşaması, çoğalması ve doğru oranda olması ise yedikleriniz ile yakından ilişkili. durum böyle olunca tatlandırıcıların mide bakterileri üzerine etkisini incelemek oldukça kayda değer bir hal almaktadır. tatlandırıcılar mide florasını bozmaktadır. bu durum sadece kan şekerine değil, diğer tüm sağlıklı yaşam komponentlerine etki etmektedir. bu sebeple sağlıklı bir mide florası için tatlandırıcı tüketmemek en iyisidir.

    şeker ikamesi olarak kullanabileceklerimiz:
    agave şurubu
    agave bitkisinin en çok nektarı verdikleri dönem, ölmeden önce çiçek açtıkları zamandır. fakat günümüzde agave nektarına olan talebin artmasıyla çiftçiler büyüme döngüsünü kısaltarak daha fazla nektar tedarik yöntemine başvurmaktadırlar. bu da biyolojik çeşitlilik eksiğine yol açmaktadır.

    agave için piyasadaki en sürdürülebilir seçenekler sertifikalı organik ve adil ticaret ürünleridir, çünkü bu sertifikalar ürünlerin pestisit kullanılmadan üretildiğini garanti eden ürünlerdir.

    akçaağaç şurubu
    saf akçaağaç şurubu doğal bir üründür ve ağaçların onu üretmek için ilaçlanması gerekmez. katkı maddeleri, stabilizatörler veya suni aromalar içermez.

    sürdürülebilir yöntemler kullanılarak üretilmiş akçaağaç şurubu aldığınızdan emin olmak için ambalajında usda organik ürün etiketinin olup olmadığını kontrol edebilirsiniz.

    stevia
    stevia bitkisinden yapılan ve sıfır kalorili bir şeker ikamesidir. bu bitkiden şeker üretilirken ilk adım olarak bitkinin yaprakları suya batırılır, sıvısı süzülür ve saflaştırılır. ardından ürün kurutularak toz haline getirilir ve tatlandırıcı elde edilir. stevia bitkilerinin çoğu, güney amerika ve çin’deki büyük tarım işletmeleri ve şirketleri için yetiştirilmektedir. peru’da, bu büyümenin bir kısmı ormansızlaştırılmış yağmur ormanı arazisinde yapılıyor ve toprak erozyonu, atık üretimi ve su kirliliği ile ilgili sorunlar yaratıyor. daha sürdürülebilir yöntemlerin kullanılması için savaşan perulu çiftçiler, ülkede markaları için “rainforest alliance” etiketini ilk alan çiftçiler olmuşlardır.

    stevia satın alırken organik ve rainforest alliance sertifikalı ürünleri tercih edebilirsiniz.
  • minik birer hap seklinde kutu icinde satilanlari seker hastalarinin disinda kampcilarin da karagun dostudur. izah edeyim; sirt cantaniz ve cadirinizla birkac hafta medeniyetten uzak dag basinda kamp kuracaksiniz. gun asiri da mekan degistireceksiniz. boyle bir durumda ne kadar az yuk o kadar az dert demektir. yaninizda toz seker veya kup seker tasiyarak hem yukunuzu (agirlik olmasa bile hacim) arttirir hem de cadirinizi katil karincalarin basmasina sebebiyet verebilirsiniz. oysa bir kutu yapay tatlandirici avuc ici kadar hacmi ve kullanisliligiyla cok daha islevseldir. mesela birkac paket toz icecek de alirsaniz bulacaginiz her cesme veya su kaynaginda meyvesuyunuz hazirdir. dogal mevyesuyunun yerini tutmasa da en azindan agiz tadinizin yerine gelmesine olanak saglar. yapay tatlandirici sagliksiz olabilir orasini bilemem ama kampcilik icin kullanisli oldugu kesin.
  • aşırı tüketimi laksatif etkiye* yol açabilen ürünlerdir.*
  • bunları alınca vücut şeker aldığını ve onu yakacağını sanarak insülin salgılıyo.
    o insülin karbonhidratları yağa çevirip depoluyo.
    niye?
    çünkü aldığını sandığı şekeri yakacak.
    e ama ortada şeker yok.
    insülin yüzünden de karbonhidratlarda yağa gitti.
    kanda da yüksek miktar insülin var.

    peki bu vücut o anda ne yakıyor allasen?
  • aspartam,asesulfam k,sukraloz gibi türlerini kullandığımda, vücudumda aşırı aktif mesane'yi tetiklediğini fark ettiğim kimyasallardır. ha bir de baş ağrısı veya diyare oluyor.

    ilginçtir, bildiğiniz pancar şekerini veya bunu içeren herhangi bir şeyi tükettiğimde de bu rahatsızlık olmuyor.

    onun için, bu pislikleri zararsız ve sıfır kalori diye övenlere pek kulak asmayın, bunu içeren herhangi bir şeyi de tüketmeyin.
  • beyin tümörlerinin artışı sebebiyle suçlanan aspartam ile ilgili bir not ben eklemek istedim.

    ***spoiler***
    aspartam en tanınmış ve hakkında en çok aleyhte yayın yapılmış yapay tatlandırıcılardan. şekere alternatif olarak aspartik asit ve fenilalanin adlı bir aminoasitten meydana gelen bir yağ asididir. 1996’da yayımlanan bir araştırmada, beyin tümörlerindeki artışın aspartam kullanımına bağlı olabileceği dile getirilmişti. başka kanser türleriyle bağlantılar kuruldu ve tatlandırıcılarla ilgili korku atmosferi yayıldı. bunun üzerine abd kanser enstitüsü 2006’da yarım milyon kişiyi kapsayan geniş bir araştırma yaptı. araştırma sonuçları beyin tümörü, lösemi ya da lenfom ile aspartam kullanımı arasında bir bağlantı kuramadı.

    aynı şekilde avrupa gıda güvenliği kurumu da eldeki verileri incelediğinde, tavsiye edilen miktarda tüketildiğinde (vücut ağırlığı bakımından kilo başına 40 mg) çocuklar ve hamile kadınlar için bile güvenli olduğu sonucuna vardı.

    ***spoiler****

    ölüme kadar tatlanın
  • ülkemizde tüketimi 2001 yılında 23 bin tondan, 2015 yılında 350 bin ton'a çıkan zararlı kimyasal

    (bkz: aspartam)
    (bkz: sakkarin)

    --- spoiler ---

    2001 yılında 23 bin 647 ton olan (büyük çoğunluğu aspartam olan) "yüksek yoğunluklu tatlandırıcı" ithalatı... 2015 yılında oldukça yüksek bir artışla 350 bin tona ulaştı!
    --- spoiler ---
    kaynak: saklı seçilmişler- soner yalçın
  • sifir kalori olmasina ragmen kilo aldiran, mumkun mertebe uzak durulmasi, en azindan duzenli kullanilmamasi gereken (eger diyabet degilseniz) urunler.

    bir deneyde, normal gazli icecekler tuketen (kola diyelim) bir grup insan, diyet kolaya geciriliyor. deney grubunun ortalamada kilo vermek bir yana, kilo aldigi goruluyor. normalde alinan kalori dustugunden vermesi beklenirdi. bircok insan da bu nedenle sifir kalorili gazli icecekleri iciyor.

    ayrica fareler uzerinde de yapilan deneyler var. bir grup fareye diyet (tatlandiricili) meyveli yogurt verilirken, obur gruba sekerli yogurt veriliyor. sonuc, tatlandiricili yogurt yiyen grubun daha kilo aldigi ve yag biriktirdigi goruluyor.
    http://www.cbsnews.com/…milysenay/main2330142.shtml
    http://www.sciencedaily.com/…08/02/080210183902.htm

    tatlandiricili urunlerin kilo yapmasinin birkac nedeni olabilir. birincisi daha once de yazildigi uzere, (bkz: #13276293) vucudun sekerin tadini alinca "kalori gelecek" beklentisi icerisine girerek istah artisina yol actigi (asiri insulin salgilamak).

    ikincisi de diyet gazli iceceklerin sindirime yardimci olarak agir urunlerin cok hafifmis gibi rahatca tuketilmesine neden olmasi. ozellikle fark ettim ki kizartilmis urunler normalde cok zor tuketilirken, diyet kolayla cok rahat tuketiliyor.

    son olarak da yemek yerken asiri sivi tuketimi zaten mideye asit salgilatan, mideyi buyuten bir sey oldugundan koca koca bardaklarla siselerde diyet kola tuketenlerin mideyi de buyuterek kilo almaya neden olduklarini tahmin ediyorum.
hesabın var mı? giriş yap