• burada vurgu, bilgisizliğe değil. zaten bir kişinin tek bir alanda bile herşeyi yaladım yuttum diyemeyeceği bir dünyadayız. günlük üretim bile takip edilebilecek miktarın çok çok ötesinde. esas mesele, bir miktar bilgiye ulaşıp bunu aklına soktuktan sonra gelişimini orada durduran, ulaştığı bilgiyi kutsal kitaba çevirip kat'a yanlış olabileceğine ihtimal vermeyen insanın zavallığı ve bu zavallığın topluma çektirdikleri.

    bilgi doğası gereği dinamiktir. yeni bir kapı açılır, yahu biz öyle demiştik ama değilmiş, böyleymiş diyip bilgileri güncellemek gerekir. ama bu yarı cahilin kabusudur. cebi iki kuruş para gören, orta karar eğitim almış, tüketim aşkıyla yanıp tutuşan (karma ekonomiyi yeni yeni terk ediyoruz. döviz yasağı kalktığında ben çocuktum galiba: baktım şimdi 1984'te kalkmış) ve kendini artık bir şey gibi görmek ve hissetmek (çok insani) isteyenler arasında yaygın bir hastalık.

    burada sorun şu: yanlış bilen kişi, haydi bunu itiraf etmiş olmamak, rezil olmuş hissetmemek için, utandığı için falan geri adım atmayı yediremiyor. hay hay. olur yani insanlık hali. ama sonra dur ben bir bakayım, neymiş ne değilmiş demiyor ve yalan yanlış kırıntıları ısrarla yaymaya çalışıyorsa ve bunu zaman ve mekan tanımaksızın ha bire yapıyorsa, hah işte o insana yarı cahil deniyor. bunlar bilgiye inanır, bilgiyi inanç meselesi yapar, oradan da gurur meselesine saparlar. işin içinden çıkmak imkansızlaşır, şahane olur.

    günün anlam ve önemine uygun bir beyinde kemikleşme örneği vereyim. vaktiyle bir diplomatın frenkçesi falan tastamam, cehepeli teyze görünümlü, çok batılı ve çok modern eşiyle tanışma şerefine nail olmuştum. bir gün bir sohbet esnasında duydum ki spordan sonra belli bir süre içinde duş alınmazsa sporun etkisi kalmıyormuş, laktik asit ve toksik maddeler geri kaçıyormuş. ben de laktik asidin şeceresini çıkaracak değilim de bilen insanlar var ortamda. yani laktik asidin uçan kaçan bir şey olmadığını, terle atılan toksinlerin ölürüm de dönmemci olduklarını anlatıp üstüne diplomaları üzerine yemin eden insanlar, allah bilir nereden edinilmiş hikayeyi güncelleyemedi. inanmıyor. inanması da gerekmiyor zaten. ölçüp biçtikten sonra ikna olup benimsemesi, ikna olmadıysa kendi açıklamasını yapması, ona öyle demezler peynir ekmek yemezler demesi lazım. hiçbiri olmadı. bari neymiş bu diye aç bak internet önünde. yok işte. tam olarak yarı cahillik budur.

    ideolojisinden bağımsız olarak militan tiplerin tamamı bu kategoridedir. dini fanatizmi de ideoloji olarak alıyorum burada. saç boyatıp kolda bavul taşıyınca oldum diyen hanımlarla bunların muadili beyler arasında da bolca bulunur bunlar. türlerinin yok olma tehlikesine girdiği hiç görülmemiştir, yakın bir tarihte de görülmeyecektir. adamın teki çıkmış bildiğim tek şey hiçbir şey bilmediğimdir demiş. kime demiş, niye demiş?
  • "eğitim, özgür ve dinamiktir, belirli bir amaç doğrultusunda araçsallaşmamış, sabitlenmemiştir. eğitimsizlik, “salt naiflik, salt bilmemek”tir, böylelikle nesnelerle dolayımsız bir ilişkiye elverir. dolayısıyla, eğitimin başlatılabileceği bir başlangıç noktası da sağlar. yarı-eğitimlilik ise “eğitimden önce gelmez, onu takip eder”; sabitlenmiş, kültürel veya toplumsal bir amaca bağlanarak araçsallaştırılmıştır. yarım anlaşılmış ve yarı öğrenilmiş olan, eğitimin ön basamağı değil onun can düşmanıdır” (adorno)

    şair burada "bu kadar cehalet ancak tahsille mümkündür" demektedir.
  • cahil olup bunu kabul etmeyen insandır. kendisini her konuda az çok bilgili sanır. her konuda fikir beyan eder ve sadece bununla kalmaz, karşıt görüş belirttiğinde (olayın aslını söylediğinde), seni bir ezer bir ezer auuvv tövbeler tövbesi. işte bu tip insandan korkacaksın. korkmakla kalmayacak topukların götünü döve döve kaçacaksın. çünkü yavuz hırsız!
    yani bilmemek ayıp değil de bilmeyip biliyomuş gibi yapmak, bilmediğini bilmemek, bilmeyeyazmak, bilmeyedurmak, vs. bunlar ayıp yapmayın.
  • yarı cahilsem, yarı da aydınım.

    imza: polyanna
  • benim.

    yarı cahil olduğunun farkında olmak güzeldir. lakin bu kalan diğer yarının aydın olduğu anlamına gelmez. kendini eksik bilmek sadece farkındalığı arttırır. bana ve benim gibi gereksiz adamlara selam olsun.
  • yarı insan, yarı cahil.
  • az bilen, bildikleri eksik bilgilerden ibaret olan, ve bu eksik bilgileri de doğru yorumlayamayan kimse.

    cahil kimseleri yarı cahil haline dönüştürmek sureti ile topluma en büyük zararı yarı cahiller verir.

    bir yarı cahil, türkiye'de bir dönem ekmeklerin yağların ve benzeri ürünlerin karneyle verildiğini bilir, fakat o dönem dünya genelinde ekonomik krizin, kıtlığın ve tüm zamanların en büyük savaşının* var olduğunu bilmez. hatta o dönemin hangi dönem olduğunu bile bilmez.

    bir yarı cahil, bir dönem halkın benzin almak için uzun sıralara girdiğini bilir, fakat o dönem abd dahil tüm dünyada benzer manzaraların görüldüğünü, tüm dünyada petrol krizi olduğunu bilmez.

    bir yarı cahil, ssk'nın kemal kılıçdaroğlu'nun genel müdür olduğu dönemde uçuk açıklara sahne olduğunu bilir. fakat ssk genel müdürünün görevinin parlementodan gelen kararları uygulamak olduğunu bilmez. emekli maaşlarını, emeklilik yaşını ve benzeri birçok önemli kararın hükümet ve parlemento tarafından kararlaştırıldığını bilmez. ssk'yı aslında dönemin hükümetinin yanlış politikalarının batırdığını bilmez.

    bir yarı cahil, kambriyen döneminde canlıların çok kısa bir süre içerisinde ortaya çıktığını bilir, fakat bunu doğru yorumlayamaz. "bono do ocoklosono yoo" diye havlar; açıklarsınız, anlamış gibi yapar; 3 gün sonra tekrar aynı şeyi havlar.

    eksik bilgileri, eksik oldukları için doğru yorumlayamaz. cahilleri de zehirler.
  • bir şeyi yarım bileceğine hiç bilme ve bildiğini de sanma.
    yarım hekim candan eder, yarım hoca dinden eder.
  • en tehlikeli türdür.
  • tam cahillerden daha bilgili olurlar. iyi tarafından bak, pozitif düşün.
hesabın var mı? giriş yap