yayayken arabalara arabadayken yayalara kıl olmak
-
devamlı yaşadığım ikilem. inanılmaz bir şey. içinde yaya ve araba olan herhangi bir trafik senaryosu düşünün. karşıdan karşıya geçicem diyelim, direk yavaşlamayan arabalara kıl oluyorum.
"lan ölür müsün biraz yavaşlasan" diye sayıklıyorum içimden.
fakat aynı durumda arabadaki şahıssam; "lan öküze bak arabanın geldiğini görüyor hala dikiliyor yolun kenarında" diye düşünüyorum.
empati falan yok. o an hangi ulaşım aracını kullanıyorsam kendimce tartışmasız şekilde haklı olan ben oluyorum. devlet buna bişey yapması lazım. -
bencilliktir, insanin kendine yakisani giymesidir.
-
-
eşittir gençken yaşlılara yaşlıyken gençlere kıl olmak.
-
(bkz: empati yoksunu insan)
-
nabza göre şerbet vermek bir bakıma böyle bir şey olsa gerek.
-
istanbulda yaşamanın yarattığı ikilemdir.
-
insana duyulmasi gereken temel saygidan yoksun olmanin yol actigi hezeyan.
-
metrobüste kimin eli kimin cebinde belli değil şekilde giderken hepsine kıl olmaktan daha kıl bir durum değildir.
-
bu paradoksun tarafları arasındaki ince bir ayrıntıya değinmek gerek.
taraflardan biri yayalar, diğeri ise arabadaki insanlar. arabadaki insanlar da kendi arasında yolcular ve şöför olmak üzere ikiye ayrılıyor. iki durumda da değerlendirmede farklılıklar olabilir. kendimden biliyorum.
yayayken arabadakilere, arabadakilerden biriyken de şöföre kızan biriydim. şöför oluncaya dek. şöför olduktan sonra yaya halimle trafik kurallarına karşı ne kadar duyarlı olmam gerektiğini farkettim. araç yollarının aslında yaya yolu olduğunu, arabalara çarpan yayaları gördükten sonra farkettim.
ekşi sözlük kullanıcılarıyla mesajlaşmak ve yazdıkları entry'leri
takip etmek için giriş yapmalısın.
hesabın var mı? giriş yap