• adının ne olduğunu bilmediğim bi ruh hastalığı bence. buram buram çin malı kokan eşyalarla çocukluklarındaki barbie evi hayallerini yaşayan kadınların mastürbasyonu.
    sandalyeye bisküvi oturtan ablamız, english home'dan aldığı pembe (pembiş) masa örtüsünü serip, madame coco'dan "aşık olarak" aldığı fincanları ve sağına soluna kurdele bağladığı kurabiyeleriyle kocişkosu murtaza'yı bekliyor.
    "sunumsuz yakalanmak" onun için dünyanın sonu !
    bütün gün bunun için nöron yakıyor. "canım eltisi"ni " bitanecik kocişkosu"nu "abişkosu"nu da o korkunç barbie evine dekor olarak koyuyor.
    bu kadınların başka dertleri, tasaları, bi hayat gaileleri yok mu allasen ?
    hayır asıl ben murtaza'yı düşünüyorum. o evde tam olarak ne yaşıyor bu adam ?
    libido öldürücü "pembiş" koltuklar, kornea kanatan biblolar, her taraftan sarkan oyuncak bebeklerle dolu bi odada, nasıl bi blowjob, nasıl bi hard yapıyorsunuz ?
    orgazm sigaranı söndürdüğün küllüğe bile gelinlik giydirilmiş.
  • sigara içtiğim zamanlarda mandalina kabuklarını küllük olarak kullandığım zamanlar geldi aklıma. neden evde kaldığım şuan anlamını buldu.
  • yazmayım diye kendimi baya tuttum ama bu unicorn sıçmış gibi evlerin, mefta kraliçe marie antoinette'in garaj satışından alınmış gibi koltukların, sandalyeye oturtulan bisküvilerin, amuda kaldırılan peynirlerin iki sebebi var: aşırı doz vasıfsız olmayı kabullenememe hali ve kötü cinsel yaşam. freud abimiz bir tanesini inceleseydi "kızım içine hıyar doldurduğun a ş k harfli çanaklara vereceğin parayı bana ver de sorununu çözeyim" derdi.

    çocukken bile misafirlikte otururken etekleri dizlerinin üzerine çıksa analarının iki kaş göz hareketiyle kapatmayı öğrenen, daha 14-15 yaşındayken ileride hayırlı kısmet bulması için dualar edilen, büyük kısmı filanca teyzeler tarafından "çohanımgız" tavsiyesiyle tanıştırıldığı adamla evlenen kadınlar bunlar. bir kısmı da üniversite okuma şansına sahip olduğu halde hikayesinin kalanı aynı. evliliği karı ve koca rollerindeki çocukların sadece aynı sofrada yemek yediği hormonlardan ırak evcilik oyununa, kocayı da böyle ibne gibin, puşt gibin "kociş" diye bir şeye indirgemeye çalışıyorlar. kimse hunharca seviştiği birine trt çocuk kanalında yayınlanacak potansiyel çizgi film ismi takmaz herhalde? trt çocuk yayın akışı: canım kardeşim, heidi, sünger bob, elma kurdu nam nam, masha ve ayı, selma ve kocişi. bak zerre sırıttı mı? fikriye teyzenin eltisi muazzez hanımın işi gücü yerinde yeğeni ismail'le tavsiye üzerine evlenen selma'nın a ş k harflerine zeytin dizmek yerine ismail'le gerçekten aşk yaşayacağını, english home'un ingiliz kuş gözlemcileri tarafından dizayn edilmiş pembiş nevresimleri yerine siyah saten çarşaflar alacağını düşünmüyorsunuz herhalde? çokoprense kurdele bağlayıp yurdun 4 bir yanındaki diğer selmalar tarafından likea boğulacak ki o da kısa hayatında bazı tatminler yaşasın ha?

    "#eviminsultanıyım"
    kardeş, baktım da kocanla çocuklar, kaynanangil, eltinler yetmezmiş gibi bir de kap kacağa, incik boncuğa halayık olmuşsun sultanlık derken.
  • vallaha özendim, hatun kuşbaşılı pideyi minik çantaya koymuş servis ediyor. bizim burda pideci fırın küreğiyle masaya bırakıyor lan.
    resmi göstereceğim kendisine
  • aslında başlığı açılmıştır diye düşünmüştüm ama bulamadım.

    son günlerde birkaç kez karşıma çıkmış yeni nesil gelin kıroluğu. işlevsizliğin deliliğe dönüşmüş hali. minik arabalara yumurta oturtmak, bisküvilere kurdele bağlamak gibi şizo hareketler içeriyor.

    http://listelist.com/yeni-gelinlerin-sunum-telasi/
    http://yemek.com/…radan-alin-diyen-yemek-sunumlari/

    ayrıca:

    (bkz: sunumsuz yakalanmak)
  • başlık altında yazılanları zaman zaman sesli gülerek okudum. ilahi sözlük! çoğu kişi önce bu kadınları aşağılamış da aşağılamış, sonra da bu kadınlarla evlenen erkeklere acımış da acımış. benim anlamadığım şu; bu kadınlarla evlenen erkekleri ne sanıyorsunuz ki siz? kader kurbanı falan mı?

    gayet basit bir örnek vereceğim. burası ekşi sözlük. iyi kötü liseli de olsa, bir iki kitap okumuş, bilgisayar kullanmayı bilen kişilerin yazdığı bir platform burası. sabah akşam şu sol frame'de kadınlarla ilgili başlıklara bir bakın.

    hemen örneklendireyim. geçenlerde 'hem menemen yapan hem de çay yapan kadınlar' hakkında en az 10 girdiden 9'u şu şekildeydi: eşim olur kendisi. evlenilir ki bununla. her türlü öpülür yalanır. kadındır o kadın!! vs. menemen ve çay yapan kadını beğenmeyenlerin alternatifi de 'peynir tabağı yapsın canım, o da kadındır nihayetinde' oldu. yani kadın her halükarda bir erkeğe hizmet ettiğinde beğeniliyor. kadınları bu şekilde bilinçaltından şartlandırıyorsunuz, ondan sonra hayatı mutfak ile salon arasında geçen bir kadını sabah akşam burada yeriyorsunuz. yegane ilgi alanı, hobisi ve tüm hayatı 'ev' olan bir kadından ne bekliyorsunuz ki? bilakis yegane ilgi alanı, hobisi ve tüm hayatı ev olsun diye bunca çabalarken üstelik.

    örneğin kadın ev alanının dışına çıksın. ilgi alanı asfalt olsun. şimdi gidin kadın şöför başlığına bakın. her 10 girdiden 9'u şu şekilde: kadın şöför mü? uhuhauaaa. oksimoron lan o. kadın otursun evinde!

    ilgi alanı üniversite olsun. şimdi gidin doktora yapan kadın başlığına bakın. her 10 girdiden 9'u şu şekilde: doktora yapan ama yumurta kıramayan kadın ne boka yarar? sıçmışım doktorasına.

    ilgi alanı film, oyun, kitap olsun. şimdi gidin marvel karakterinden hoşlanan kadın başlığına bir bakın. her 10 girdiden 9'u şu şekilde: erkeklere yaranmak için okuyormuş gibi yapan kadındır o, okumaz aslında.

    kıssadan hisse; eh be sözlük erkeği! istisnaları elbette bir kenara koyuyorum ama tüm dünyanın senin etrafında döndüğünü zanneden kamilin tekisin. anacığın zamanında 'göster oğlum, herkes ürksün. aslansın, kaplansın, erkeksin, yürrrrü' demiş sana, bu yaşta hala kendini prens sanıyorsun. sabahtan akşama kadar kadın dediğin bana böyle hizmet edecek, beni böyle mutlu edecek, kadın dediğin evde oturacak, kadın dediğin bana itaat edecek babında girdiler döşeyip duruyorsun.

    hani diyorsunuz ya, bu kadınlarla evlenen erkeklere yazık diye. bakire olmayan kadın açılmış puding gibidir diyen, evrimini tamamlayamamış primat türleri de evleniyor bu ülkede, unutmayın. gerek eğitim, gerek iş yaşamı, gerekse sosyal alanda erkeklerle her konuda yarışabilecek bağımsız, güçlü, mudanası olmayan kadınlarla evlenebildiklerini mi sanıyorsunuz siz bunların? neden bu kadar öfke ve nefret dolu bu kamiller, bu donanımlı kadınlara karşı, anlamıyor musunuz?

    böyle hayatı mutfak, salon, bebek odası arasında geçen, eve kapatılan kadınlarla evleniyorlar nihayetinde. yegane meşgalesi de ev olan bir kadın oturup sosyal medyada stephen hawking'den alıntılar yapacak değil ya. perdesi ile koltuk takımı, koltuk takımı ile halısındaki şal deseni, halısındaki şal deseni ile fincanın kenarındaki kurdelesi hakkında resimler paylaşıyor.

    gündüz sol frame'de 'küçük memeli kadınlar gözümü rahatsız ediyor. dünya benim etrafımda dönüyor, tamam mı? dekolte giymesinler yhaa' diye nasıl dedikodu yapıyorsa, geceleyin karısıyla kaldığı yerden kız kıza dedikodusuna devam ediyor bu erkek. çap ve teğet meselesi.

    tanım: kimseye zararı dokunmadıkça bırakınız yapsınlar, bırakınız etsinler dediğim kişiler.
  • bazısı beni baya güldürüyor.

    burda sadece kurdela ile süslenmiş, sandalyeye oturtulmuş bisküviler gelmesin aklınıza.

    kız sıradan bi kahvaltı hazırlamış onu bile büyük bi beceriymiş gibi sunmuş mesela. onlar da güldürüyor.

    mesela dün gördüm, kız kahvaltı sofrası kurmuş, domates, peynir, zeytin var. çay var bir de salam dilimlemiş. 2 tabak ve çatalları koymuş. altında da yazmış "ne yaparsan yap aşk ile yap".

    ama ablacım sen fazla aşık değilsin galiba sanki? benim 11 yaşındaki kız yeğenim bana gelip dayı açmısın diyip bundan 7 kat daha özenli sofrayı 5 dakikada kuruyor yav kendi istegiyle. hiç de aşk ile yaptım, off çok becerikliyim, vay anam ben neler yaratıyorum demiyor. normalini yapıyor cunku. sıradan bi insan becerisi. kendine yetmek bu. (benzer sofrayı ben de ona kurmuşumdur defalarca)

    hayır cidden dolaptan 3 tabak çıkarıp sofraya koymayı bir şeyler hazırlamak olarak mı görüyorsunuz yahu? hem de aşkla??

    sizi kimler bu kadar beceriksiz yetiştirdi yav? hep ebevenylerin suçu bu. çocuklarınızı çok beceriksiz yetiştiriyorsunuz. sonra bunlar evde sıradan bir şey yaptığında mesela yumurta bile yaptığında mucize yapıyorum sanıyor.

    sıklıkla etrafımdan şunu duyarım mesela. bugüne kadar 10larca kadından duydum;

    "kek yaptığımı annem (ya da babam) duysa çok şaşırır"

    ablacım senin nasıl bi annen var?? 30 yaşındaki kızının kek yapmasına bu kadar şaşırıyorsa o ebeveny seni yetiştirmemiş kusura bakmayın.

    ee böyle ebeveynden yetişen insanların sofraya domates zeytin koymayı "aşşşşşşşk ile yapmak" olarak görmesi normal. o baskı ve sindirilme ile büyütülen bi kızın kurabiyeye papyon takması da normal bence. kendini evlendikten sonra yeniden keşfetmeye çalışıyor. saçmalıyor haliyle.
  • çocukluğunu yaşayamamış genç kadınlarda ve evliliği kaldıracak olgunluğa sahip olmadığı halde sırf evlenmek için evlenenlerde görülen çılgınlık. sosyal medyaya koyup şov yapmak için de kantarın topuzunu kaçırıyorlar doğal olarak. o herifle ömür mü geçer bacım sen en iyisi biskremleri minyatür sandalyelere dizip kurban etine kırmızı kurdele tak.
  • olm tostun üstüne dantel geçirmişler lan. yani söyleyeceklerim bu kadar...
  • yeni gelinlerin ne kadar ruh sağlığının yerinde olmadığını gösteren çılgınlıklar silsilesi.

    yiyecekleri o kadar süslüyorlar ki sanki onlar iki dk sonra mideye inmeyecekmişte müzeye konulacakmış gibi. o kadar uğraşıcağına git kocanla ilgilen biraz valla delirttiniz he djdjdkdk
hesabın var mı? giriş yap