• bu akşam itibarıyla karar verdiğim olay.

    kendimi tehdit altında hissedince, huzursuz olunca yemeğe vururum. bugün hamburger, nutellalı pizzanın yarısı, limonata, redbulllu elma suyu, çiğ köfte dürüm gömerek ayılığımı tescilledim. uzun zamandır aklımdaydı aile baskısından ötürü yapamıyordum. banyodan çıkar çıkmaz babamı aradım ''baba artık ben yapamıyorum'' diye o da bana hak verdi.

    lisans eğitimimi 1 sene erkenden bitirdim, hemen yüksek lisansa başladım derslerin hepsini başarıyla tamamladım iyi de gpa yaptım ama artık bırakıyorum takatim kalmadı çünkü. bursum da kesildiği için değmeyecek bir diploma uğruna bir 10 bin lira veremem şu saatten sonra. başka challengelar yaratırım kendime. master diploması kaçmıyor sonuçta. başka okuldan alırım en kötü. her fav bir gazan mübarek olsun, bir geçmiş olsun kardeş yerine geçecek diyip entariyi noktalıyorum ajsdhsjfgdhsdgfhdf.
  • bu başlığı okuyorsan neler hissettiğini adım gibi biliyorum. belki okuduğun bölüm ilgini çekmiyor, belki insanlar hafta sonlarını sevdikleriyle geçirirken evde oturup tez yazıyor olmak ya da saatlerini harcadığın halde tek bir cümle yazamıyor olmak zoruna gidiyor. belki işten yorgun argın gelip üstüne bir de ders çalışıyor olmak hayattan bezdiriyor. biliyorum yaptığın hiçbir aktiviteden senelerdir zevk alamıyorsun çünkü tezini yazmadığını hatırlatan bir düşünce her saniye peşinde. ama elbet bir gün bitecek ve sonrasında pes ettiğini değil, bunun da üstesinden geldiğini, başardığını hatırlayacaksın. uykusuz kalacaksın, bazen bilgisayarın başına ağlayarak oturacaksın ama bir gün bir bakmışsın tez savunmasına hazırlanıyorsun. işte bu kadar diyorsun. başladıysan, emek verdiysen bırakma. bitiyor.
  • ben yaptım bunu. dersler bitti, tezin konusu çalışmayı da yapmıştım. sadece 1-2 ay kasıp yazması kalmıştı. ikinci yıl bittiği için uzatma almam gerekiyordu. bölüm başkanı da dahil olmak üzere hepsi imzayı attı, bir tane cins hoca çıktı imzalamam diyen. adam "makalen yok, imzalamam" diye tutturdu. "makale mezun olmak için lazım hocam, uzatma için değil. bakın bölüm başkanı bile imzaladı." dedim, yine de anlamadı öküz. itü elektroniğin ücra bir koridorunun, in-cin top oynayan tarafındaydı odası. sinirle çıktım gittim. ondan sonra itü'ye gidişim ilişiğimi kesmek için oldu.

    burs kazandığım bir üniversitede mba'ye başladım. iyi ki de öyle olmuş çünkü öncekinden mezun olsaydım askerlik için 1 yılım kalacaktı. yüksek lisansı bitirmeden diğerine başladığım için 3 sene kazandım. bu arada da bedelli çıktı. itü'deki hocanın yaptığı ibnelik işime yaradı nihayetinde. lol
  • bir doktora tezi yazarken sıyıranlar ya da doktora tezi yazarken alkolik olmak değildir.
    "en iyi tez bitmiş tezdir" denilerek geri dönülmelidir.
    yapabilirsiniz! hadi!
  • yüksek lisansı tez aşamasında bırakmak yoktur,
    yüksek lisansı tez aşamasında bıraktıran danışman vardır.
  • yaş kemale erdiyse her an her noktada vazgeçebiliyor insan. hayatın yorgunluğu öyle birikiyor ki bazen son adım bile olsa o adımı atacak mecaliniz kalmıyor.
  • okul ile aranızda mesafe bulunması ve yorucu bir iş temponuzun olması neticesinde kabullenebileceğiniz durum.
  • bu entry buralarda kaybolup gitmese keşke ama... (çok büyük bir sır vereceğim)

    yüksek lisansta da doktorada da işin sırrı danışmanla aranızın iyi olmasıdır. (hiç duymadınız tabi bunu.)

    bu beylik cümleyi herkes farklı anlıyor ama aslında işin doğrusu budur gerçekten.
    ben yüksek lisansı da doktorayı da akademisyen olarak yaptım. iflahım skildi tezleri yazarken. allah biliyor... vücudumda kalıcı hasar kaldı... bildiğiniz fiziksel hasar. sürekli oturup çalışmaktan. özellikle doktora ders döneminde dünyamı şaşırdım. doktora tezinin son bölümünü yazarken de böbrek taşı düşürdüm. ve bunlar olağan şeyler. bir hocamıza biraz yakınarak bunları anlatınca "doktorada normal" dedi adam. kral empati yaptı. hatırlıyorum bir hocamız doktora tezini daktiloyla 6 defa yazdığını söylemişti. adamı tırnakları falan gitmiş... şimdi allah'tan kaydediyoruz bilgisayara. neyse... akademik camianın kendi iç muhabbetleri bunlar. herkesi ırgalamaz.

    kendi adıma ne kadar zorlansam da danışmanlarımla aramın iyi olmasını kullandım.

    nasıl?

    jüride istemediğin 1 kişi vardı yüksek lisansta. yine jüride olmasını istemediğim 1 kişi vardı doktorada. ikisini de iki danışmanıma açık açık söyledim. "ayıp olur." falan dediler. direttim. nazlandım. ikna ettim. çünkü biliyorum onların şovmen olduklarını. hani sempozyumda soru-cevap kısmında mikrofonu eline alıp korsan bildiri yayınlayan yavşak bir tip vardır ya.. bildiniz. onlar işte. bunları jürinizde istemeyebilirsiniz arkadaşlar. ders döneminde (yl de doktora da 4.0) sınıfta takıştığım hocayı jürimde neden isteyeyim? orada beni objektif değerlendirecek biri lazım.

    gidip danışmana "jürimde bu hoca olsun" demedim asla. o zaman zaten aldığınız unvan çöp... ama bir yavşağı tanıyorsanız, biliyorsanız... danışmana gidip "hocam bunu yazmayalım." deyin. çoğu insanın hayali, emeği böyle yavşaklar yüzünden çöp olmuştur. danışman da sizin bu isteğinizi kabul edecekse ancak biraz aranız iyiyse eder. yoksa onun da umurunda olmaz. "sen belirleyemezsin onu" der ve geçer.

    o nedenle hayatınız boyunca utangaç olun ama jüri belirleme aşamasında yırtık olun. danışmanınıza gidin. varsa jüride olmasını istemediğiniz bir şovmen tip.. ya da düpedüz cahil.. daha önce sorunlu olduğunuz biri.. vsvs bunu söyleyin. danışmanınız bunu bilmeyebilir. sonra jüride o eleman tek başına ortalığı birbirine katar. olan size olur.

    çok iyi tanıdığım, akademisyenliğine ölene kadar kefil olacağım, alanını yalayıp yutmuş bir arkadaşım yeterlilikte kaldı mesela. sebep? bir jüri üyesi yurt dışına çıkmış. yedek yazılan şerefsiz de gelip şov yapmış ortamda. 6 ayı gitti o nedenle. bakın alelade bir insan değil bu... bayağı siz cümlenin başını söyleyin o devamın getirsin. kendi alanını tam anlamıyla özümsemiş bir insan. 100 jüriden 99'u bunu alkışlayarak geçirir. ama yavşak birine denk gelince öyle olmuyor işte.
  • bunu yapmayan, hayatı kendine zindan etmemek için şunu yaptı, pişman değil.
    bkz. doktorayı tez aşamasında bırakmak
hesabın var mı? giriş yap