• milliyet, cinsiyet, irk kavramlarinin yer almayacagi ve fakat salt insanin insana olan muhtacligina kilitlenmis bir karsilasmadir. henuz 3 yasini biraz gecmisti christopher okula geldigi gun. dogustan gelme zihinsel sorunlarinin yani sira, bir de devamli ona aci cektiren tekrar tekrar seyreden konvulsiyonlari yuzunden yakin gozlem ve ilgiye ihtiyaci vardi. bir gun oylesine kotu bir nobet geldi ki yavrucaga, ambulansla hastahaneye gitmesi gerektiginde yaninda ben de vardim. cok gecmeden babasi geldi, isini gucunu birakip telas icinde odaya girdiginde christopher kendine gelmis bir elinin parmagini emerken digeri benim avuclarim icinde idi. adam ogluna sarildi, o arada christopher in annesi de geldi, iceri girdignde agliyordu ogluna sarildi, sora benide cekti kendijne dogru bir kolu benim boynumda digeri oglunda hickirarak agliyordu, ben de agladim. aglarim cunku herseyden once insan olarak geliyoruz dunyaya. christopher simdi 11 yasinda arasira ziyaretine gidiyorum ve gittigimde yanibasimdan bir dakika bile ayrilmayan sevgi dolu kucuk adami seviyom hem de cok seviyorum.
  • "...california, yahudi ve ermenilerin yogun oldugu biryerdir. kisa kaldigim bir seyahatimde, hayatlarinda türkiye'yi görmemis, ama gayet güzel türkçe konusabilen, antep kuru dolmasi yapip, ibrahim tatlises, ebru gündes dinleyen ermenilerle tanismistim. beni el üstünde tuttular, sofralar kurdular, çocuklari bile, konusamasalar bile anliyorlardi türkçeyi, hayret etmistim. onlarin ipinde degildi soykirim iddialari falan, insandilar. "politikacilarin oyunu" deyip, geçtiler."

    (bkz: #7375015)
  • "türkiye'de siyasi baskı gördüm, o yüzden siyasi sığınma talep ettim fransa'dan, kabul ettiler" diyen 20 yaş modelleri var ki onlar insanın cinlerini tepesine çıkartıyorlar. paşam burda bir baltaya sap olamamış, liseyi bitirememiş, paris'e kaçayım demiş, kolay yolunu da bulmuş. her gittiği yerde türklerin istanbul'da yaşayan ermenilere çok kötü davrandığını, ermenilerin burda çok fakir olduğunu(!!!!) anlatıp duruyor. böylesiyle karşılaşmak çok keyifli olmuyor maalesef.
  • dunyada cesit cesit insan oldugu dusunulurse yurtdisinda cesit cesit ermeni, rum, musevi ile karsilasilabilir haliyle farkli davranis bicimleri ile de karsilasilabilir demektir. kimileri, turk oldugunuzu ogrendiklerinde, elinizi sikmaktan vazgececek ve "ben ailemi olduren katillerin elini sikmam" diyecektir, kimi de sahip oldugu lokantada sizinle turkce konusacak, konusurken memleket ozlemi ile gozleri yasaracak ve adisyonda hatiri sayilir bir indirim yapacaktir.
  • az sayıda insanın katıldığı bir iş toplantısı vesilesiyle oluyorsa, ermeni dostumuz türklere karşı önyargılıysa ve karşılaşılan yer de fazla kaçma alanı bırakmayan küçük bir kasabaysa, can sıkan durum. hatta fazlasıyla can sıkan durum. "yine hümanistlik bizde kalsın" deseniz de, zorluyor insanı.
  • ilginc hadisedir.

    hele de, spor olsun diye 24 nisan'da "ermeni soykirimi'ni anma gunu"ne gittiyseniz.

    kavga yerine tartismayi seven insanlarla karsilasacaginiz beklentisi icindesinizdir. tek basiniza gitseniz sorun olmaz ama yaninizda sevgiliniz ve baska bir arkadasinizla gidiyorsaniz daha bir endise verir durum. sonrasinda soyle gelisir:

    vaktinden erken gidilmis olmasina ragmen, toren yapilacak binanin kapisinda insanlar beklesmekte, ellerinde turkiye aleyhtari dovizler ve bayraklar tasimaktadirlar. kapidan iceri girilir, hemen salonun girisine kurulmus olan masadaki, konuyla ilgili kitaplar karistirilir.

    hemen hemen hepsi genc, heyecanli insanlar o ulkede bulunan diger memleketlerden insanlara mevzuyu anlatma hevesindelerdir. yine de torene katilanlarin neredeyse tamami ermeni oldugundan, masanin basi cok dolu degildir.

    her ne kadar tip olarak benzeseniz de, merakli gorunumunuzde dolayi, konusma baslar:

    - merhaba.
    - merhaba.
    - bunlar soykirimla ilgili kitaplar.
    - evet.
    - siz nerelisiniz?
    - turkiye.
    - honk? turkiye?
    - evet.
    - ehm.. hmm. guzel. bunlar da ermeni soykirimi ile ilgili kitaplarimiz.
    - anladim. ben de onlara bakiyordum zaten.
    - iste bu ingilizlerin yazdigi, bu da amerikali bir gazeteciden kanitlar vs vs. olay su sekilde gerceklesi, boyle oldu. siz de soykirim yapildigini kabul ediyorsunuz herhalde?
    - bilmiyorum. merak ettigimiz icin geldik buraya. karsit gorusteki belgeler de gayet inandirici gozukuyor, en azindan bunlar gibi.
    - ama bunlar gercek belgeler. boyle bir sey gercekten oldu.
    - bizdeki goruslere gore de, ermeniler turk koylerine saldirmis. yine de bircok sey yaniltici olabilir. ne olursa olsun, bircok insanin hayatini kaybetmis olmasi cok uzucu.

    artik ifsa olmussunuzdur. once dini torenin yapilacagi yere gidilir. dualar okunup, hayatini kaybetmis ermeniler anilirken, siz arkada ses cikarmadan beklersiniz. sonra da konusmalarin yapilacagi salona gecilir. kabak gibi parlamaktasinizdir.

    siz de gider on siralardan bir yere oturursunuz.

    turkiye'nin elestirilmesini hatta kinanmasini dinlersiniz. amaciniz orada olay cikarmak degil, adamlarin ne demeye calistiklarini anlamak oldugundan torenin sonuna kadar orada kalirsiniz. once turkiye'nin ozur dilemesiyle baslayan talepler, tazminat ve nihayet de topraklarin geri verilmesi noktasina gelir.

    demek ki onceden okuyup duyduklariniz yanlis degildir. ama eksiktir. ermenilerin, soykirimin taninmasindaki israrinin altinda yatan gizli sebepin toprak talebi oldugunu duymussunuzdur. eksik olan taraf ise bunun gizli sebep olmadi, gayet alenen soylendigidir.

    konusmalar biter, dualar okunur. herkes cikarken, siz de cikarsiniz. daha onceden konustugunuz kisilere bakar, iyi aksamlar diler, donersiniz evinize.

    onlar da size saskin saskin ama gayet kibarca iyi aksamlar dilerler.
  • fransa'nin popusunu yalayarak, fransa'da gelismis, turk karsiti bir ermeni ise, insanda aniden cirkeflesme istegi dogdurtan olay.
  • şöyle bir dialoga neden olmuştur;

    paris'de bir sokakta iki kişi akıcı bir fransızca ile hararetli bir şekilde tartışmaktadır. tartışma tatlıya bağlanamamıştır ama taraflar ayrılmıştır.. ikisi farklı yönlere doğru giderken bir tanesi diğerine;

    - *lan ben senin ananı, avradını, 7 sülaleni ,gelmişini geçmişini, öteni berini dıt dıt dıt .........
    erlichte: pardon sen türk müsün?*
    - hayır değilim..
    erlichte: hmm nerelisin o zaman?
    - ermeniyim..
    erlichte: peki niye adama türkçe küfür ediyorsun?
    - valla ben 10 yıl türkiyede yaşadım, 6 farklı dil biliyorum, en güzel, en okkalı küfürler sizin dilde. kusura bakma..
    erlichte: ....?!?
  • super bir muhabbetin ortasinda, enseye tokat moduna gelmisken aksani farkeden ermeninin "ya sen nereliydin kardes" diye sorma zamaninin geldigine hukmetmesi ve alinan cevap uzerine burnuna hardal kacmis gibi suratini eksiterek "senin deden benim dedemi kesti" demesi seklinde gelisen surecin baslangicidir.
hesabın var mı? giriş yap