• söz konusu olan 25 kilo ise babanın "gazeteye ilan vericem. evladımın yarısını kaybettim" diye dalga gecmesine sebep olabilir.
    cok keyiflidir. hayali kurulan bütün kıyafetler giyilir.
    insanın kendine olan güveni daha bi yerine gelir.
    eskiden yüz vermeyip oyun oynayan bütün karşı cinsle tekrar birer görüşme ayarlanılır.
    önce cilve yapılıp aklı başından alınır. sonra kıçına tekme vurulur.
  • - insanları daha iyi tanımak: insanların "şekil değiştirdikten" sonra size karşı olan tavırlarının dramatik bir şekilde değiştiğini görünce resmen şok oluyorsunuz. sıradan muhabbetiniz olan karşı cinsin birden size yürümeye başlaması, milyon sene önce reddedildiğiniz insanların gelip sizi bulması insanı durumurlara sürüklüyor.* fakat en kötüsü artık "zararsız, sempatik,sevimli" kategorisinden çıktığınız için çevredeki çiftlerin büyük ölçüde size karşı tavırları değişiyor. saçma sapam triplere giriyorlar falan. sanki yazıflayınca ırz düşmanı olduk. bir de sen eskiden şöyle koca götlüydün böyle lömbür lömbürdün diye zamanında arkamdan döndürdükleri taşak muhabbetimi yüzüme söyleyenler var. akılları sıra artık o "koca götlü" olmadığım için tolerans göstereceğimi sanıyorlar. ulan yine ben benim utanmadan nasıl söylebiliyorsun bunları yüzüme? fazla kilolarlla birlikte tüm ikiyüzlüleri de hayatımdan attım.
    - dış görünüşe karşı takıntılı olmak: değişik hastalıklı bir duruma giriyorsunuz. daha önce kaçtığınz aynalara yapışıyorsunuz falan. karşı cinste de beğenme kriterleriniz büyük ölçüde değişiyor.
    - aniden içimizde uyanan alışveriş camavarı: başta zorunluluktan kaynaklanırlen bir bakmışsınız trendleri takip etmeye başlamışsınız. varınızı yoğunuzu giyime yatırır olmuşsunuz. artık vücut tipiniz aslına döndüğü için kendinize ne yakışanı rahat bulabilmenin getirdiği bir şarhoşluk bu.
    - eski "size" karşı duyulan nefret: geçmişe ve yaşanları silme isteği. o zaman dilimine ait ne varsa yoketme isteği ortaya çıkıyor. bir oturuşta bir kavonoz nutellayı gömen hayvan bendim kabul ediyorum ve ona kızmıyorum diye defalarca tekrar ettim ama yok arkadaş işe yaramıyor.
    - tüm bunlarım toplamında ortaya çıkan gereksiz özgüven patlaması: allahtan kendimi dizginliyorum bu konuda da rezil olmuyorum.*
    - kilo alma fobisi: bazen rüyamda falan eski hakime döndüğümü görüyorum. psikolojik rahatsızlık seviyesinde değil ama var böyle birşey.
    - besin içerikleri hakkında bilinçlenmek: vallahi devasa büyütecimi alıp markette içerik okuyorum alışveriş yaparken. uzun uzun internet araştırmaları yapıyorum. bu sebeple her ürünü içeriği hoşuma gitmezse almıyorum.

    kabaca "şekil değiştirmenin" şahsımdaki etkileri bu şekilde.
  • üşümek

    yaklaşık 15kg zayıfladım. daha doğrusu yağ yaktım.
    ve o zamandan beri üşüyorum, çıtkırıldıım kızlar gibiyim...kazakla dolanıyorum sürekli.
    meğer ne kalın derim varmış
  • 18 kilo verdim yaklaşık 1 yılda. geçen kışı semirik ve gayet etli butlu geçirdim haliyle. bu sene havaların soğumasıyla çizmeler, botlar ortaya çıktı ama o da ne hepsi folloş olmuş, ayak içinde parende atıyor. güzel hoş şey de insan 400 lira verdiği çizmeyi artık giyemeyeceğini anlayınca hay babayın demiyor değil. olsun küçülmenin en güzel hali zayıflamak.
  • çok fazla kilo verilmişse başta anne olmak üzere herkes tebrik eder, hiçbi pantolon üstünüzde durmaz. mutluluk içinde koşa koşa yeni ciciler almaya gidilir, çılgınca para harcanır. sık sık ayna karşısına geçilip yeni profile keyifle bakılır. eski bol pantolonlar eskiciye, kapıcıya mı verilsin düşünülür. sonra ulan ben boğazımı tutamam yine şişerim denerek ilerki zamanlar için gardrobun bi yerlerine tıkılır. tıkılma aşamasında zayıf günlerde kalma bigün tekrar zayıflarsam giyerim diye kıyılamayıp atmamış verilmemiş çok da eskimemiş olan sevilen kıyafetler dolabın derinliklerinde bulunur. heyoo nidaları ile onlara tekrar sığma provaları yapılır.
  • (bir yerde okudum, hatırlayamadım. yazan görürse kusura bakmasın)
    köprücük kemikleri ile tanışmak, göğüs kafesinin ebatları hakkında gerçekçi bilgiye sahip olmak, velhasıl vücudun yıllarca saklı kalan kısımlarını fark etmek.
    bir de erkekler için söyleyeyim: malum organ o kadar kısa değil, siz ona kafadan 2-3 cm ekleyin*
  • çok iyi hissedilmeye başlanır... özellikle verilen 7 kiloysa... acayip güven gelir.. sonra tekrar almaya başlarsınız... tekrar verirsiniz... hayatınızın belli dönemleri mutlu belli dönemleri mutsuz geçmeye başlar... kendinizi tutarsız ve dengesiz hissedersiniz...
  • idolünüzün notorious big iken puff daddy ye dönüşmesi. * *
  • aynalarla tekar barışma yaşanır, insanın özgüveni yerine gelir. eğer çok kilo verildiyse sarkan bölgelerin nasıl toparlanabileceği düşünülür.
  • genellikle iyi şeylerdir. ancak ben yaşadığım birkaç olumsuz durumdan bahsedeceğim.

    2 yıl kadar önce şekeri tamamen hayatımdan çıkarıp protein ve sebze ağırlıklı beslenmeye başladım. 4 ayda 107 kilodan 83 kiloya düştüm. aşağıda anlatacağım durumlar nedeniyle daha sonra bilerek 10 kilo aldım. şu an 93'üm. (erkek. boy 1.93)

    normalde, beden kitle endeksi denilen zımbırtıya göre ideal kilom 86 olarak görünüyordu. ancak 86 kiloya düştüğümde ilk fark ettiğim şey vücudumdaki kemiklerin batması ve acıtmasıydı. zamanla vücudum alışır diye düşündüm ama alışmadı. ağrılar artarak devam etti. verdiğim kiloların büyük kısmı kalçadan gittiği için bilhassa otururken kalçam ağrıyordu. vücut ağırlığım azalmıştı ama adeta bir tampon görevi gören yağlar ve ödem gidince kemikler derime doğrudan baskı yapmaya başladı. ofiste otururken kalçamın ağrımaması için 10-15 dakikada bir ayağa kalkıp 3-5 adım yürüyüp geri geliyordum. derim ezilmiş gibi hissediyordum. akşamları uyurken sürekli dönmek zorunda kalıyordum. sert bir zeminde 2-3 dakikadan fazla oturamıyordum. oturduğum yer yumuşak olsa dahi hareket etmek zorunda kalıyordum. zayıfladığım için sabahları eskisinden daha kolay kalkıyordum ama ağrılarım oluyordu. kemiklerim hep batıyordu.

    yaşadığım ikinci rahatsızlık görüntümle ilgiliydi. 90 kilolardayken herkes ne kadar zayıfladığımı söylüyor, moral veriyordu. ancak bir süre sonra çevremdekiler uyarmaya başladı, yüzün çöküyor diye. benim hedefim 86 olduğu için uyarılara aldırış etmedim, devam ettim diyete. bir süre sora yanaklarımın ve göz yuvalarımın içe çöktüğünü, iskelet gibi göründüğümü, yüzümün renginin soluklaştığını fark ettim. ellerim ve ayaklarım kemikli görünmeye başlamıştı. tam hedefe ulaştım diye diyeti sonlandıracaktım ki 86 kilodayken bağırsak enfeksiyonu geçirdim. sebebini bilmiyorum. yaklaşık 1 hafta süren bir ishal durumu oldu. isteğim dışında 3 kilo daha kaybettim. 83'e düştüm.

    yatakta uzanırken kollarıma, bacaklarıma bakıyordum. bedenimden bağımsız hareket ediyorlardı sanki. gregor samsa gibi böceğe dönüşmüştüm adeta. bedenime yabancılaşmıştım. kollarım, karnım ve bacaklarım bana çok yabancı ve çirkin geliyordu. bana ait değillerdi sanki. önceden etliydi, yumuşaktı ve capcanlıydı. beyaz derimin altında masmavi damarlar görünüyordu. zayıfladıktan sonra ise kollarım kemikli, soluk ve damarlar içe çökmüş görünüyordu. eşim de çok rahatsızdı bu durumdan. annem ve babam beni görünce şok geçirdiler. çok üzüldüler. oysa ben kilo verdiğim için tam tersi iltifat bekliyordum.

    hastalığım bittikten sonra aylardır ağzıma koymadığım meyve ve çikolatayı yemeye başladım. ilk yediğim çikolatanın tadını hayatım boyunca unutamam. harika bir şeydi. sonra normal beslendim. sadece pilav, cips, kola, hamur işleri, bisküvi vs. gibi şeyler yemiyordum. hala yemiyorum. derken 93 kilo oldum. uzun süredir 93'üm. hamdolsun iyiyim. artık kemiklerim batmıyor.

    beden kitle endeksi tarzı sayısal modellemeler her insan için standart olamaz. olmayacağını anladım.

    benim size tavsiyem, eğer kilo vermek istiyorsanız tamamen sizin spesifik kan, boy, yaş gibi verilerinizi göz önüne alan iyi bir diyetisyene başvurmanız. her diyet her insanda aynı etkiyi göstermez. insan algoritmalardan oluşmuyor. robot değil. dikkate alınması gereken çok sayıda özel durum var. aynı boyda olan güçlü kemiklere sahip biri için 90 kg idealken bir başkası için ideal olan 85'tir. özel durumlar göz önünde bulundurulmalı. kilo vereyim derken sağlığınızı ve psikolojinizi kaybetmeyin. sonra geri dönüşü zor olur, pişman olursunuz.
hesabın var mı? giriş yap