• baris manconun sarkilarindan biri..klibi superdir..fast forward oynayan bir kliptir..pek de komikdir.....

    halamin kizi zehra..dostlar basina
    bize sik sik gelir gece yatisina...zehraaa

    bir gecekren ugramisti tam 18 ay oldu
    o gun bugun bizde kaliyor zehra...zehra

    zehra seni cok seviyorum
    bi turlu sana git diyemiyorum
    ama artik anla beni zehra

    zehra seni cok seviyoruz
    bi turlu sana git diyemiyoruz
    ama artik anla beni zehra

    bak iste sulandi gozlerin yine dolu dolu
    bak iste bu haliyle beni ediyor deli deli (2)

    kulun olayim..kolen olayim
    hemen darilma hala kizi zehra
    kulun olayim kolen olayim
    kes aglamayi hala kizi zehra

    kulun olayim kolen olayim zehraaa (2)

    cayina biber koydum
    corbasina recel kattim
    hapsirik tozu serptim hirkasina

    yatagina fare koydum
    dolabina kurbaga
    ama yine banamisin demedi zehra

    yatagimi al
    yorganimi al
    makasimi, taragimi, kemerimi al
    terligimi al
    bardagimi al
    havlumu, tabagimi, catalimi al

    bir su kohne evmini tapusu var
    ne hacet zehra onu da al (2)

    kulun olayim kolen olayim zehraaa
  • baris manconun hala kizi.
  • mutena semtimiz, zehracedid; yeni zehra!

    hz. fatıma'nın lakabıdır, zira ondan ilhamla yüzü pek parlak ve beyaz anlamında takılmış.

    hem zühre hem zühra arapça zahara yani parladı, ışıdı sözcüğünden geliyormuş. zehra ve zuhur da bunlarla ilgiliymiş.

    (bkz: heleta)
    (bkz: fatma/@ibisile)
    (bkz: zuhur), izhar, mazhar, müzaheret, müzahir, nevzuhur, tezahür, zahir, zevahir, zühre, zührevi
  • nabizade nazım'ın yazdığı ilk ve son roman, zira 29 yaşında bu dünyadan göçüp gitmiştir kendileri. edebiyatımızın ilk gerçekçi romanı olarak geçmektedir.

    --- spoiler ---

    kitap arada fıtık eder insanı. yer yer zehra'ya, yer yer suphi'ye, çoğunlukla sırrıcemal'a sövesiniz, ürani'yi saçlarından tutup sürükleyesiniz gelir.
    hiçbir genç karakter masum değildir bu romanda. ama nedense her karakter, "ben ne yaptım ki? benim suçum ne?" diye düşüne düşüne sütten çıkmış ak kaşık gibi kendisini görmektedir.
    nabizade nazım'a kızarsınız bazen de "böyle şey olur mu?" dersiniz, kitabı yarım bırakmaya karar verirsiniz. ama mümkün olmaz, olayların nasıl gelişeceğini, kimin geberip gideceğini, kimin öc alıp, kazanacağını merak ettirir.

    zehra, oldukça genç ve güzel bir hanım kızımızdır. görünüşte pek bir kibardır. ama kendisinin bir illet özelliği vardır ki çekilir gibi değildir; kıskançlık. kıskançlığı doğuştan gelmektedir. öyle ki kardeşi doğduğunda annesi, babası kardeşine daha fazla ilgi gösteriyor diye, kardeşini öldürmeye bile yeltenmiş. kısacası bir parçası ruh hastası.

    suphi, genç ve yakışıklı bir delikanlıdır, aynı zamanda çalışkandır da... zehra'nın babasının yanında çalışmaktadır. zehra'nın babası -adını şu an anımsayamıyorum- kızının bu illet huyundan sürekli suphi'ye dert yanmaktadır. suphi'nin içinde kıza karşı acıma hakim olmuştur. zamanla kızı aklından çıkaramaz olur ve zehra'nın ne olursa olsun mutlu olmasını istemektedir, bunu da kendisinin yapabileceğini düşünmektedir. bir süre sonra zehra'yı sevdiğini fark eder, tabii kabul etmek istemez önceleri. kızı daha görmeden, onu sevmesi gariptir ona göre ne de olsa.

    günlerden bir gün zehra'yı görür tesadüfen, zehra'da onu görmüştür. bu birkaç saniyelik görüşte zehra da suphi'ye vurulmuştur. zehra'nın babası, görmüş geçirmiş biri olarak durumu anlar. sonunda evlenir genç çiftimiz. başlarda her şey çok güzeldir, çiftimiz pek mutludur. zehra'nın mutluluğu arttıkça, suphi'nin de mutluluğuna diyecek yoktur.

    suphi'nin annesi münire, suphi'yi de, zehra'yı da çok sevmektedir. onlara bir sürpriz yapıp eve yardımcı olsun diye bir genç kız alır. saftorik münire, bununla hayatının hatasını yaptığını elbette henüz bilmemektedir. bu genç kızımızın adı sırrıcemal'dir. pek bir güzel, selvi boylu, al yazmalı... zehra, sırrıcemal'i görür görmez çıldırmıştır ve kendisine rakip olarak görmüştür. çevresindekilere yapmadığı eziyet kalmaz. nedense bu salak kız, sırrıcemal'i "sırrıcemal misin nesin def ol evimden" diyerek kovamamaktadır, çünkü gururuna yedirememiştir böyle bir şeyi. sırrıcemal'i hayatından bezdirecek, sırrıcemal'in kendi kendine gitmesini sağlayacaktır aklınca.

    zehra'cık böyle düşüne dursun. suphi ile sırrıcemal arasında aşk filizlenmiştir. ilk önce gizli gizli görüşmeye başladılarsa da bir süre sonra alenen, herkesin gözleri önünde niyetlerini belli etmişlerdir sırrıcemal ile suphi. sırrıcemal sonunda hamile bile kalır, zehra'nın rakibi ikiyken, doğmamış bebekle birlikte üçe çıkar. suphi ile sırrıcemal ayrı bir eve taşınırlar. hatta sırrıcemal'in baskısı üzerine, suphi "zavallı zehra"yı boşar. yalnız zehra'nın masraflarını karşılamaya devam eder çok düşünceli beyimiz.

    zehra, öc alma duygusuyla yanıp tutuşuyordur. uzun süre aklında planlar kurar. sonunda yöntemini bulur. bir bohçacı kadından yardım ister, tabii bu öyle löp diye olmaz. zamanla işi o noktaya vardırır zehra. bohçacı kadın, bir genç kadın bulur ve o genç kadın bir şekilde suphi'yi kendisine aşık edecek, suphi'nin elinde ne var ne yoksa eriyip gidecektir plana göre. bu genç kadının adı da ürani'dir. dillere destan bir güzelliği vardır, bir içim sudur. suhpi, çok şanslı piçtir görünüşe göre. birçok güzel kadınla ilişkisi olmuştur ne de olsa. ama görünüşe aldanmamak gerekir. ürani günümüzde bildiğimiz hayat kadını kıvamındadır. birkaç ayda bir sevgili değiştirir, birlikte olduğu erkekleri söğüşler, hayatını böyle geçirir. aynı kişiyle birlikte uzun süre beraber olamaz, bu onun doğasına aykırıdır. zehra'dan gelecek paraları düşünerek, bu oyunu kabul etmiştir. hem suphi'yi de yolarak çok şey elde edebilecektir.

    ürani'yle suphi'nin arası bir şekilde olur. akılsız suphi, sırrıcemal'i de bir aşifte için bir çırpıda siktir etmiştir. uzun zaman geçer, bir güzellik uğruna nesi varsa satmıştır suphi. elinde avucunda sonunda hiçbir şey kalmamıştır. ürani'de sepetlemiştir, kapı dışına koymuştur sonunda suphi'yi. suphi köpek gibi yalvarmıştır ürani'ye kendisini kovmaması, kendisini bırakmaması için. ahmak! ürani ile birlikte olduğu süre zarfında ne annesi aklına gelmiştir, ne de sırrıcemal ve sırrıcemal'den doğacak çocuğu. sefalet içinde yüzmeye başlamıştır artık suphi, ama hala aklında ürani'si vardır.

    o böyle kendi dünyasında, bencilliği tavan yaparak yaşayadursun, sırrıcemal çoktan çocuğunu düşürmüş ve suphi'siz, çocuksuz depresyonlara sürüklenmiştir. intihar girişimlerinden biri başarılı sonuca ulaşmış ve ölmeyi becermiştir. zehra, sırf kıskansın diye, suphi'nin yanında çalışan muhsin'le evlenmiştir ama boşuna, hiçbir şey elde edememiştir bununla. eskiden, zehra'yla birlikte kalan münire, zehra evlenip başka yere taşınınca tek başına kalmış, tamamen unutulmuştur. münire de bir süre sonra parasızlıktan başkalarına el avuç açmaya başlamıştır. suphi serseriliğin dibine vurmuştur, annesi aklına gelir. ilk başlarda üzüldüyse de sonra annesini hiç tınlamamaya başlamış ve tekrar unutmuştur. hatta annesini suçlayacak noktaya gelmiştir hayırlı evlat.

    bir gün, ürani'yi atlı arabada bir adamla görür suphi. içinde tutku kalmamıştır, o da öc alma duygusuyla yanıp tutuşmaya başlamıştır. isteği, onların ölmesidir. bu düşüncede kararlıdır ve bir gün içip içip ürani'nin kapısına gider. ürani, yeni sevgilisiyle dışarı çıktığı sırada, suphi onların hesabını görür, bıçaklayarak öldürür. zerre pişmanlık duymaz yaptıklarından. şüpheliler bir bir gözaltına alınırken, sonunda suphi de yakalanır ve gözaltına alınır. ama yeterince delil olmadığından serbest bırakılır, yalnız daha önceden yeterince sabıkası olan bu adamın istanbul gibi bir yerde dolaşması istenmez artık ve sürgün edilir. zehra cephesine gelince, sadece suphi'yi kıskandırmak için evlendiği muhsin artık zehra'nın ilgisiziliği ve soğukluğuna katlanamaz çeker gider. zehra bu duruma memnun olmuştur, lakin suphi'nin sonucunu öğrenmek ona iyi gelmez. rakipleri bir bir yok olmuştur. sırrıcemal ölmüş, bebek dünyaya gözlerini açamamıştır bile. suphi ise neyi var neyi yoksa kaybetmiştir. ama zehra'nın isteği, suphi'si geri dönsün, ayaklarına kapansındır. planı istediği gibi son bulmamıştır. şimdi yapacağı hiçbir şey kalmamıştır, hayat anlamsızdır. bir gün sokakta yürürken, yere yığılmış yaşlı bir kadın görür, etrafında kalabalık vardır. sefaletten, açlıktan yaşlı kadıncağız ölüp gitmiştir. bu kişi, münire'nin ta kendisidir. zehra, iş işten geçtikten sonra üzülür ve ölüye sarılır, ağlar, soğuk yanaklarından öper. buna dayanamaz ve yataklara düşer. doktor istemez, sonunda bir doktor gelir ama onun da verdiği ilaçları içmez. sonra hayatın kıymetini anlar ama iş işten geçmiştir, zehra da hayata gözlerini yumar.

    sinir ola ola okuduğum romandır. ama sonunun nasıl biteceğini çok merak ettirmiştir. keşke biraz daha iyi bir sonla, birazcık mutlu eğilimi olan bir sonla bitseydi diye düşündürtür. çünkü gerçek hayatta yeterince mutsuz son görüyoruz, bari roman bu kadar karamsar sonlanmasaydı... başları sıkıcı olsa da, sonlara doğru merakı artıran bir yapıya sahip roman.

    --- spoiler ---
  • barış manço'nun klibi için:
    http://www.youtube.com/watch?v=kvthjy7lxng
  • yüzü pek beyaz ve parlak olan.
    hz. fatma’nın lâkabı.
  • barış manco'nun 1988 tarihli sahibinden ihtiyactan albümünnden, herkesin bildiği şarkilarindan biridir.
    klibi de vardi, zehra merdivenlere oturup agliyordu vesaire.. yatagindan fare, dolabindan kurbağa cikiyodu sahiden de.. *
  • can verendir.giderken o canı alıp gidendir.anne ise bembeyaz, parlak ve nur yüzlü olandır.
  • bir şu köhne evimin tapusu var
    ne hacet zehra onu da al...

    yukarıdaki mısralarını 2012 yılı ile ilk defa fark ettiğim, klibi ve sözleri ile eğlenceli unutulmaz barış manço şarkısıdır.
  • sevilesi bir kız ismi...
hesabın var mı? giriş yap