• bagis usulu egitimi gayet samimidir. imkani olan insanlarin yaptiklari bagislar, benim gibi imkani olmayan pek cok insan icin fon olmustur. daha ne olsun?!
    neredeyse iki koca senedir senedir issiz olan bana (ve eminim daha nice insana) boyle bir kitlik doneminde, en az 10.000 lira butce gerektiren bir egitimi resmen hediye etmistir. sayesinde yogaya ve hayata bakis acim degisti. ustune bir de otuzlarimda yeni bir meslek sahibi oldum. sag olsun var olsun.
  • bir yazarın beyanına göre, “yoga camiasından afaroz edilmemek için kimsenin 'kral çıplak' diyemeyeceği” kadar yoga camiasının - yaşı ve bilgisi itibariyle bu sıfatı sonuna kadar hak ediyor bence - duayenlerinden.

    bağış usulü verdiği derslerinden birinin öğrencisiyim şu an. bağış yapmadım. beni mimleyip, diğerlerine daha özel şeyler anlatıp, benden o özel olan bilgileri gizlemiyor. bu arada bağış da yapacağım. bir tıp hekimi arkadaşıma, bir de beden eğitimi mezunu arkadaşıma ondan öğrendiklerimi satıyorum. ne onun ne de öğrencilerinin hekimlik okumak için yıllarca dirsek çürütmüş ya da beden eğitimi okumak için yıllarını vermiş insanlarla yarışma iddiası yok elbette. o tüm bu bilgileri öğrencileri, ne yaptığını bilen birer öğretmen olabilsin diye en ince ayrıntısına kadar paylaşıyor.

    öğrenci bir poza giremediğinde “senin kalbin kapalı” türünden yorumlar yapan, bir pozu -kendine göre - doğru yapamadığı için öğrenciyi düzelten ve incinmesine sebep olan, seans başına dört yüz lira alıp, “yanında bir kristal taşı, sabah uyandığında aynaya bakıp 'ben değerliyim' de” diyen hocalarla kıyaslandığında - ki yine bence kıyas kabul etmez - zeynep aldığı bağış ya da adı her ne olursa olsun her kuruşu sonuna kadar hak ediyordur.

    yüzüne ya da ses tonuna, konuşma şekline takanlar var bir de. incecik vücuduyla, makyajıyla, pozdan poza giren ama cümle kuramayan minnoşlarla size bol şans.

    siz seversiniz; “hayat çok güzel. mucizeler bana her dakika kolaylıkla gelir. ben sevilmeyi hak ediyorum” falan olumlayın. belki insan seversiniz biraz. hoş pek faydası olmamış gibi görünüyor.

    ikinci tanım: paylaştığı tüm bilgileri, bilimsel kaynaklarla, kanıtlanmış araştırma sonuçlarıyla ve en güncel olduğuna dikkat ederek paylaşan bir yoga eğitmeni.

    edit: imla
  • cihangir yoga'nin kurucularindan ve ogretmenlerinden. yenilige ve degisime acikligiyla turkiye'nin en iyi yoga ogretmenlerinden biri, yakinda anne de olacak.
  • zeynep aksoy'u tilkinin kuyruğu gibi gören insanlara şunu söylemek istedim; her şey, herkes değişir, belki değişimini gerçekçi bulmuyor olabilirsiniz, belki de gerçekten dediğiniz gibidir ama bağış usülü yoga eğtimenliği eğitimi ile kendi karanlığına hizmet ediyor olsa bile, ülkemizde fahiş fiyatlarla eğitim ve ders veren, sanki uygunmuş, ederi ve piyasası buymuş gibi bu paraları normalleştiren, bilinçli bir seçimle burjuvaziye hizmet eden yoga camiasının karanlığına da çomak sokmuştur. herkes önce kendi karanlığı ile yüzleşebildiği zaman, denge kendiliğinden gelecektir zaten. keza dünyada herkese yetecek kaynak vardır.
  • 1 senedir yoga uzmanlık eğitiminin öğrencisi, birkaç gündür de bu eğitim programının taze mezunu olduğum muhteşem kadın.

    sözlükte yerden yere vurulmuş. pandemi döneminde işyerlerini kapatan yoga eğitmenlerinin hakkına girdiği söylenmiş. arkadaşlar iyi misiniz? pandemiden etkilenmeyen bir tane bile sektör kaldı mı? sadece yakın çevremde kırtasiyesini, güzellik salonunu, çocuk oyun ve gelişim merkezini kapatıp giden insanları gördüm ben. bütün bunlar olurken, aynı sektörden herhangi biri bağış usulüyle bir iş yapsa suçu ona atabilir miydik? hiç sanmıyorum.

    bu can sıkıcı konuyu geçip kendisinin neden muhteşem olduğuna geliyorum. birincisi yoga camiasında 25 yıldır bulunan, konuyu bilimsel temellere dayandırarak araştırma üstüne araştırma yapmış, kendini olabilecek her yönden donatmış bir insan. ikincisi, bunca bilgiye rağmen kadında kibirin zerresi yok. hatta uzmanlık eğitiminin içerisinde bile yaptığı şeyden utangaçlıkla bahsediyordu. "kendime de yoga hocası demiyorum, bu eğitimin adı böyle geçiyor uzmanlık diyoruz ama ben kimim ki başka birine yol gösteriyorum" tavrı var. öğrenmenin ve özellikle içsel yolculuğun tamamen kişisel olduğunun ve ömür boyu sürecek bir yolda olduğumuzun farkında. bu beni çok etkiledi çünkü zeynep hocadakinin yarısı kadar bilgi ve deneyim sahibi olsa kibrinden ayna karşısından ayrılamayacak insanlarla dolu bu sektör.

    ayrıca, bağış usulüyle sunduğu programda yoganın pozlardan ibaret olmadığını, sağlığa faydalarını ve zihni nasıl dönüştürdüğünü detaylı olarak anlatıyor ve her bedene uygun pratikler gösteriyor. örneğin bir hareket gördünüz, yoga eğitmeni size diyor ki hayır öyle yapma böyle yap omzun düşmesin kalbini aç vs. işte zeynep hoca olayı bu klişelerden, baskılardan ayırıyor. zaten beden ve ruh sağlığını içeren bir iş yapıyorsak kullandığımız dil çok önemli. eğitim sürecimde içeriklerden bahsettiğim arkadaşlarımın birçoğu, yoga hocasının tavırları rahatsız ettiği için yogayı bıraktıklarından yakınıyordu. herkesin fit olmayabileceğini ve her hareketi yapamayabileceğini kabullenmek zorundayız. insanlar bedenlerinden nefret etsinler diye yoga öğretmiyoruz, tam tersine sevgiyi deneyimlesinler ve hareket kültürü kazansınlar diye öğretiyoruz.

    bütün bu faktörlerden dolayı, iyi ki zeynep hocadan ders almışım diyorum, benim için büyük bir şanstı. ileride umuyorum ki ben de onun gibi bir proje yapabilirim. evrendeki bilgi hepimize yeter *
  • yoga hocası zeynep aksoy
    türkiye'de bir kanaat lideridir.
    benim de hocamdır.
    araştırmacı, bilimsel de bakabilen, zeki ve adanmış bir kadındır.
    kurban psikolojisine girmeden olaya bakması gereken diğer yoga kurumlarının da kendisinden esin alması iyi olabilir.
  • yoga moga anlamam. ama bu kadının meditasyonları bana iyi bir iç boşaltma oluyor. özellikle sabah kalktığımda , işe gitmeden yapınca, baya iyi hissediyorum gün içinde. depresyonumu iyileştiriyor sanki.
    bu sabah yaptığım meditasyonu paylaşayım. belki birinizi şefkatle sarar. iyi gelir. meditasyon için 30. dakikadan başlatınız efendim. tık tık
  • türkiye sınırları içinde herkes her şeyden anlar örneklerinden sadece biri bu kadın.
    radikal gazetesi'nde, gazetenin saygınlığının temelindeki inşaat kusuru olarak oturuyor sanki.

    tiyatro adına yazdıkları yazacaklarının habercisi ise bir an önce asos veya kaş'a taşınıp temiz hava,bol oksijen bir yerde sakince yaşaması gerekli.

    çünkü bu ülkenin, ne tiyatrosunun içi boş yazılarla gücünün hafifletilmesine ne de insanlarının basit düşünceleri göz önüne alıp tiyatrodan bir adım uzakta durmasına ihtiyacı var.

    ve tam bu nokta da iyi-kötü veya güzel-çirkin gibi ilkokul birinci sınıf öğrencisinin izlediği okul piyesi için tanımlamada kullanacağı sıfatlarla köşe yazıları yazmak tiyatroya yapılan haksızlıktır.aylarca verilen emeği bir çırpıda özensiz diye yaftalamak sultan süleyman'a bile kalmamışken yılda iki oyun izleyip ''aaa bu oyun ne kadar da tatlı'' dan bir adım öteye gidemeyecek yazılar yazmak; bu ülkede beyaz türklerin her konuda rahatça konuşma hakkı olduğunun bir kanıtı olsa gerek.

    ama tabi tek sorun bir tiyatro eleştirmenin bir oyunu beğenip beğenmemesi değil,yaptığı eleştiriye karşı cevap verilip hak arayışına gidildiğinde yani kısacası eleştirmenliği eleştirildiğinde sizi hadsizlikle suçlayıp kimse beni eleştiremez demesi,üstüne bir de yapmadığınız işleri sizinmiş gibi yazabilecek kadar araştırmadan yoksun, at gözlükleriyle yirmi kelimeyi geçmeyen yazılar yazabilmesidir.

    ve en büyük sorun ise sanatı sanatçı duyarlılığı olmayan insanların değerlendirebilmesidir.
  • yoga sala'nin yoga hocalarindan biri. gecenlerde yoga dvd'si cikardi.
  • dünya kadar kıymetli bilgiyi bağış usulü sistemle kitlelere açmış yoga ve mindfulness egitmenidir. bu eğitimi kacirdiysaniz eylülde tekrar olacakmış ya da kendisinin youtube'ta 200 kadar videosu var lütfen onları seyredin.

    ekleme: türkiye'de birçok yoga eğitmeni tanıdığım söylenemez, takip ettiğim birkac insan var ayrica meditasyon ile ilgili çalışmalar yapan insanlar da var bunların arasında. şunu fark ediyorum bu tarz şeyleri yapan insanlar bir süre sonra kendisini diğer insanlardan ayırmaya başlıyor ve durmadan övgü kabul ediyor. bu tavrı oldukça rahatsız edici buluyorum aklıma osho ve bikram choudhury geliyor ister istemez, zaman içerisinde asiri ovguden tanrilasma yoluna giren tipler. her neyse bunlardan niye zeynep aksoy başlığında bahsediyorum derseniz çünkü kendisinin "ben kimim ki" tavrında biri olması yani kimsenin onu tanrilastirmasina izni olmaması işte olmusluk budur bence, her şeyin farkında olmak bu tavır. farkındalığı ancak bu kadar farkında biri anlatabilir. eline koluna rudraksha dolayip, geniş kumaş pantalonlar giyerek olunmuyormus demek ki sadece.
hesabın var mı? giriş yap