• sidney lumet'i müjdeleyen filmdir. bu filmi çektiğinde otuzlarında genç bir yönetmendir. film tek mekanda geçmesine ve siyah beyaz olmasına rağmen sıkmaz. filmde odadaki atmosfer oldukça güzel verilmiştir. odada klimanın çalışmamasından doğan sıcaklığı ve sıkıntıyı izleyen kişiler bilgisayarının ve ya televizyonunun başından rahatlıkla hissedebilir.
  • bir oy neyi değiştirir sorunun cevabı.

    filmin en güzel noktalarından biri dava hakkında hiç bir fikrimizin olmaması. işin daha da güzeli esasen film bittikten sonra da pek bir fikrimiz yok. evet fonda bir şekilde herkesi ikna etti ve suçludur/yapmıştır düşüncesinin kişisel tecrübelerden gelen ön yargılara dayandığını gösterdi. ama hala ortada bir problem var ki, çocuk suçlu da olabilir. bunu bilmiyoruz.

    12 jüri kendi arasında konuşurken öğreniyoruz olayı, detayları ve sadece esas adam haklı çıksın çocuk kurtulsun diye umutlanıyoruz. burada genelde olaya, jüride fonda gibi bir adam olmasaydı çocuğun hayatı sonlanacaktı. hatta belki ona rağmen, yaşlı adamın inadı yüzünden çocuk cezalandırılacak, 12 adam ise gündelik hayatlarına bir şey olmamış gibi devam edeceklerdi yorumu ve açısı ile bakılıyor.

    lakin bir de işin şu yönünü düşünüyorum ben. ya çocuk suçluysa? ya gerçekten o cinayeti işlemişse? burada ahlaki bir ikileme giriyoruz. suçundan emin olmadığımız bir çocuğu cezalandırmaya gönlümüz asla razı olmuyor ancak olayın öbür ucunda olduğumuzu ve mağdur olduğumuzu düşünelim. gene suçundan emin olmasak da, kendi canımız yandığı için, eşimiz, ailemiz zarar gördüğü için çocuğun cezalandırılmasını mı beklerdik yoksa, emin değiliz, olmayabilir diyerek suçsuz çıkmasını mı beklerdik.

    özetle demek istediğim 12 angry men bize sadece bir adamın suçlu olmadığına inandığı bir kişinin ve kendi fikrinin arkasında durarak gerçek adaleti arayışını izah etmiyor, aynı zamanda olaylara dışarıdan bakarken ne kadar duygusal olabildiğimizi gösteriyor. esasen jüri de duygusal bir karar alıyor zaten.

    kararlar, suçlu değile döndükçe berbat durumda olan hava ve odanın koşulları bir bir düzeliyor. umut alevleniyor, güneş açıyor iyi güzel de, biz adaletin sağlandığına mı seviniyoruz yoksa bir çocuk kurtuldu diye mi?
  • senarist reginal rose'un reklamcılara takık olduğunu gösteren filmdir. açıkçası 12'si içerisinde en tehlikelisi de odur, ikinci tehlikelimiz de marmelat satan elemandır. faşist ya da pozitivist görüşü mağlup edebilirsiniz, nitekim bunlar karşınızda yer alır. diğer yanda geçim derdiyle beraber hayat vagonunda daha ön sıraları kapmak isteyen karşınızda yer almaz, buna gerek duymaz. çünkü hayatını tamamen tek bir dert üzerine oturtmuş ve o şekilde dizayn etmiştir. gelgelelim, günümüz jürisi içinde reklamcılar artık yalnız değildir; güç onların elindedir. ne diyelim beyaz takım candır.
  • normalde en ufak bir seste bile uyuyamayan ben, ben uykucu ismail'i, dolu bir öğrenci evinin salonunda, okuldan yürütülmüş projektör ve arkadaştan alınan hoperlörlü ortamda bile uyutan film. ayrıca şehir tiyatrolarının aynı isimli oyunu 2014-2015 sezonunda oynanmıştır.
  • insanın vizyonunu genişletecek filmdir. özellikle eğitim sürecini bitirmiş hızlı gençler için hayata dair öğretici yönü oldukça fazla olacaktır.
    ülkemizde tartışılan birçok konunun abd tarihinde çoktan aşıldığını da görmüş oluyoruz. yüklenen anlam çok değerli. ön yargıya dayalı hayat tarzınının anadolu çomarlığının bir numaralı göstergesi oluşunu, medya patronlarının politikalarına dayalı yaratılan algıyı düşündükçe içim acıyor. özgür bireylerin okuyarak ortaya çıkabileceğine inanıyorum. okuyan adamın kendi fikirleri olur. kendini aşar, büyütür, ön yargılarından uzak olur.

    mutlaka izlenmesi gereken film.
  • beni en çok çeken kısmı , filmin sadece bir odada , bir kişinin hayatını sonlandıracak kararın , ne kolay verilebileceğini göstermesi.
  • harika bir başyapıt. bir odanın içinde 12 karakter ile bir buçuk saatlik bir film bundan ala olamaz. gerçek bir psikolojik ders.
  • 1957'den bir oyunculuk dersi. 12 başarılı oyuncuyla küçücük bir odada neler yapılabileceğini gösteren film..
    bu senaryoyu insan bir de tiyatroda görmek istiyor ki okuduğum kadarıyla reginald rose'un aynı adlı oyunundan uyarlanmış. filmi çekmek ne kadar sürdü bilemiyorum ama orada olup tiyatro gibi seyretmek isterdim. ayrıca film kendi içinde bir kitap algısı da yaratıyor, her şey jüri odasında geçmesine rağmen, cinayet mahalini, tanıkları, sanığı ve maktulu görmüş olayı yaşamış kadar oluyorsunuz. oluyorsunuz da kafada son bir soru kalıyor tabi;

    --- spoiler ---

    katil kimdi?

    --- spoiler ---
  • anayasa hukuku hocamın bizlere daima söylediği şey:
    'daima sorun sorgulayın arkadaşlar, inanın kafası karışık insanlar lazım bize. kafası karışık insan, düşünen insan yok bizim ülkede.' demişti. sevgi ve saygılarımı gönderiyorum sayın murat sevinç hocama.
    sanıyorum dersinde, amerikan yargı sistemini işlerken bahsetmişti bu filmden, tam da yukarıda belirttiğim öğüdünün kıymetini açıklamak için önereceğim filmdir kendisi, tıpkı onun da bize önerdiği gibi.
    izlemediyseniz geç kalmayınız efendim, hem sürükleyici ve nispeten kısa da bir yapım kendisi.
  • roman tadında muhteşem bir film. istisna olsa da bana genel de başarılı bir romanın verdiği tadı filmler vermez. kitap okurken aslında filmi siz çekiyorsunuz. senarist var kitabı yazmış ama yönetmen sizsiniz. kamera açıları, oyuncular, atmosfer, mekan hepsi size bağlı. bu da senaryo(kitap) iyiyse muhteşem bir film yapmanıza olanak tanıyor. bu haz muhteşem bir şey.

    işte bu hissi, 12 angry men'i izlerken hissettim. onlar terledi, ben terledim. onlar olayların oluş şeklini belirtti ben atmosferi oluşturdum. filmle kitap okurmuş gibi bir etkileşime geçtim. film bitene kadar ortaklaşa düşündük ve kim suçlu? sorusunu durmadan tartıştık. sadece bir ekrandan karelerin geçip gitmesini izlemiyordum ayrıca o karenin içindeydim. film boyunca aynı orada ki karakterler gibi sizde durmadan fikir değiştiriyorsunuz. kesin katil o ama ya değilse? ya bir kişinin hayatını haksız yere elinden alırsak? ya da suçluysa ve biz onu tekrar suç işlemesi için serbest bırakırsak? harikulade bir iş çıkartmışlar. zaman nasıl geçti anlamıyorsunuz.

    kesinlikle kült ve izlenmesi gereken bir film.
hesabın var mı? giriş yap