• yaptığım ve yapmalara doyamayıp yıllar sonra tekrar hazırlandığım vaka.

    insan hayatı bir tane.
    oysa istekler, beğeniler akışkan.
    saksı değilim ben!
    ömrümüz olursa ve 70 yaşa kadar yaşama olasılığından bahsediyorsak, istemediğin o masada tek 1 dakika bile oturma!
    gönlünde ne varsa onu yap!
  • cesaret ister... hatta göt ister di mi?

    e cesur ol sen de ! bi kere de "sikerler" de ve çık şu işinden..

    günümüzde 30 yaş hiç bi şey değil. insan ömrü uzadı ve alternatifler çoğaldı. hayat bi tane. tekrarı yok.

    daha ne kadar oturucaksın o salak masada?

    daha ne kadar dinleyeceksin yarı zekandaki yöneticileri?

    daha ne kadar çekeceksin, iş arkadaşı diyip de katlandığın insanların zırvalarını ?

    sen bi tanesin.

    bak sadece duygusal bir şey değil bu.

    "1" tanesin. ciddiyim. düşün bunu.

    senden bir tane daha yok. ölsen, yerine aynısından koyamıyorlar.

    cenazeni düşün şimdi.

    ne diyecekler?

    "iyi insandı. sevmediği bir işte, kahramanca dayandı. ortalama ya da ortalamanın üstünde paralar kazandı. mutlu sayılırdı."

    bu musun sen?

    iyi düşün.

    yazdığın hikaye bu mu olacak?

    kahramanı olmak istediğin öykü bu mu?

    vasata devam mı yani?

    merak etmiyor musun direksiyonu cart diye kırdığında neler olacağını?

    içten içe ölmüyor musun, diğer taraflarda neler olduğunu bilmek için ?

    sürün ulan.

    bi sene de sürünmek nasılmış onu öğren.

    sıç; sıva; batır..

    n'oooolucak?

    bunu boşverme gibi görme; soru olarak ele al: sahi, n'olucak?

    görkemli sıç kardeşim; motton bu olsun.

    _____________

    edit:

    ispiyonlayan aseksüellerin ricası üzerine tanım yapıyorum; lütfen dikkatle takip edin..

    30 yaşından sonra meslek değiştirmek,

    --- spoiler ---

    cesaret ister... hatta göt ister di mi? e cesur ol sen de ! bi kere de "sikerler" de ve çık şu işinden.. günümüzde 30 yaş hiç bi şey değil. insan ömrü uzadı ve alternatifler çoğaldı. hayat bi tane. tekrarı yok. daha ne kadar oturucaksın o salak masada? daha ne kadar dinleyeceksin yarı zekandaki yöneticileri? daha ne kadar çekeceksin, iş arkadaşı diyip de katlandığın insanların zırvalarını ? sen bi tanesin. bak sadece duygusal bir şey değil bu. "1" tanesin. ciddiyim. düşün bunu. senden bir tane daha yok. ölsen, yerine aynısından koyamıyorlar. cenazeni düşün şimdi. ne diyecekler? "iyi insandı. sevmediği bir işte, kahramanca dayandı. ortalama ya da ortalamanın üstünde paralar kazandı. mutlu sayılırdı." bu musun sen? iyi düşün. yazdığın hikaye bu mu olacak? kahramanı olmak istediğin öykü bu mu? vasata devam mı yani? merak etmiyor musun direksiyonu cart diye kırdığında neler olacağını? içten içe ölmüyor musun, diğer taraflarda neler olduğunu bilmek için ? sürün ulan. bi sene de sürünmek nasılmış onu öğren. sıç; sıva; batır.. n'oooolucak? bunu boşverme gibi görme; soru olarak ele al: sahi, n'olucak? görkemli sıç kardeşim; motton bu olsun.
    --- spoiler ---

    şeklinde bir yazı yazdırabilecek güçteki eylemdir. başarılırsa eğer, insanın aynaya baktıkça, kendisiyle tokalaşası; kendi sırtını patpatlayası gelir.

    şayet bunu yapmazsanız, hayattaki öncelikleriniz değişir. insanların açıklarını ararsınız. yeterince uslu olursanız, ispiyoncu bile olabilirsiniz.

    edit2: sevdiğim işi yapmak için 1 sene bokun içinde kaldım. şu an iyi pozisyon, iyi para, iyi iş kombosundayım. içinizi ferah tutun. hayallerinizden vazgeçmeyin. bazen o kurumsal, bol sıfırlı maaşları özlüyorum ama değmez. gerçekten değmez. her allahın günü o stres filan... yazık valla. içinizden geleni yapın.
  • sadece yurdum insani tarafindan garipsenen durum. cunku biz 17 yasinda bizden beklenen kaliplara girip hayatin akisina kendimizi birakmaya aliskiniz. lisede ana babamiz bize doktor/muhendis/avukat/ogretmen ol dedigi icin bunu hayat boyu yapacagimiz is konusundaki dogru secim kriteri olduguna inaniyoruz. sonrasinda fikir degistirmek ise ayiplanan bisey. hatirliyorum, universitedeyken daha ileri yastaki ogrencilerle hep dalga gecilirdi, "bitirememis geri donmus" diye, veya meslek degistirip yeni bir bolum okuyanlarla, "yaptigi isi begenmiyor onun yerine burada okuyabilecek bir gencin hakkini yiyor" diye. ben de hep bu yorumlari yapanlara "sana ne yarraam" demek isterdim, ama desem de degisen bir sey olmazdi cunku maalesef baskalarinin hayati konusunda ahkam kesmek de cocukluktan asilanan bir olgu. neyse, gel zaman git zaman, yurt disina ciktim, 30undan sonra meslek degistirmenin olagan bir sey olduguna sahit oldum: borsaci olup 40 yasinda tip fakultesine baslayanlar, birkac tane doktora yapanlar vs. bazi arkadaslarim universitede okuduklari konudan tamamen bagimsiz bir alanda yuksek lisans yapiyorlar. bilin bakalim onlara "bu yastan sonra bu ise girismek senin neyine, deli misin?" diyenler kim? diger turkler. niyetim turkiye'ye bok atmak degil tabi ki, ama biraz ufkumuzu genisletmekte sakinca yok diye dusunuyorum. kaliplara girmeyelim, girenleri uyaralim.
  • sülalenizin raad olmasını gerektirir.

    yani mesela;
    * sadece mesleğiyle ve kariyer başarısıyla var olduğuna inanan, bu kazanımlarla sınıf atlamaya, toplumda yer edinmeye, kendine güvenmeye çalışan tiplerden değilsen; biriyle tanışırken "merhaba doktor babür ben" diye giriş yapma veya bir yerden yemek ısmarlarken avukat olduğunu belirtme (bkz: #31787477) (son paragraf) tutkun yoksa...

    yeni seçeceğin mesleğe dair yeteneklerin, sevgin, ilgin daha yoğunsa.

    * başına evlilik olayını sarmadıysan, ev geçindirmek zorunda değilsen, garanti çift maaş manyağı bir kocan, seninle daha ziyade mesleğini**** cazip bulduğu için evlenmiş bir karın yoksa, çoluk çocuk ve onların gelecek derdi eteğine yabışmıyorsa...

    * işlerin ters gitmesi riskini göze alabilecek maddi olanakların varsa...

    * ailen ve yakın çevren sanki önünde upuzun bir ömür olan 15'lik bebeymişsin de "ben liseyi bırakceam yaee" şımarıklığı yapıyormuşsun gibi davranmıyorsa. "ama gelecekte şöyle böyle, plan program, akıl mantık, öğüt, vıdı vıdı" diye kafa ütülemiyorsa. belli bir yaşı devirmiş insanın duygu ve düşüncelerine saygı duyuyorlarsa...

    sülalen raad demektir.
  • otuzundan sonra eşini değiştiriyorsun ,arabanı değiştiriyorsun , donunu değiştiriyorsun , yaşadığın şehri değiştiriyorsun , fikirlerini değiştiriyorsun da mesleğini değiştirmek mi tuhaf oluyor.
    mançurya’lı ünlü türkücünün bir türküsünde de değindiği üzere;
    ‘evren’de değişmeyen tek şey değişimin ta kendisi’
    sen olduğun yerde kalabilirsin ,aslında olduğun yerde kaldığını sanmaktan öteye gidemediğini sen ,sen olmadığını bir zaman sonra anladığında fark edersin.
  • 33 yaşımda altı okka taşağımla kalkıştığım hede.
  • kişinin mutlu olmadığı durumlarda yaş kaç olursa olsun desteklenmesi gereken eylemdir. hayatının uyku haricinde kalan çoğunluğunu iş yerinde o mesleği yaparak geçirmekte olan zat, giderek artan bir mutsuzluk katsayısıyla beraber hayatındaki diğer olumlu şeyleri de soğurup, negatif tarafa çekecek, uzun vadede de başarısızlık ve mutsuzluk arasında kalakalacaktır. lakin türkiye söz konusu olduğunda eylem zorluğuna zorluk katacaktır fakat;

    halihazırda sahip olunan sıfat ve mesleğe göre farklı durumlar denenebilir, örneğin mimarlıktan doktorluğa geçiş yapmak çok zorlu ve para desteği gerektiren bir durum ve türkiye şartları için oldukça ütopik eylemken, yine inşaat alanı içinde yumuşak bir geçişle farkı bir alana kayarak mutluluk elde edilebilir. projecilikten şantiyeye, şantiyeden satışa, satıştan danışmanlığa, danışmanlıktan restorasyona, restorasyondan 3d modelleme işine vb..

    her meslek için olmasa bile bir çok meslek için aynı yol üzerindeki yan yollarda kaçılacak ara yollar bulunur. yalnız mesleğini sevmeyen bir doktor için hiç bir önerim olamayacak. ''neyse o'' meslekleri dediğimiz bu tip meslekleri seçerken çok düşünerek kendimizi bilerek karar vermemiz şart. 18 yaşımda, kavak yelleri başımda neyin seçimi diyenleri duyar gibiyim.

    ebeveynler! burada sorumluluk sizlerde. etiket meslek anlayışı ve hayallerinizde çevirip durduğunuz ''oğlum doktor, büyük kız bilgisayar mühendisi, en ufak da diş hekimliği okuyor'' tribinden çok, o çocukları iliğine kadar tanıyarak neye yatkın olduğunu ve neyi istediğini anlayarak, yatkınlığı ve isteğini bir güzel harmanlanıp yönlendirme yapmalısınız.

    şimdi git işim var diyen doktorlar, dersimi anlatır çıkarım, gerisi de beni bağlamaz diyen öğretmenler, her sabah işe ağlayarak giden mühendisler, hesap makinesi görünce depresyona giren bankacılar, kendi gölgesinden korkan güvenlik görevlileri, insandan nefret eden polisler, sadece kendinden alttakileri bağırıp azarlayarak iş bitirmeye çalışan müdürler, içinde kalmış pilotluğu simülatör uçaklarla, bilgisayar oyunlarıyla kendini tatmin etmeye çalışan mimarlar, iki lafı bir araya getirip konuşmaktan aciz milletvekilleri ile dolu bir ülkeden ne hayır beklenebilir?
  • cesaret , risk ve azmin yanında eğer yeni bir eğitim & yeni bir üniversite gerektirecek ise eski meslekte çoktan yalanıp yutulmuş acemilik günlerine en erken 35 yaşında ulaşılacak gözüküyor.

    ortaokul ve lisedeki okul orkestrasında üç tane üflemeli çalgı çalarak ve dershane dönemine kadar konserlerde yer aldım ve yönlendiren olmayınca zamane öss'sinin popüler mat-fen bölümlerinin kurbanı oldum. bu başlık 8 yıldır üniversite hastanesinde çalışan beni kara kara konservatuar hayallerime dalıp götürdü :(
  • çevremdeki en az 4-5 kişinin ( ben de dahil ) başına gelen durum.

    genç arkadaşlara tavsiyeler;

    1. kesinlikle hayalinizin peşinden gidin.

    2. sadece hayaliniz diye de size maddi bir kazanç getirmeyecek işe de, maddi garantiniz yoksa girmeyin.
  • 32 yasinda boktan işinden istifa edip, kastirip pilot olup şu an thy ucan arkadasim var benim.

    her sey olur. korkmayin. insan makine gibi canlidir. mucadele edersen ve gelisirsen her yasta her seyi yapabilirsin.
hesabın var mı? giriş yap