• bugün gerçekleşen hadise.

    "poşetlerinle beni rahatsız edemezsin"le başlayan münakaşa, "ülkenin içine ettiniz"le devam edip, "sizden çok çektik"le sonlanmıştır.

    edit: "dried apricot" ve "forlife" adlı yazarların haklı uyarıları ve eleştirileri üzerine video kaldırılmıştır.

    edit2: "poset kamil" nickli kullanıcıdan, taraflardan birinin hadiseyi aktarışı:

    --- alıntı ---#66193141

    bahsi geçen olayın taraflarından biri benim üniversiteden sınıf arkadaşım. tanıdığım en saygılı ve alçakgönüllü insanlardan biri. tartışmanın tamamını kapsamayan bir videoya dayanarak kendisine yönelik haksız ithamlar yapılıyor.

    videoyu izleyince kendisine ulaştım ve olayın tamamını kendisinden dinledim. bu ithamların neden yanlış olduğunu anlatabilmek adına da kendisinin bana anlattıklarını aşağıya ekleyeceğim. doktor olduğunu söylemesinin doktorluk egosuyla ilgili olmadığını, meseleyi başörtüsüne bağlayan kişinin de kendisi olmadığını görmeniz umuduyla... bilakis, başka nedenlere bağlı öfkesini boşaltmak adına basmakalıp önyargılarına dayanarak hedef seçen bir insanın ufak bir meseleyi büyüterek ortaya koyduğu bir saygısızlık var.

    arkadaşımın anlatımıyla olay şöyle gerçekleşiyor:

    “şişli metro durağında trenin gelmesini bekliyordum. üç kişilik bir oturağın ortası boş olacak şekilde iki kişi oturuyorduk. aradaki boşluğa market poşetlerini koymuştum. sonra seksenli yaşlarda, kırmızı saçlı bir kadın geldi. oturmak için ortadaki boşluğa doğru yöneldi. ben de poşetlerimi kucağıma aldım, kadın oturdu.

    sonrasında çantamı karıştırırken poşetlerden biri teyzenin bacağına değdi. yani böyle yıkılma falan yok, sadece değdi. bunun üzerine kadın “burası senin poşetini koyman için değil. burası 1 kişinin oturması için. her yere girdiniz. mahvetmediğiniz yer kalmadı. ülkeyi mahvettiniz” dedi.

    bu esnada metro gelmişti. kadın metrodan içeri girdi. ben de söylediklerine yanıt vermek için onun arkasından girdim. kendisine “öyle lafları söyleyip söyleyip de gidemezsiniz” dedim. “sus! kapa çeneni, otur koltuğa” dedi. “bana bunları söylemeye hakkınız yok” dedim.
    benim yanımda oturan kadınlar da beni savunur tarzda konuştular. “bu ülke bu hale geldiyse sizin nefretiniz yüzünden geldi” dediler.

    kadın bu sırada yanındaki bir adama “akşam evine gidince kocasına....” diye başlayan ve beni küçümsemeye yönelik bir şeyler söyledi. bu arada da yüzünü buruşturarak bana baktı. ben de “ben sizin ezebileceğiniz tarzda biri değilim. hacettepe üniversitesini bitirdim. doktorum ben dedim.”

    kadının yanındaki adam da “başörtüsüyle ne alakası var bu konunun?” dedi. tabi o adam, kadının bana “ülkeyi mahvettiniz” dediğini duydu mu bilmiyorum. kadın “ben senin poşetlerini kafamda taşıyacak değilim” dedi. belki onları duymuştur sadece.
    ben de adamı “başörtüsüyle çok alakası var” diye yanıtladım.

    teyzeye hitaben de “ben sizin gibileri çok gördüm ankara’da” dedim. bunu söylememin nedeni de ankara’da yaşıyorken maruz kaldığım bu tarz olaylardı. apartman kapısını kendilerinin geçmesi için açık tutmama rağmen bir teşekkürü bana fazla gören, her fırsatta böceğe bakar gibi bir edayla, karşısındakinin bir insan olduğunu umursamadan küçümseyici tavırlar takınan insanlarla sıkça karşılaştım
    ankara’da. pek çok kez böyle muameleler karşısında sustum, ama bu sefer susmak istemedim. istanbul’da ilk kez böyle bir muameleye maruz kalıyorum. “ankara’dan iyi tanıyorum” dememin nedeni bu.”
    --- alıntı ---
  • benim kavgadan çıkardığım anafikir şu olan durum:

    (bkz: doktorların doktor olduğunu bir şekilde söylemesi)
  • "aman sakın ha" dedirtmiş kavgadır. sonra benim başörtülü bacım olayı olmasın.
  • taksim-kabataş istikametinde olmuş olması muhtemel olay.
  • (bkz: doktor egosu)
  • boş bir kavga. olayın başörtüsü ile ilgisi yokken başörtülü hanım olayı bir şekilde başörtüsüne bağlayıp buradan mağduriyet çıkarmaya çalışmış.

    belki kendisi bu münakaşada yüzde yüz haklıdır ama başörtüsünü öne sürmek niye?

    edit: entry'lerden birinde başörtülü hanımın yorumuna yer verilmiş ve yaşlı kadının her yere girdiniz, her yeri mahvettiniz minvalindeki sözleri sonrası bu münakaşanın yaşandığı ifade edilmiş. dediğim gibi başörtülü kadın yüzde yüz haklı olabilir ancak bu yine de başörtüsünü ön plana çıkarmasını gerektirmiyor.

    belki yaşadığı travmalar kendisinde böyle bir savunma mekanizması oluşturdu ama ben de kendisine şunu söylemek isterim ki bu ülkede kimsenin başörtüsüyle bir derdi yok. yanlış anlaşılmasın kıyafet yarıştırmıyorum ama bu ülkede en çok mağduriyeti başı açıklar, mini etekliler, dekolte giyinenler yaşamıştır. haliyle kıyafeti üzerinden hor görüldüğünü iddia eden insanların o kıyafeti bayrak yapıp başkalarının kıyafetlerine kötü bakan kendi cenahlarındaki bazı insanları da ayıplamalarını beklerim.

    diğer yandan her yere girdiniz benzeri sözleri de umarım bu başörtülü hanım doğru okumuştur. çünkü doktor hanım, siz bu lafı kendinize bir tepki sanıyorsunuz ama bu laf 7/24 tv ekranlarında propaganda yapan ve gerçekten de her yere girmeye, her yeri ele geçirmeye çalışan, bitmek bilmez nefretiyle ülkenin huzuruna kasteden zihniyete bir tepkidir.

    belki siz o zihniyete oy bile vermiyorsunuz ama unutmayın ki o zihniyet sizin gibi başı kapalıları kullanıyor ve sizi militanı olarak topluma sunuyor. yani siz belki de çok sevdiğiniz bir iktidar tarafından bilerek siyasallaştırılıyorsunuz. çünkü siyasallaşmanız durumunda ortaya çıkan ve sizi üzen nahoş durumlar sizi kullanan iktidara oy olarak dönüyor.

    umarım bu yazıyı okursunuz doktor hanım çünkü bunları düşünmeye başladığınızda sorunun esas kaynağını daha sağlıklı biçimde göreceğinize inanıyorum.
  • video'yu izleyemedim açtım ve kapadım. bu tarz videoların gizlice çekilip yayınlanması suç galiba. suç değilse de ahlaki değil kesinlikle. bir şeyler tartışılmış ve bitmiş. orada kalmalı. neden bunu, çektiğim video gündem oldu ego tatminini -bu da nasıl bir şeyse- yaşamak için yaymaya kalkıyorsunuz? hakkın var mı? yok. kendine yapılmasını ister misin? ben istemem.

    ne hakla benim görüntümü yayıyorsun mesela? çok yaygınlaştı bu iş. hoş değil.

    güncel edit: farklı yazarlar hukuki olarak böylesi bir video'nun paylaşılıp paylaşılamayacağı konusunda farklı yorumlar getirdiler ama hukuken böylesi bir video'nun sıkıntılı olduğuna dair mesaj daha ikna edici. yazar kramerofseinfeld hassasiyet göstererek video'yu yayından kaldırmıştır. kendisi ince düşünceli bir yazarmış.
  • (bkz: ben doktorum)
  • çok gereksiz bir tartışmadır. kaybolan 2 dakikamı geri verin.
  • saygısız, nefret dolu, sadece kendisi gibi düşünenleri aydın ve çağdaş sanan, diğer insanları tercihlerine göre yargılayan bir kadını ve ad hominemlerini içeren bir video.

    keşke bu iki kadın yer değiştirseydi de burada başörtülü kadının ne kadar yobaz olduğunu sayfalar dolusu dile getirseydik.
hesabın var mı? giriş yap