• şimdi çingene dedim diye bünyedeki ayar kolunu "on" konumuna getirip,
    onlar çingene değil roman diyenler olacaktır, çocukluğumdan beri birçok roman/çingene tanıdığım olması arkasına,
    onların bile kendilerine çingene - hatta çingen - deme tercihi desteği sığınarak diyebilirim ki;
    dünyada kendilerine has jargonları, kendilerine has sözlü iletişim kültürleri olduklarından eşi benzeri zor görülür sözlü iletişim metodlarıdır,
    ağzınızın payını almanız an meselesidir hani şu tongue fu halt etmiştir yanlarında, eşşeğin en nadide mevkilerinde yer sahibi olabilirsiniz.
    ve yine sözlük geleneklerinden birini ifa edersek, örneklersek, konu daha ilgi çekici olur sanki.

    tarih: bugün, 05 mayıs 2009
    mekan: dolapdere ışıklar, hani şu onüç dakka yanan uzun ışıklar

    sözlük sayesinde ilgi duyulup edinilen beggin arabanın içinde dinlenmektedir yüksek desibelden,
    çevreye rahatsızlık vermemek, görgüsüz damgası yememek için tüm camlar sıkı sıkıya kapalıdır.

    karşıdan yaşı 25 i bulmayan ben diyeyim çingene, siz deyin roman kızımız kucağında bebekle size doğru gelir,
    camı çalar, açmazsınız, bir daha çalar yine açmazsınız, ısrar devam ederken kızımızın kucağında bebeğiyle tempo tuttuğu dikkatinizi çeker

    camı aralarsınız hafif
    - buyur ?
    + bagin mi o? *
    - haa evet
    + adidas de mi?
    - ne?? haa evet
    (eli cebine gider, ufaktan bir mp3 player ı gösterir size)
    + abey ? veresin onu bana beyaaa, hayrın dokunsun şu sübyana, takarım kulaklığı, huysuz zaten, dinlesin yetimim
    - neaa ? nasssı? yok kızım olmaz audio cd bu, mp3 değil
    + evde ayarlarım ben be yaa, atarım bilgisayara, oluyor onlar be ya mp3, bilmez misin?
    - biliyorum da, hay allah
    (arkadan kornalar filan, ışıklar yeşile döner)
    + al bakalım, hayırlı olsun
    - saolasın abey, allah ne muradın varsa versin bu yetim sana dua etsin dinledikçe
  • çok seneler evvel idi,
    kendileriyle polemiğe girilmemesi gerektiğini,
    bursa'dan istanbul'a ilim tahsil etmek için geldiğim ilk sene,
    beşiktaş sahilinde öğrenmiştim,

    olmayan sevgilime zorla çicek almam ısrarına azıcık sert cevap vermiştim,
    kükredi bana,

    "ibinenin doğurduğu, senin ağzında sikişirim"

    "nası lan, nası lan"
  • bir arkadaşın başından geçen olayı aynen aktarmak niyetindeyim.

    -abe yanındaki güzele bir çicek almaz mısın?(yanında bir kız arkadaş varken)
    -yok biz sevgili değiliz(neden açıklama yapılıyorsa elin çingenesine)
    -ben de dedim bu güzelin senin gibi ayının yanında ne işi var?

    sanırım laf soktu...

    (bkz: bir arkadaş ekolü)
  • çingenelerin kendi aralarında girdikleriyle zirveye taşınabilen diyaloglardır.
    yalandan, hikayeden alınması gerekli sağlık raporu gereksinimi neticesi,
    batı ataşehir barbaros sağlık ocağı'nda alınan sıra numarasının size bir sigara içimlik vakit tanıması neticesi,
    çıkılan kapı önünde, karşıda varolan çingenelerin yaşadığı evlerin önünde iki küçük,
    yaşları 4 bilmedim 5 olan iki küçük, dünya tatlısı iki kız çocuğu "evlerinin önünü süpürmece" oynamaktadırlar,
    ikisinin de ellerinde çalı süpürgesi vardır, kırık dökük,
    biri diğerine "şaka" yapar o yaşın verdiği yaramazlıkla,
    sırtına geçiriverir diğerinin,
    canı yanmış olacak ki, hemen kaldırdığı süpürgesi ile lafı koyar o "şakacı" arkadaşına
    "ananı sikerim"
    n'assı lan ? kız lan bunlar, 4 bilemedin 5 lan bunların yaşı,
    allah sizi nasıl biliyorsa e mi?
    pek de bi şirinsiniz ya.
  • sahilde arkadaşla yürüyüş yapılmaktadır. kırklı yaşlarda bir çingene gacısı yavaşça yanımıza yaklaşır :

    - abe 1 gül alır mısınız?
    - yok biz almayalım.
    - 1 selpak vereyim?
    - yok almıyacaz !
    - bari 5 milyon verin eve ekmek götüreyim.
    - ya bi git kadın! yok para mara!

    sinirlenir ve biz uzaklaşırken arkamızdan :

    - allah belanızı versin emi, sulara sellere gelesiniz, sıçtığım boku yiyin inşallah!!!

    seri adımlarla oradan uzaklaşılır.

    20 dk sonra bende mide ağrısı başlar, 30 dk sonra sağanak yağış başlar ve donumuza kadar ıslanırız...

    ve artık ikimiz de çingenenin 3. bedduasının kabul olmaması için dua ediyoruzdur.
  • gülmekle ağlamak arasında bırakır insanı bazen.

    bilenler bilir, istanbul'da ataşehir - içerenköy civarında
    tam zübeyde hanım öğretmen evinin karşısında birini bekliyoruz

    seçim otobüsüyle nimetullah topu geçiyor halkı selamlıyor filan
    tam o sırada ara sokaktan roman bir genç fırladı yol kenarına

    - ak parti mi ? yollarınızı sikeyim e mi?
    + " ak partiiii ataşehir belediye başkaaan adaaayııı....."
    - baaarma anasının sıçtığı baaarmaa, geçen anam babam oy atmış size belediyelik seçimlerinde
    ama yokkk ırsızzz çıktınız eepiinizzz, size oy atarsam anamı siksinler, anladın mı anamı siksinler
    + "...nimetullah topu sizlerii selaaammlı..."
    - selamına sokaaamm yavvvvşşşşak, meymenetsiz, tam yiyici tipinden bellii, süleedimm olm anamı siksinler size oy atarsam
    ( o arada - muhtemelen anası - o da fırlar gelir oğlanın yanına)
    _ n'oluyoooo be yaaa ne baaarıp duruyonussss
    (oğlan duyamadığım bir şeyler söyle kadına)
    bu sefer kadın avazı çıktığı kadar
    _ heaaahhh duruuu süleeemişşşş bir daha size oy atarsak beni siksinler beni, anasıyım ben,
    oy yok size, tüüüü
  • ana yolu akp'li üç beş yürüyüşçü için kapatmışlar, mecburen ilk bulduğum ara sokağa girdim, arkadan sıkıştırdılar biraz hızlı girmek zorunda kaldım. ilerde de 3 genç çingene kadın var arkalarında çuvaldan arabaları ile geliyorlar. benim girdiğimi geç fark eden biri ''ama nappıyoosuuun'' diye sitem etti. camı açtım, '' gördün bak mecbur kaldım hızlı girmeye, hem bekliyorum geçmeni'' dedim. ''ama geliyosunuz yolu kaplıyosunuz sorna arabalarınız çizilince suçlu biz oluyoruuuz'' dedi. cümlelerin sonunu hep uzatarak söylüyor çok da şeker bi şey. dedim bakıyorum ben sen rahatlıkla geçebilirsin bi şey olmaz . ''ay kııız ne kibar şeysin sen'' dedi arkasındaki, ''niye ana yoldan gitmiyonuz da buraya giriyonuz'' diye de ekledi. yolu o kadar benimsemişler ki kendimi suçlu hissettim nerdeyse özür dileyeceğim*. ''akpliler kapatmış yolu yoksa sizin rahatınızı bozmak ister miyim ?'' dedim. abla önce yola doğru baktı, limon sarısı saçlarını sinirle arkaya attıktan sonra, final cümlesi ile sesi sokakta yankılandı. ''aayh kıçımın kenarlarııı götlerine don bulmuşlar da yürüyüşe mi çıkmışlar''. dayanamadım kahkahayı patlattım. seviyorum sizi çingeneler.
  • eski esimle tekirdağ sahildeyiz. bir tanesi bize çiçek satmak istiyor. bu güzel ablama al bir çiçek be abi. bak ne güzel gözleri var, bu japon ablama al bir tane be ( o kadar çekik gözlü değilim.) ben ona alıyorum diyor, yok bir tane de benden al, bak yüzü gülsün, yap ablama bir güzellik hadi be, yok öbürü de inat etti almayacak, kadın epey yürüdü bizle ama.

    en son almazsan alma be, yanındaki karı da aynı kaynanama benziyor, dedi ve gitti. kabak neden benim başıma patladı hala düşünürüm.
  • çingeneleri severim renkli ve zararsız kişiler. hırsızlarını saymazsak tabi. bunları kafaya aldığınızda müthiş geyik çevirirsiniz yeter ki samimi yaklaşın.
hesabın var mı? giriş yap