• hala daha, sürekli açıp yad ettiğim maç. mj; utah için son bir şans bıraksa da, stockton'ın şutu girse mj'nin son şutu bu denli efsane bir şut olmayacak olsaydı da, yeri hala çok farklı. bir kez daha yad ediyoruz beraber:

    http://www.youtube.com/…ntk&feature=player_embedded

    "michael against russell, 12 seconds... 11... 10. jordan, a drive, hangs... fires... scores! he scores! the bulls lead 87–86! oh my goodness...(he is unbelievable) ohoho, my goodness!"
  • son saniyeleri film klişesi gibidir. jordan abimizin son ciddi maçı oluşu ayrı bir anlam katar.
  • "if that's the last image of michael jordan… how magnificent is it?" demişti sunucu bob costas, söz konusu maçtaki malum atışın ardından...
  • bi takimin hocasi phil jackson digerinin ise jerry sloan'dur. ikisi de efsanedir, mac da efsanedir. 97-98 playofflari boyunca serbest atis yuzdesi %81.2 olan michael jordan'in sut yuzdesi ise %46.2'dir. mac sonu, deplasman, vs. vs. gibi diger etkenleri de isin icine katarsak sizin icin matematigi yapmama ve mantigi kurmama gerek bile kaldigini sanmiyorum. burda lebron'dan falan bahsetmiyoruz, mj yani. siz en dogrusunu yapsaniz, en ince ayrintilari hesaplasaniz bile sizi yenmeyi basardigi icin jordan zaten gelmis gecmis en iyi basketbol oyuncusu kabul edilir.
  • utah'in sure doldugu gerekcesiyle bir uc sayilik basketinin gume gittigi, daha sonra michael jordan'in hucum faul kokan basketiyle chicago'nun sampiyonlugu kazandigi mactir. ayrica son hucumda stockton sutu attigi sirada bilegine bir temas vardi sanki...
  • 1998 mi? frank sinatra öldü, kongo'da savaş çıktı ve utah jazz ile chicago bulls son bir hesaplaşma için nba finallerinde karşı karşıya geldi.

    saydığım ilk iki olayın hayatımdaki yeri biraz büyüdüğümde netleşecekti ama o zamanlar tek önemli konu nba'de kimin şampiyon olacağıydı. maçları izleyip okula öyle gittiğim naif günler ve michael jordan bu işten galip çıksın diye kendimi paralamam... utah'ın durumu 3-2'ye getirmesi ve seyircisi önünde eşitlik yakalama ihtimali kendi halinde bir çocuk olan beni epey germişti. maç içinde karl malone'un kendinden emin züppe tavırları ve jazz'ın genelde skor olarak önde olması da ayrı sıkıntılı oldu tabi. o zamanlar tartışmalı kararlar hakkında yorum yapabilecek kadar detaylı basketbol bilgim yoktu, hoş hala da yok, ama jordan o maçı bırakmazdı ve gerekirse fazladan atıp galibiyeti alırdı gibime geliyor. son şutta da bryon russell'ı domine etmiştir bana sorarsanız. zira russell zaten fake'i yemişti.
  • tüm zamanların en yüksek reyting alan nba maçıdır. ben de ekran başında olanlardandım. bu rekora katkımdan dolayı gururluyum.
  • son saniyelerini bir filmde izleseydiniz abartı gelirdi.
  • son saniyeleri büyük heyecan içinde geçen maç. bu maç üniversite yıllarıma denk gelmişti. sabah finalim olmasına rağmen tercihimi maçtan yana kullanmış, fakat ne hikmetse sınavı da geçmiştim.

    neyse efendim maça dönersek, aslında herşey son saniyelerde son basketten önce michael jordan 3 kişini arasından yine imkansız bir tur turnike atmıştı. son topa geldiğinde ise 1 yıl önceki final serisinin ilk maçını hatırlayan jerry sloan, majestelerinin savunmasına yardım getirmemiş, o da bryon russel'a inanılmaz bir fake atarak bomboş şutunu atmıştır.

    sonucun malum olduğu bu şuttan sonra michael jordan'ın havada kalan bileği, benim için spor tarihinin en karizmatik ve unutulmaz anlarından biridir.
  • (bkz: the last shot)
hesabın var mı? giriş yap