*

  • (bkz: tek çiçekle bahar olmaz)

    şikeyle gelen edit :
    o kadar maç satın alsam ben tek başıma şampiyon olurum.
  • 33. hafta sonu itibariyle liderlik koltuğunda oturan takım fenerbahçe'yken ve 2. ile arasındaki puan farkı 4 iken bile tereddütle yaklaşacağım ihtimal.
  • andy warhol yaşasa konu hakkında şöyle derdi : (bkz: fenerbahçe her yıl 15 dakikalığına şampiyon olacak) *
  • milli piyango kazanmaktan bile daha düşük olasılık. evet, fenerbahçe'liyim. inanç meselesi de değil bu, matematik. elindeki kadro 3 pası arka arkaya yapamıyor sene başından beri, nereye şampiyon oluyorsun? ha olur, nasıl olur, trabzon 6 sene önceki lucescu'nun bjk'si gibi harakiri yaparsa olur. öyle olsa bile arada bursa var ayrıca.
  • trabzonspor dışındaki diğer takımların şampiyonluk beklentilerinden çok daha gerçekçi düşüncedir.
  • tanım: özellikle son maçta kazanılmasını canı gönülden dilediğim beklentidir.

    ötesi: bazen bir maçın ardından eve dönerken her taraftarın aklına senaryolar gelir ve şüphesiz ki güne kadar, "ulan denizlide bi berabere kalsalar" ya da "denizlide ki gibi trabzona da takılırlar mı acaba?" gibi genelde rakip takımların ütopik senaryolarını gerçekleştirmiş bir takımdır fenerbahçe. öyle mucizeleri, öyle imkansızlıkları başarmıştır ki, sonunda kendi taraftarına çok büyük acılar çektirirken, "hadi lan olur mu öyle şey" diyen rakiplerine "oldu lan valla oldu" hazları yaşatmıştır. ancak tabi bunların yanında, 3-0 geride kapatılan bir derbi maçının 4-3 kazanılabileceğini de, ligin ikinci yarısına 11 puan geriden başlayıp şampiyon olunabileceğini de, köylü denilen teknik direktörle * , imparator'un * takımına karşı, üstelik yıldız oyuncusu kırmızı kart görmesine rağmen, 6 gollü galibiyet alınacağını da türk futbol tarihine kanıtlamış bir takımdır...

    fenerbahçe taraftarı da, takımına bu yüzden çok farklı bir tutkuyla bağlıdır. seveni s*kerler, s*keni severler anlayışı yla aşıktır takımına. anons utançlarını da, boynu bükük acılı günleri de, "altı tane atılır mı be ohaaa fenerbahçe" övünçlerini de yaşamıştır çünkü. fırtınalı bir aşk hikayesindeki, en ateşli sevişmeler ve en gözyaşlı ayrılık sahneleri gibi...

    fenerbahçe, köşede çarpışarak, otobüste göz göze gelerek, kitapçıda aynı kitaba uzanarak tanışmış, bir birine yakışan iki çiftin büyük aşk hikayesi... diğer takımların görücü usulu beraberliklerine benzemez yani.
    - kızım bak gül gibi takım uefa kupası da var, süper kupası da, gel seni galatasaraylı yapalım...
    ya da
    - oğlum gel, alemci, asi, psikopat adamsın sana böle her yola gelen, ağzından "küfür, argo, keseriz, skeriz, atarız, anarşiyiz biz heyooo" cümleleri eksik olmayan, "yemişim takımını, zaten futboldan anladığımız yok mühim olan bir ortama dahil olup azmak" görüşünü benimsemiş, ya hem zaten kafana uymazsa bırakırsın diyebileceğin bir kız lazım, o yüzden beşiktaşlı ol.

    ve tüm bunların dışında bir de; karadenizliysen karadenizli, bursalıysan bursalı, antepliysen antepli birini bulup yabancıya gitmesin yaklaşımıyla, beşik kertmesi usulu şehrinin takımını tutanlar var...

    bizimkisi bir aşk hikayesi değil çünkü, bizimkisi aşkın ta kendisi. 50 sene türkiye kupası alamasak da, 20 kere son maçta şampiyonluk kaybetsek de, avrupada değil kupa, tur yüzü göremesek de...

    çünkü bu oğlan ve kız birbirini zenginlikleri, başarıları, güç ya da mazisi için değil, sadece içinde hissettikleri büyük aşk ve müthiş bağlılıkla seviyor.

    edit: imla
  • (bkz: hasiktir)

    not: fenerbahçeliyim

    edit: aykut bana lafımı yedirdi ve gayet memnunum.
hesabın var mı? giriş yap