• a$il tendonunun iltihaplanmasiyla ortaya cikan agrili rahatsizlik. a$iri yuklenme, uygun olmayan egzersiz, esnekligin yetersizligi gibi durumlarda gorulur, ozellikle dik yoku$lar sakincalidir.

    tedavisi icin oncelikli $art esnetme yapmak ve yuk azaltmaktir. buz tedavisi uygulanabilir. ayni zamanda uzmanlar tarafindan ilacla da tedavi edilebilir.

    ko$ullar degi$mezse rahatsizlik kronik bir hal alir, hatta a$iri yuklenme sonucu tendonda yirtilmaya yol acabilir.
  • biriyle tartıştığınızda tartışma kavga halini alır ve " allah belanı versin " li bi cümleyle zirvede noktalanır ya hani hah işte tam o noktada daha spesifik olmak gerekirse kişiye " aşil tendinitlerine düçar olasın inşallaaah" demek de en az - hatta çok daha da fazla - " allah belanı versin " demek kadar etkili olabilir. zira aşil tendiniti denilen bu olay tam anlamıyla bi beladır. bi nevi cruciatus curse gibi bişeydir ve en kötüsü de etkili bir counter curse'ü olmamasıdır.

    bu dertten müzdarip kişi özellikle sabahları olmak üzere günün her saatinde ayak topuğunun biraz üzerine konuşlanmış bu tendonun ağrısıyla kıvranır durur. hele ki çift taraflıysa tadından yenmez bi durum oluşur!. uzun süre ayakta durmak koşmak ayak ucunda durmayı gerektiren - hoplamak zıplamak vs - herhangi bişey yapmak ağrıları daha da arttırır.

    bölgeyi bandajlamak üzerine buz uygulamak analjezik ve antienflamatuar etkili ilaç/kremleri kullanmak tedavileri arasındadır. lakin bu tedavi yöntemleri kısa denilebilecek sürede etkisini yitirir ve dikkat edilmedikçe ağrılar geri döner. kısacası bu lanet şeyden tamamen kurtulmanın herhangi bi yolu olduğunu şahsım adına sanmıyorum ve öğrendiğim kadarıyla nice genç sporcuların en az bir beş senesini yemiş bitirmiş de bir hastalık bu. biliyorum güzel kızlar sıçmaz küfür etmez vs ama ben memenetsiz tipime güvenerek şunu diyorum: ben böyle işin taa içine sıçayım!! *...
  • hic bir neden yokken meydana gelebilen bela.
  • tedavinde fizyoterapiye onemli yer tutar, ek olarak gece bandaji ve alcisiyla iltihap azaltilabilir. kanitlanmasa da topuklu ayakkabi- ya da ayaktopugunu yukselten bir destek kullanimi, tedavide kullanilabilir. kortizon injeksiyonu en sona birakilmalidir. kortizon injeksiyonun en onemli komplikastonu asil tendonunun yirtilmasidir.
  • hiç bir neden yokken meydana gelebiliyormuş onu öğrendim. geçtiğimiz cuma gününden beri topuğumun üzerinde bir ağrı vardı. geçer diye bekledim ancak geçmek bir yana ağrılar daha da arttı. bugün işten izin alarak doktora gittim. doktor özel bir bandaj almamı önerdi, ara ara buz koymamı söyledi. işin kötüsü iyileşmesi uzun sürüyormuş. bir tavsiyesi olan falan varsa seve seve dinlerim.

    ulan sporcu da değiliz ki, eğitimciyiz.

    (bkz: tüccar değilim ben eğitimciyim)
  • aşil tendonu iltihaplanmasıdır.

    çok acı verir. kötü bir hastalık için “allah düşmanımın başına vermesin“ denir ya. bence bu pisliği tüm hazzetmediğim insanlara versin. öyle lanet bir ağrı verir ki yaşam sevincinizi emer. sabah uyandığında yorganın içinde yere ilk basacağınız anın kabusuyla kaskatı kesilirsin.

    bak insan evladı burayı okuyorsan bu dertten muzdarip olduğun için ve bir şeyler öğreneyim diye okuyorsun. buradan sonrası sadece okuman için değil aynı zamanda tatbik etmen için yazılmıştır.

    doktorun söylediklerini harfiyen yerine getir sakın ha yorum katma. iki satte bir buz pres uygula dediyse mutlaka uygula. yorum katıp “yı bin ıltı sııtte bi yıpsım ni ılıcik“ deme. bandaj verdiyse mutlaka yap kremini aksatmadan sür. en az 3 hafta spor yasak dediyse (duruma göre daha fazla da söyleyebilir) yokuş çıkmamaya gayret et dediyse o adamı dinle biliyosun adam doktor. bir hafta sonra bok varmış gibi halı sahaya gitme. gerekirse taksi çağır kendine küfrettir ama kısa mesafe bile olsa yokuş çıkma.

    diyelim ki sen de benim gibi doktoru iplemedin ve bildiğini okudun. ne mi olur?

    beşinci haftanın sonunda sabah kalkarsın ayağını yere basarsın ve böğürürsün. tek ayak üstünde sakal tıraşı olmayı tecrübe edersin (en az 4 kesiğe tekabül eder).

    hadi geçmiş olsun.
  • can yakan rahatsızlık,tendon kopmasın bari diye dua edip korka korka basıyoruz yere.
  • bir yoga seansında kendisiyle tanışıp, kendi çapımda -ses çıkarmamaya çalışarak- beni kedi gibi viyaklatmış bela.
    bileğimi geriye doğru büktüğümde, tam olarak tanımlamak gerekirse, ayak bileğimin arkasından 5-6 tane jilet keman çalarcasına kesiyor gibi keskin bir acı olduğunu söyleyebilirim.

    antibiyotiklerle tedavisi olabilmekle birlikte, ilerlemiş vakalarda bir kadavradan alınan aşil tendonunun size transfer edilmesiyle de kökten çözümlendiği söylenmekte.
  • 1 yıldan fazladır başıma bela olan dert.

    halısahalarda oynamaya alışkın birisi olarak 2015 yılında büyük sahada futbol oynamaya başladıktan sonra, çok da iyi olmayan bir zeminde (doğru ayakkabıları giyerek oynasam da) kilo fazlasına ek olarak sanırım daha büyük adımlarla, daha uzun mesafelerle koşmak, iyi ısınmamak, kendini zorlamak gibi sebeplerden ötürü ufak tefek ağrılar ile ortaya çıktı. ilk teşhis sonrası gördüğüm 10 seans fizyoterapi sonrası gider gibi oldu ama ilk zorlanma sonrası yine hortladı.

    özellikle uzun süre oturduktan sonra ilk ayağa kalkıldığında, uyku sonrası yataktan yere ilk adım atıldığında resmen 2-3 adım topallatıyor... spor sırasında iyi ısınırsan ağrı yapmıyor ama sonrası ve özellikle sonrasındaki sabah ağrılar fena.

    topuğa baskı gelince de (örneğin biraz sert ayakkabı) ağrı yapıyor. bu da tabii hayat kalitesini düşürüyor. üstelik, aşil ile doğrudan bağlantılı bir rahatsızlık. tendonu etkileyecek sonuçlar doğurabilir :/

    edit (ekim 2018):

    gelecekten bildiriyorum.

    sebebi, kısa aşil tendonu nedeniyle topuk kemğinin yukarıya doğru çekilmesinden dolayı ortaya çıkan ödemler imiş. aşil tendonu olması gerekenden biraz kısa olan çok insan varmış aslında. spor yapmadığı, veya zorlamadığı için bunun sıkıntısını hiç çekmiyormuş. tabii topuk kemiğinin şekli de bunda etkili. arkaya doğru çıkıntı yapan topuk kemiği tendona baskı yapıyormuş.

    şimdi buna özgü bir fizyoterapi göreceğim, bakalım.

    edit 2 (aralık 2019):

    yukarıda bahsettiğim fizyoterapi yalan oldu. futbolu azaltınca ağrılar geçti. bu da beni aldattı sanırım.

    oynamaya başlayınca ağrılar artınca bir başka doktora gittim. yeniden röntgen, mr. topuk kemiğinin üst kısmı, yani aşil tendonuna yakın kısmı çıkıntılı. bu tendona baskı yapıyormuş, ödeme sebep oluyor 1. ikincisi, aşil tendonu kısa olduğu için topuğu yukarı doğru çekiyor bu da bölgede başka türlü (tıbbi bir sürü açıklaması var) komplikasyonlara, dahası ödeme sebep oluyor, kötüsü tendonu zedeliyor.

    eskiye göre ödem biraz daha arttığı için doktorum, ödemli bölgeye kortizonlu ilaç tedavisini denemeyi tavsiye etti, hayırlısı dedim. bugün iğneyi oldum. bu hafta evde terlikle gezeceğim. topuğu yükseltmek faydalıymış. yere çok yakın ayakkabı da giymemem gerekiyormuş. iğnenin işe yarayıp yaramadığını anlamak için pazartesiye kadar bekleyeceğiz... güncelleyeceğim yine.

    bu arada, bu doktorun teşhisi: haglund sendromu.

    edit 3 (ocak 2020):

    iğne işe yaramış gözüküyor. ağrım 0. gündelik hayatta hiçbir ağrı, acı, zorlanma hissetmiyorum. ama tabii, hiçbir şekilde zorlamıyorum bölgeyi. doktor "spor yasak" dedi. en az 2 ay. şu an karşıdan karşıya geçerken bile koşmuyorum :/ şubat 15 gibi kontrole gideceğim...

    edit 4 (şubat 2020):

    iğneden beri 9 hafta spor yapmadım. bu sürede tabi acaip kilo aldım. şubat ortası kontrole gittim, ağrım yoktu. kontrolde de birşey çıkmadı. doktor atlattık dedi, ufaktan spora başlayabilirsin dedi. ilk gün hafif tempo koşu, egzersiz vs. sorun olmadı. 3 gün sonra biraz tempoyu artırayım dedim, anında "ben buradayım" dedi sağ topuk yine... moral bozuk. sanırım başka doktora gideceğim.

    edit 5 (şubat sonu 2020):

    başka bir doktora gittim. önceki tedavi için pek bir yorum yapmak istemedi. fizik tedavi önerdi. ilk etapta 10 seans.

    edit 6 (mayıs 2020):

    mart ayının başında fizik tedaviye başladım, ama tabii 3 seans gidebildim. iyi de gelmişti aslında. ama salgın nedeniyle mart 15'ten beri evdeyim. fizik tedaviye gidemiyorum ve hareket iyice azaldı tabii... ağrılarım müthiş arttı. artık neredeyse düzgün adım atamaz oldum. ağrı/acı karışık bölgede... fizik tedaviye yeniden başlayacağım. umarım işe yarar. bu arada tabii kilo da aldım iyice. o da olumsuz etkiliyor sanıyorum.

    edit 7 (haziran 2020):

    12 seans geride kaldı. çok bir iyileşme oldu mu? yok. moralim bozuk. sanki çözümsüz bir bela gibi. kilo vermeye çalışıyorum tabii ama o hemen olacak birşey değil. son 1 yılda hareketsizlik + kötü beslenme yüzünden neredeyse 20 kg aldığım için kolay olmayacak. ağrıdan egzersiz yapamıyorum. daha önce hiç bu kadar ağrı hissetmemiştim. resmen sağ ayağımın parmak uçlarında yükselemiyorum, ağrısız adım atamıyorum.

    edit 8 (kasım 2020):

    çok enteresan gelişmeler oldu. bir doktor tanıdığımız beni tanıdığı bir ortopediste yönlendirdi. ekim ayında... gittim muayeneye. yine aynı teraneleri dinleyeceğiz, fizik tedavi iğne vs. derse kesinlikle kabul etmem falan diye düşünürken adam konuya, anlat bana şikayetlerini diye başladı. neyse anlattım. halsizlik var mı? uykusuzluk, genel ağrı vs. diye sorulardan sonra sende kilo fazlası çok görünüyor ve orantısız dağılmış (kollar bacaklar ince gövde biracı gibi oldu son 1 yılda 20 kilo alınca), acaba kan değerlerine en son ne zaman bakıldı diye sordu. dur bakalım altından başka bir şeyler çıkabilir dedi. kan örneklerim alındı. bir gün sonra sonuçlar çıktı. ürik asit olması gerekenin 3 katı. d vitamini neredeyse yok. b vitamini olması gereken en alt limitte. folik asit düşük. resmen arabanın motorunda yağ, deposunda benzin kalmamış, frenleri tutmuyor, biz otobanda basıyormuşuz... ürik asidin bu derece yüksekliği bu tip iltihaplanmalara sebep olabilir diyerek ilaç verdi. iğneler ile d ve b vitamini takviyesi, ayrıca d vitamini, folik asit takviyeleri, ürik asidi düşürücü ilaç derken falan 1 ay sonra benim ağrılar geçti. uykusuzluk, her uyanışta halsizlik, vücut ve eklem ağrıları şikayeti gitti! inanılmaz. tam olarak neye niyet, neye kısmet. evet sağ topuğumda fiziksel olarak bir şişlik var halen. orası deforme olmuş bu tendinit vs. yüzünden belli. ama artık ağrım yok. parmak ucumda yükselebiliyorum, topuğuma en ufak bir şey temas ettiğinde ortaya çıkan ağrı ise kalmadı. protein yönünden fakir bir diyet verdi, onu da uyguluyorum (daha doğrusu uygulamaya çalışıyorum). bu şekilde bir çözüm aklımın ucundan geçmezdi ama olabiliyormuş. şimdi ortalık sakinlesin bir kontrole daha gidip yine kan değerlerime baktıracağım. bakalım...

    edit 9 (kasım 2021):

    ekim 2020'de tesadüfen gittiğim doktor resmen hayatımı değiştirdi. kan değerlerinden edindiği sonuç ile uyguladığı tedavi (ki bu tedavi sadece kan değerlerinin normale dönmesini sağladı aslında) beni kendime getirdi resmen. sadece aşil tendinit ile alakalı değil, genel olarak da.

    geride kalan yaklaşık 1 yıllık süre zarfında, hiç kilo veremememe (hala hayatımın en kilolu dönemini yaşıyorum) ve tekrar futbol oynamaya başlamama rağmen, aşilde ağrı hissetmiyorum. bu benim için muazzam bir gelişme. şu an bu sakatlık / hastalık ile ilgili düşüncem tamamen değişti. bu tip problem yaşayanların kesinlikle kan değerlerinin takip edilmesi lazım bence. vücuttaki ödem miktarı ile de doğrudan alakalı. belli ki vücut bir şeyleri parçalayamıyor ve bunlar bir yerde birikiyor. o topuktaki şişlik de azaldı, hassasiyet de gitti. eskiden ufacık bir şey değse acıdan gözümden yaş gelirdi, o yüzden klasik tipte ayakkabı falan giyerken bile gerilirdim, topuğa baskı yaptığında ağrım olurdu hemen. şimdi o hassasiyet de kalmadığı için ayrıca da rahatladım. he, "hiçbir şey yok" diyebilir miyim? diyemem. ama geçen sene bana merdiven çıkartmayan, koltuktan kalkarken topallatan ağrı ve sıkıntılarım %100 ise, şu an %10 kalmıştır.

    edit 10 (ekim 2022):

    yine hortladı lanet.
    yine durduk yere ağrıyor.
    bir şey yapmasam bile ağrı var. ve gözle görülür bir şişlik de eşlik ediyor. kan tahlillerim yapıldı, ürik asitte hafif bir yükseklik var, ilaç kullanmaya başladım, bakalım durum değişecek mi?

    edit 11 (aralık 2022):

    bu sefer farklı bir yer olsun dedim ve koç üniversitesi hastanesi'ne gittim, yeniden mr ve röntgen çekildi.
    hem röntgen hem mr'da karpuz gibi gözüküyor, topuk kemiklerimin aşil tendonuyla birleşen noktaları maşallah gergedan boynuzu gibi. ayrıca ufak ufak kemikleşmiş ödem parçaları var dış tarafta. zaten şişliğin sebebi de hem ödem hem de bu parçalar sanıyorum.
    doktora önceki hikayeleri anlattım, mevcut durumu inceledi ve bu aşamada çözümün "ameliyat" olduğunu söyledi.
    ameliyatın nasıl bir ameliyat olduğunu anlatmaya başladı, resmen dinlemeye dayanamadım, içim fena oldu: topuk kısmı açılıyor diklemesine, aşil tendonunun topukla birleştiği yer kesiliyor, aşil tendonu kaldırılıyor, kemikleşmiş ödem parçaları temizleniyor, daha sonra 2 alt 2 üst kısma, özel ipli vidalar topuk kemiğine takılıyor, bu vidalardan çıkan iplerle birlikte aşil tendonu dikiliyor, sonra ipler bağlanıyor ki tendon sağlamca yapışsın ve iyileşsin.
    peki ameliyat sonrası?
    ilk 1 ay alçı, sonra özel bot ile yürüme... 3 aylık bu dönemden sonra fizik tedavi. spor en erken 6 ay. 6 ay ile 1 sene içerisinde artık iyileşme, güçlenme durumuna göre, bireysel veya takım sporları...
    peki ameliyat olmazsam? o bölgede ödem olmasından dolayı, aşil zorlanıp kopabilir. bu da hem aşilin kopması hem de o bölgede zaten topuk kemiğinden kaynaklı sorun olmasından ötürü daha komplike ve zor bir ameliyat gerektirebilir imiş.
    hem ameliyatın çok zor ve ciddi oluşu, hem iş, hem evdeki durumlar beni yine "semptomik" tedavilere yönlendiriyor.
    burası da dert günlüğüm gibi oldu bu sorunla ilgili. birkaç yere daha gidip burayı yine güncelleyeceğim.
    bakalım :/

    edit 12 (şubat - ağustos 2023):

    selam, yine ben. ve sorunlu aşillerim.

    tabii ki bir önceki doktorun "ameliyat" demesinden hoşnut olmayan bir türk genci olarak, başka doktorların da fikirlerini alacaktım.

    bu sırada hayatıma ve haftada bir, zorlamadan da olsa top oynamaya (bu kiloya rağmen, evet...) devam ettiğim için sol taraftan da sinyaller gelmeye başladı. tavsiyeler üzerine levent'teki ortospor'a gittim. orada muayene oldum. en sorunlu aşil tendonum olan sağ tarafta artık topuk tarafında ciddi bir ödem ve aşilde sertleşme başlamış. doktor ameliyata gerek yok dedi, ama bazı radikal önlemler alacağız dedi ve kesinlikle düzelene kadar futbol ne, zıplamayacaksın dahi, dedi. ameliyata gerek yok dediği için sarılasım geldiğini itiraf etmem lazım. çünkü gerçekten çok umutsuz bir şekilde gitmiştim kendisine.

    acil tedaviye başladık (günde 2 voltaren 75 mg + en az 20 seans fizik tedavi). tabii ki sporu bu süreçte bırakmamla birlikte, fizik tedavinin ilk 5 seans sonra etkisini, tabii ki voltarenle de birlikte, hissettim. en azından şiş biraz inmeye başladı ve gün içindeki ağrılar azaldı. sonra hem akım, hem fiziksel aktivite ile tedavi tamamlandı. 20 seans sonunda kendimi gerçekten çok iyi hissediyordum ve gün içinde çektiğim ağrı kalmamıştı. tabii ki bu sırada top oynamamamın, tendonları zorlamamamın, sıçramamamın falan da etkisi var. bu arada bu süreçte bir de tansiyon problemi ortaya çıktı. kan değerlerim yine bir acaip. orada da bir tedaviye başladık. şöyle bir düşünüyorum da, fazla kilo insanın başına ne dertler açıyor...

    bu arada ürik asit yüksekliği ile bu sakatlığın paralelliğine ilişkin bir kaç yazı okudum. daha önce gittiğim doktorun teşhisini teyitliyor. öte yandan ülkemizde sıkça yazılan bir antibiyotik olan cipro'nun da tendinite sebep olabileceğini okudum, prospektüsünde yazıyor. bunu da bi kenara yazdım.

    yalnız bu sakatlık çok ciddi bir psikolojik külfet de getiriyor çünkü her an "ağrıyacak" hissi, koltuktan kalkarken, yataktan inerken, hafif bir ani hareket yaparken, yukarı uzanırken falan hemen kendisini hissettiriyor. neyse ki bu tedaviyle bunlar azaldı. sonra doktorumun tavsiyesiyle bir spor salonuna yazıldım ve bir hoca ile birebir çalışmaya başladım. genel sorun bacak kaslarımın ve "core" kuvvetimin eksikliği, bunları tabii başka şekillerle kapatmaya çalışma, aşırı fazla kilo, kiloyla vücudu zorlama, tendonlara fazla yük binmesi vs. bildiğim ama görmezden geldiğim şeyler. şubat ayından mayıs ayına geldiğimizde yeniden ufak ufak sahalara döndüm, çok ciddi ısınma ve esnetmeler sonrası, zorlamadan maçımı yaptım. normalde sonraki gün yürüyemeyen ben, hafif ağrılarla günü kapatınca, sporun ve genel fiziksel kuvvetin ne kadar önemli olduğunu anladım. şimdi sporda veya maçlarda ağrı hissetmiyorum, sonrasında da ufak bir ağrı oluyor. o da artık normal benim için. önceki çektiklerime göre...

    bu arada daha önce de hep söylendiği gibi ayakkabı tercihlerimi gözden geçirdim, futbol oynarken giyebilmek için uzun araştırmalar sonucu topuğu destekleyici ve yükseltici özelliği olan bir tabanlık bulup aldım yurtdışından.

    bir de genel problem, yeterince dinlenemiyorum. yoğun iş temposu (hem ofis içi, hem ofis dışı, üstelik full stres), 4 yaşındaki oğlumla vakit geçirme, sosyal hayata vakit ayırmaya çalışma derken, evde boş boş ayağımı ne zaman uzatıp oturdum, ne zaman günde tam 8 saat uyuyabildim, hatırlamıyorum. eminim bu da vücudu aşırı yıpratıyor, sorunların çözümünü zorlaştırıyor.

    burada da gerçekten olduğu gibi yazıyorum, bilmem gereken ama bilmezden geldiğim şeyleri bir yandan da kendime itiraf ediyor gibiyim. şöyle bir baktığımda gerçekten fazla kilo insanın en büyük düşmanı. bakalım bu düşmanı yenip 10 yıllık işgale son verebilecek miyim...

    ek: bu dertten muzdarip profesyoneller de var, kimisi ayakkabısını kesip oynuyor. ne yapsın adam, bu ağrıyı çeken bilir... görsel
  • aşil tendiniti olanların evde ve dışarıda hafif topuklu ayakkabı uzun dönem kullanması tavsiyedir.
hesabın var mı? giriş yap