• (a confederacy of dunces) john kennedy toole'un yaşarken yayınlatamadığı, intiharından sonra annesinin ısrarlarına dayanamayan bir yayınevinin yayınladığı ve pulitzer ödülü kazanan kitap. baş karakteri ignatious reilly olan roman. deişik bir mizah anlayışı. can yayınları'ndan bulunabilir.
  • gerçekten de tüyler ürpertici derecede eğlenceli ve güzel bir kitap. nutkum tutuluyor nasıl övsem bilemiyorum.
  • okudugum en güzel, en farkli, en kendi dünyasini yaratmayi basarmis, en komik kitaplardan biri.
    sirf ignatius gibi gotigin, groteskin allahi olmus; yasadigi çagin yücelttigi her seyle böylesine zitlasan dünya görüsüne dönüssüz bir sekilde inanmis; ortaçag degerlerinin ve düsüncesinin rönesans ve aydinlamaya karsi üstünlügünü savunan ve bunu o kendine özgü gülünç ciddiyetiyle ortaya koyan bir anti-kahramani tanimak için bile okunur. bunun disinda kitaptaki her karakter ayri güzellikte, ayri derinlikte (benim favorim freud özentisi bayan levy).
    kitabin adi jonathan swift'in bir sözünden: "when a true genius appears in the world, you may know him by this sign, that the dunces are all in confederacy against him".
    john kennedy toole gerçek bir dehaymis. otuz iki yasinda ölüp de bu eserinin basarisini görememis olmasi üzüyor beni. daha da üzen böylesine bir mizah anlayisina, böylesi bir kavrayis yetenegine sahip bir adamin intihari seçmis olmasi. ignatius ne kadar john k. toole merak ediyorum.
    arzum herkesin okumasidir.
  • guldururken du$undurmek diye bir$ey varsa,en iyi yapan kitap.inanilmaz bir mizah anlayi$i,super derin karakterler,cok ozel bir eser.
  • aynı yazarın neon ışıklı incil adıyla türkçeye çevrilen bir kitabı daha vardır. hüzünlü ve edebi açıdan son derece leziz bir kitaptır.
  • "mizah" ve "ingilizce*" harikasi, icindeki bas kahraman ignatius'un dünyaya meydan okudugu kitap.

    (bkz: boethius)
  • new orleans'da constantinople caddesinde annesiyle birlikte yasayan tombik ignatius oreilly'nin filozofik fokurtulari ustune kurulu roman. yazari john kennedy toole, kitabinin basildigini goremeden 32 yasinda hayatini sonlandirmis. annesi olan hanfendu, o zamanlar layola kolejinde hocalik yapan walker percy'nin yakasina yapisarak, onu kitabi bastirmaya ikna etmis. netekim, pulitzere layik gorulmus bu eser. uzun zamandir okudugum en ilginc ve de komik diyaloglari barindiran bu kitabi sizler de okuyunuz.
  • ignatius j. reilly adlı kanaatimce en ilginç ve harika anti-kahramanlardan birini barındıran, john kennedy tooleromanı. ignatius çok çirkindir, şişmandır, gözleri farklı renktedir, sevimsiz bir avcı şapkası takar; her şeye karşıdır, insanlardan, çalışmaktan, annesinden nefret eder ve küçük işlerle uğraşmaya tenezzül etmez, aklı başka yerlerdedir ve etrafındakilerden çok başka çalışır. püren özgören'in özenli çevirisi, gerektiğinde new orleans sokak ağzını türkçe'ye yansıtması, kitabın türkçesini okumayı kolaylaştırıyor. çalışan ve aklında her an istifa etmeyi bulunduran, aslında istifa etme anının heyecanlıyla çalışan kişi (ben) kitabın beşinci bölümündeki ignatius'ın iş anıları kısmını her daim çekmecede bulundurur, bundan da gizliden gizliye büyük keyif alır. sözkonusu mektup şöyle bir alıntıyla başlar:
    "sevgili okur,
    büyük bir yazar okurun dostu ve velinimetidir."
    açıklamaya gerek yok, ignatius elbette tuhaf gözlemleri, kıvrak dili ve aykırı zekasıyla olduğu yere fazla gelen bir karakter. o da hıncını her şeyden ve herkesten çıkarıyor. akılımızın hep bir yanında canlandırdığımız korkunç olay yaratma ve kendini rezil etme sahnelerini başarıyla ve çekinmeden yaratıyor. anti kahraman değil, kimseye açıklayamayacağımız kurgu kahramanımız oluyor. iri ve çirkin biriyseniz olay çıkartmanız normal karşılanr. ama mesela jane fonda iseniz çıkarttığınız bütün olaylar sonunda ted turner ile evlenirsiniz. ilginç.

    kitabın etrafını saran hikayeler (yazarın intiharından sonra annesinin çabalarıyla basılması, kazandığı ödül vs.) kült dediğimiz şey için yeterli değilse de gerekli. içerik de gerisini hallediyor.
  • ignatius bindiği otobüslerde bol bol ve sık sık cennet gazı * çıkarır. pis herif. giriştiği bir işte pantalon uzunluklarıyla ilgili yazdığı bir mektuptaki üslup bile bu kitabın yazılmış en sağlam kara mizah örnekleri arasına girmesini sağlamak için yeterlidir. bir de kitabın muhtelif bölümlerinde ortaya çıkan bir polis memuru vardır, onunla muhtelif şekillerde taşak geçer ignatius, skolastik düşüncenin otorite karşıtlığı da insana ayrı bir güzel gelir.

    john cassavetes'in minnie and moskowitz' ini gördükten sonra seymour cassel'in canlandırdığı moskowitz karakterini -her ikisinin de posbıyıklı olması bir yana- ignatius'a benzetmiştim. ignatius annesinin deyimiyle 'kolec' bitirmişi oluyordu moskowitz'in. ikisi de habire kavga da etseler annelerinin sözünden kolay kolay çıkamazlar ve bir yerlerinde bir samimiyet belirtisi aradıkları (amerikan) modern yaşantısından kaçarak son kertede delirmemek için bir kadına, sevgiye sığınırlar kanımca.

    (bkz: hastasıyım 70lerin amerikan sanat olayının)
hesabın var mı? giriş yap