• (sayın okuyucu, reca ederim hemen "(bkz: abi)" diye atlama, hele bir oku önce, sinirlenme)

    erkeğlere tanrının bir hediyesi ya da bir cezası varsa bu abi olmaktır sanırsam.. kolay değil, birdenbire, hangi yaşta olursanız olun, ufacık tefecik bir şeyin sorumlusu olmak.. eve yeni misafir olmuş bu yaratık, ki daha sonra kardeş adı ile bilinecektir, ilk başta düşmandır.. evet, bütün ilgi onun üstünde, osursa bile omuzlarda gezdiriliyor bu.. istediniz kadar perdenin arkasına kaka yapın, en fazla anneden fırça yiyorsunuz (bkz: kendimden biliyorum)..

    neyse efendim, abi olunca size kimse gülden bir bahçe vermez.. hatta sunulan bahçe hiç de hoş değildir aslında.. bir yanda kendi sorumluluklarınız, bir yanda ufaklığın sorumlulukları olur.. okula giderken, mahallede misket oynarken, yukarı mahallenin veletleri ile kavga edip, mor göz ilen eve dönerken illa ki bu sorumluluklar karşınıza çıkar.. kendinden önce onu düşünmek zorundasınızdır.. hele kız kardeş ise bu, buyrun cenaze namazına.. hem abi, hem namus bekçisi, oyy anam oy..

    bir de ikiye ayırabiliriz bu hayatı, kardeş(ler)den uzak olduğuz zamanlar ve on(lar)la yaşadığınız zamanlar.. genelde on(lar)la yaşadığınız zamanlarda anlamazsınız değer(ler)ini.. hatta kızgındır aranızda geçenler.. sonra biriniz alır başını, uzak bir yere gider, bok vardır sanki.. ancak ve ancak o gittikten sonra anlarsınız değerini.. sonra bir mektup gelir "abideji" ile başlayan.. ahan da işte o zaman anlarsınız kaderin size oynadığı o pis oyunu..
  • abilik muesssesi kardesi koruyup kollamayi, onu maddi manevi her anlamda desteklemeyi gerektirir. hele kizkardesse bu sorumluluk duble artar. abiler, kucukken kardesleri anne dayagindan da korur hatta gerekirse kendi dover.

    ilk baslarda kucuk kardesi acayip kiskanip "o orda uyusun ben okula gideyim, yok ya!" dese de, kendini kundaklattirip kurdesen olmasina ramak kalsa da, kardesin ustune yastik bastirinca noluyormus diye merak edip denese de, kardese limon yedirip o ani fotografla olumsuzlestirse de, butun esek sakalarini ustunde denese de abi candir, cigerdir... paraniz bitince hizir gibi yetisir bir de. cok ozlenirler, kucukken yasanan o kedi kopek durumlari, anne babanin "bak biz yokken siz destek olacaksiniz birbirinize, didismeyin" nasihatlari hatirlanir. ankara'dan abim geldi sarkisi huzunle dinlenir. mektup, mail, telefon, mesaj... her turlu haber alma kiymete biner. abi biricik dert ortagi olur.
  • çok keyifli ve bir o kadar da sorumluluk isteyen, politikadan anlamayı gerektiren bir durumdur.
    yeri gelir birbirinize bağırır, çağırır hatta terlik ayakkabı fırlatır, olmayacak pislikte şakalar yaparsınız ama yeri gelir, küçük kardeşinizin çürük azı dişi sizin uykularınızı kaçırır...
    anne & baba ya da bunlardan biri yoksa, onun rolünü de üstlenmeniz gerekir.
    imkansızlıklar nedeni ile kendi yapamadıklarınızı, onun yapmasını ister ve bir şekilde oldurunca da kendi niz yapmış gibi (hatta çok daha fazla) zevk alırsınız...

    erken bir baba olma provasıdır abilik... onun karnının ağrısını onun gibi hissetmek ve onun için ondan çok daha fazla endişelenmektir...
    güzeldir abilik... çok önemlidir... çok anlayışlı ve yapıcı olmayı gerektirir...

    zira, herkes gittikten sonra kardeş kalır geride bir tek...
  • hayatın üzerinize yıktığı yüklerden biridir çoğunlukla. ama güzel zamanlar o kadar değerlidir ki kardeşinizle birlikteyken bu sorumlulukların hepsini seve seve kabullenirsiniz, mesela kardeşinizin üniversite sınavını kazandığını öğrendiğiniz gün. mesela sizin için gözü kapalı kavgaya girmesi, mesela babanızdan geriye kalan tek şey olacağı, daha fazla yazmasam iyi olacak galiba.

    iyi bir şey abi olmak, benimki gibi bir kardeşi olunca insanın.
  • (madem tek abi ben değilmişim, devam edelim öyleyse)

    abi olmanın, hele ki evdeki en büyük çocuk olmanın getirdiği başka başka sorumluluklar da vardır; hayata önce siz atılırsınız, kaçış şansınız yoktur. babanın, annenin yavaş yavaş "emeklilik" dönemi başlarken sizden sonra gelen(ler)e maddi ve manevi anlamda destek olmak, onların sorunları ile uğraşmak (sanki kendi dertlerinizi hallettiniz ya), çözüm bulmak zorunda kalırsınız. hele ki bu kardeş sayısı 2'den fazla (malum türkiye'deyiz) ve farklı karakterlerdeyse işiniz kat be kat zorlaşır.

    kız kardeş sahibi olmanın bu noktada başka başka problemleri de çıkar.. öncelikle bir kız kardeşin bir "abi" ile (yani erkekle) dertleşmesi çok zordur. yaşadığı sorunları, çıkmazları, acıları anlatması (yine ülkemiz koşulları için söylemek gerekirse) pek mümkün değildir.. bu noktada abla, o'nun için her zaman için bir kurtarıcıdır.. eğer ki "arkadaş abi" olmayı becerebiliyorsa bir kişi, yani kardeşinin neler yaşayabileceğini önceden tahmin edebiliyor (aynı yollardan geçmiyor muyuz?), duyacağı şeylere hazırlıklı olabilmek (evet abi olmanın en zor yanlarından biri de budur), çözümler üretebiliyor ve her zaman için o'nun yanında olduğunuzu hissettirebiliyorsa hayat boyu gitmeyecek bir dost sahibi olmış demektir.. "o da bir birey, kendi sorunlarını kendisi çözsün" demek işin kolayına kaçmaktır, hele ki "ben tek başıma büyüdüm, kim bana destek oldu bu zamanlarımda" demek nefis bir sorumsuzluk örneği olur.. ama sonuçta yaşanan problemlerin, dertlerin illa ki gelip kendisini bulacağını bilmelidir er kişi..

    bir de anlaşılması gereken bir şey daha var, kardeşin/abinin değeri hayat yolları ayırana dek anlaşılmaz, fark edilmez.. bir zamanlar sizi "pataklayan" abiniz, yıllar sonra "gelse de pataklasa" dediğiniz kişi oluverir, bunu yüzüne söylediğiniz abinin de oturup zırlaması pek de şaşırılacak bir olay değildir..
  • (bkz: kardes olmak)
  • kardeşlerin karnelerindeki kotu notlardan sorumlu tutulmaktır. karnedeki zayıfları gören baba ''biraz ilgilenseydin şu cocukla bu kadar zayıf getirmezdi, üniversitede okuyan adamın kardeşinin matematiği 1 olurmu?'' gibi alakasız suclamalarda bulunur. o da haklıdır kendince cunku haberi yoktur matematikten anlamadığınızdan.
    (bkz: #8805310)
  • varlığının 1/4'ünü karindaslarının varlığına adamaktır.
    sorumluluk duygusudur, ki ilk başlarda zaten kendin de ufacıksın, "kendi problemlerini çözdün de sıra bir başkasına mı geldi" diye düşünmek, önceleri bocalamak sonrasında ise işleri yoluna bırakıp mutlu mesut olmaktır.
    bir tür anne - babalıktır abi olmak. kardeşler arasında asla ayrım yapmamak, aynı zamanda birbirinden korumaktır. yolu biliyormuşcasına yol göstermeye çalışmaktır. mevcut hayat bilgisini arada bir dönüp kardeş denen mecburi akrabanın talebi üzerine hizmetine sunmaktır. ilkokulda; ortaokulda; lisede; üniversitede; karşı cinsle olan ilişkilerde ve hayata dair yaşanılanlarda takipçilerine ebeveyn baskısıyla rehberlik ve önderlik etmektir. bir de örnek modellik yapmaktır. aldığın dondurmayı, yediğin ekmeği, içtiğin kolayı, ilerleyen zamanlarda ise mutluluklarını, üzüntülerini, sevinçlerini, acılarından mütevellit duygularını ve hayatını, nihayetinde aslında paylaşmak istemediğin birçok şeyi paylaşmaktır.
    kıyafetlerini kaptırmak ama "abi valla kızla buluşucağım, idare et" durumları yüzünden ses çıkaramamaktır. aman abim canim abim sözünü duyunca bir anda tüm kızgınlığın geçmesi ve mutluluğun bedeni sıcacık yapmasıdır. sürekli bir vicdan muhasebesine girmek, bir daha çıkamamaktır. empati kurmak, kurduğun empatiyi bir ömre yaymaktır.

    son olarak, bir an önce büyüsün de beraber oynayalım diye tabaktaki tüm etleri ebeveynlere çaktırmadan zorla şabalak kardeşe yedirmeye çalışmaktır.
    sermayesi duygudur, ki ikramiyesi de mutluca gülen kardeş gözleridir.
  • önden giden, kar küreyen, kardeşin önüne çıkması muhtemel mayınları temizleyen, sen kaç ben onları oyalarım diyendir. deneme-yanılma yöntemlerinin hem deneyeni hem yanılanıdır.
  • hayatinizda bi kere bile "bu dunyaya niye geldim ben" dememeniz icin en buyuk sebeptir..
hesabın var mı? giriş yap