*

  • öğleden sonra ile akşam arası zaman dilimidir.
  • öncelikle bkz. akşamüstü nasıl yazılır?

    ilk duyulduğunda akşamdan da daha geç vakit, geceyarısı anlamına geldiği sanılır. (bkz: çocukluk sanrıları)
    sonradan öğrenilir ki öğle ile akşam arası havanın kararmaya yüz tuttuğu vakitlermiş. (bkz: işten çıkış saati)
    "peki kardeşim kahve'den önce yenen öğüne "kahve altı" (bkz: kahvaltı) diyen bir dil, akşamdan önce gelen bir zaman dilimine niye akşamüstü desin?" diye sormazlar mı adama?
  • dunyanin bambaska gorundugu gun parcasi. o alacakaranlikta, nedense, butun nesneler cok daha berrak, konturlari cok daha belirgin, renkleri cok daha fark edilir gorunur. ayni sey yagmur yagdiktan sonra da olur. insan sanki yagmur sonralari ve aksamustleri disinda dunyayi aslinda surekli bulanik goruyormus gibi hisseder. (bir cok seyin oldugu gibi aksamustu dunyasinin da en guzel tasvirleri tanpinar'da bulunur demeden de edemeyecegim.)
  • tüm insani aktivitelerin daha bir keyifli yapıldığı zaman dilimi.
  • günün telaşının azaldığı veya tamamen bittiği, akşamın telaşının ise henüz başlamadığı saatlerdir. birçok açıdan miskinlik saatleridir. akşamüstü deyince benim aklıma hep yaz sonu akşamüstleri gelir; bir kır evinde, açık pencerede uçuşan tüllerin üzerinden içeri vuran sapsarı güneş ışığına baktığımı düşünürüm, dışarıda otlar artık iyice sararmıştır, sanki çocukluğumdaki uzun yaz tatillerinin son kısmı gibi.. saprası otlara akşamüstü güneş vurunca ortalık bir van gogh tablosuna döner.. artık yapacak birşey yoktur, heyecan yoktur, çok çok zeytin ağaçlarının altında oturulur. yazın son zamanlarının tembelliği akşamüstüne damgasını vurur
  • finlandiya'da geceyarisi saatlerinde doganin size zifiri karanlik yerine sundugu zaman dilimi.
  • haluk levent'in yeni albümü. aranjelerin bir kısmı serdar öztop'a , bir kısmı grup elemanları göktuğ şenkal, burak kulaksızoğlu ve arbak dal'a ait . oldukça kaliteli bir albüm.

    içerdiği parçalar ise şöyle:

    tut ki çıldırdım
    elfida
    yüşa tepesi
    gitme
    töre
    akşamüstü
    bir güldün yar (kan doldu avuçlarım)
    eflatun
    hoşgeldin
    vapurum
    vazgeçmem
    bahar şarkısı
  • kış zamanlarında zört diye gelmesine acayip bozulduğum, içerlediğim olay.
    hani geceyi sevmediğimden değil de, güneşi özlediğimden herhalde.
    "aşkolsun akşamüstü, akşamüstü aşk küstü*" havalarına giriveriyorum hemen; küsüyorum erkenden kararan havaya.
    ah ilkbahar, ah yaz, nerdesiniz?
    soğuk be öf.
  • akşamüstü, öğleden sonra, ikindi... hani şu gölgelerin uzadığı, işlerin bitirildiği, eve dönülen saatler bahsetmek istediğim. hani günün hareketli kısmını geride bırakmanın verdiği tatmin, tatlı yorgunluk hissi... eğer sabah umudu, öğlen enerjiyi temsil ediyorsa, akşamüstü de biriktirdiklerini harcamayı, dinlenmeyi, ya da belki de yaşamın asıl zevkini temsil ediyor benim için.

    turuncu güneş ışını pencereden girip duvarlara kadar vurur; durağan, yumuşak ve barışçıl bir edayla. yerde, duvarda ve vurduğu diğer şeylerin üzerinde izlerim akşamüstü güneşini. öyle büyük bir güzellikten beslenir ki, en cansız şeyin bile içindeki hayranlık uyandıran kısımları gözönüne serer. hele bir de o sonsuz kaynağa bakmak isterseniz, hiç çekinmez, izin verir kendisini izlemenize. sabah güneşi kadar aceleci, öğlen güneşi kadar hoyrat değildir. öylesine güzeldir ki, öylesine iyi davranır ki kendisine dönen yüzlere, başka yöne bakamaz olursunuz. gökyüzüne yayılışı, bulutları renklendirişi, hele bir de deniz varsa...

    ***

    kimilerinin hiçbirşeyi yoktur; umut dışında. karanlık bir geçmişten aydınlık bir geleceğe doğru yol alırlar, yapacaklarının heyecanını duyarlar içlerinde. kimileri biriktirmeyi sever; tecrübeyi, enerjiyi, sevgiyi, anıları... çalışmakta ve biriktirmektedirler. belki daha sonra harcamak için, belki de başka birilerine vermek için.

    kimileri ise yaşamak için yaratılmışlardır. uzun savaşlardan sonra kurulan düzenin çocukları gibi; yoksul ama çalışkan ataların torunları gibi. karanlığın ardından umut, ardından umuda fırsat veren enerji ve en son akşamüstü... en güzelidir akşamüstü; çünkü bilgedir, çünkü tecrübenin eseridir, çünkü en son gelendir.
  • söz ve müziği* adam albatros'a ait, haluk levent'in yorumladığı ve de albümüne adını verdiği parça.

    hatırlamak zor olsada
    babam gitmiş ya bir sabah
    ben uyurken
    onun gibi bir eylüldü
    sende gittin babam gibi
    bu şehirden

    inandım, kandım, sevdim belki
    her sevda bir adım yalnızlığa
    sen su oldun ben balık sanki
    medcezir vakti çektin gittin

    ne gece ne gündüz
    akşam üstü sevdim seni
    ben yine yersiz yurtsuz
    beklerim birgün dönmeni

    eylül gelirken bir düş gibi
    son baharı silbaştan dinliyorum
    güneş soğuk yağmur kuru
    daha dün gibi
    geri gelmedi gelmez giden
    biliyorum
hesabın var mı? giriş yap