• ing. şeytanboku, latincesi ferula foetida şeklinde yazılır. latincede 'asa' sakız (farsça aza) , 'fetida' ise kokan madde anlamına gelir. yeni doğmus bebeklere (sen,ben,o) genelde bu madde koklatılır ki , ağlayalım ve böylece doktor amcalarda yaşadığımızı anlamış olurlar.

    (bkz: kıça şaplak atmak)
    (bkz: ileri teknoloji)
    (bkz: vay babam vay)
  • laticesi ferula asafoetida olan, romalılar tarafından takdir görmüş olmasına rağmen bugün batı da az bilinen anlaşılması güç ama çekici bir baharattır*.

    bitkiden baharat haline getirilirken geçirdiği işlemler sırasında çıkan soğanımsı tat yüzünden, soğan yenilmesine izin verilmeyen hint mazheplerinde çok tutulurmuş. gaz giderici etkisi için de ayrıca kuru fasulye, taze sebzeler be balık yemeklerine az miktarda kullanılırmış.
  • turkce'de seytan tersi diye de gecer. baharat olarak anilmasi ve kullanilmasi akillara durgunluk vericidir, zira hakikaten igrenc kokar. igrenc derken gavurlarin acquired taste dedigi turden bir seyi kastetmiyorum, basbayagi les gibi, curuk yumurta, curumus et, hatta genel olarak curumusluk kokan rezil bir seydir bu. icinde kukurtlu bisiler oldugunu tahmin ediyorum, hem o igrenc curuk yumurta kokusu hem de turkce'de ve baska dillerde icinde "seytan" gecen isimlerle anilmasi bundan olsa gerek.

    kolay kolay her yerde rastlanan bir meret de degil tabi, benin turkiye'de tek gordugum yer mersin'de bir baharatciydi, muhtemelen mersin, adana, iskenderun vb. civarinda baska baharatcilarda da bulunabiliyordur. oralarda pek sevilip yendigi icin degil tabi, ancak o bolgelerde buyuye hurafelere daha bir yatkinlik oldugundan. benim bunu buldugum baharatcida kurutulmus yilan ve baska surungen derilerinden, adini hatirlamadigim, tezgahtarin zehirli oldugunu belirttigi ve "eee nerede kullanilacak o zaman" diye sorunca utana sikila buyu icin oldugunu itiraf ettigi minik kurutulmus kavun benzeri bir meyveye, envai cesit baska tuhaf sey de vardi mesela.

    bu meretin kokusu igrenc olmasinin yaninda inanilmaz da guclu bu arada. sirf meraktan ve hazir boyle tuhaf bisiyi bulmusken alma durtusunden alip, kokmasin diye kat kat naylon torbaya koydurttugum meretin o haliyle bile odayi 10 dk. icinde dayanilmaz sekilde kokuttugunu fark edince, valizime koymaya cesaret edemeyip cope atmistim ben.

    allah bunu yiyene de yedirene de akillar fikirler versin, baska soyleyecek bir sey bulamiyorum.
  • nam i diger hing.
  • antik çağ'da yemeklere bugünlerde olduğundan daha fazla katılan bir bahar/baharat.

    örneğin sotades comicus'da, athenaeus tarafından 293 a-d'de alıntılanan "dut soslu yılan balığı" tarifinde üç damla sıvı olarak veya yarım tatlı kaşığı toz olarak asafoetida eklenir.
  • antik çağlarda köfte yapımında da kullanılan, baharat demeye bin şahit isteyen iğrenç kokulu bir baharattır. hatta cengiz han'ın menüsünden asafoetida içeren bir köfte tarifi de şöyle dursun: orjinal köfte tarifi
hesabın var mı? giriş yap