• her ne kadar suç işlemiş olsa da, polisin bir kez daha üzerine vazife* olmayan cezalandırma görevini üstlenmesi sonucu hayatını yitirmiş insandır. işlediği suçun cezası ölüm değildir (türkiye de dahil dünya üzerindeki ülkelerin çoğunda zaten yasal olarak hiçbi' suçun cezası ölüm değildir), bu zaten yeterince açık, ama yine de üzerinde durulması gereken, polis tarafından uygulanabilecek en ufak bir cezanın bile yersizliği, "zaten suçluydu!" söyleminin eblehliğidir. benzer şey suç işlemiş, hatta işlememiş ve polis tarafından yargısız infaz sonucu yaralanmış/darp edilmiş/öldürülmüş bütün insanlar için de geçerlidir.

    haber şöyle;
    http://www.radikal.com.tr/…21.05.2009&categoryid=77

    sonuçta verilen 2 yıl 1 aylık ceza da, koca 1 ömürle karşılaştırıldığında yalnızca bir hiçtir, yeni polis cinayetlerinin önünü açmaktır. ben eğer sivil vatandaş olarak yoldan geçen ehliyetine el konmuş alkollü bir sürücüye dur diye bağırıp durmayınca kafasına ateş edip öldürsem böyle olmayacaktı herhalde? o zaman ilk fırsatta polis/asker olayım da, bütün hasımlarımı hayrına ortadan kaldırayım bari. 2 yıldan 20 kişi öldürsem, kasten insan öldürmekten emekli olur, 65 yaşımda çıkar bi' sahil kasabasında resim yapmaya veririm kendimi.. valla şahane!

    bi' de;
    http://komunaliskembe.blogspot.com/…sk-oldurur.html
  • ölümüyle ilgili açılan davanın sonucu yürek burkandır, umut söndürendir. kızkardeşi şelale tursun'un karar üzerine söyledikleri dikkat çekicidir: "içinde bulunduğum durumdan utanıyorum. eğer kabul ederlerse şimdi yunanistan vatandaşı olmak istiyorum. eminim sözlerimden dolayı ben yargılanırım ve daha fazla ceza alırım."
    http://www.radikal.com.tr/…21.05.2009&categoryid=77
    ayrıca (bkz: quis custodiet ipsos custodes)
  • türkiye'de idam cezasının kalktığının yalan olduğuna ilişkin bir kanıt daha, kendisinin cansız bedenidir.

    bizimki gibi ülkelerde egemen sınıflar ölümden, öldürmekten ve işkenceden vazgeçemezler. terör bu ülkenin idaresi için vazgeçilmez araçlardan biridir. cerrah, yaptığı açıklamlarda, engin çeber'in öldürülmesinden sonra işkence yapmanın zorlaştığını, bunun da düzeni sağlamayı güçleştirdiğinden şikayet ediyordu. haklıydı, 10 milyon işsizin, hakları çiğnenen ulusların olduğu bir ülkede, öldürmeden, korkutmadan, sindirmeden bu yağmacı düzeni sürdürmek zordur.

    üstelik bu ülkede terör yalnızca polis karakollarıyla, jitemle de sınırlı değildir. bir devlet, terör politikasını yargısından yürütmesine yasamasına kadar her yere yayamazsa, bu politikayı baskı araçlarıyla sürdürmek imkansız hale gelirdi. yargı teröre destek verecek, terörü aklayacak ki, yeni teröristler üreyebilsin. yasama yeni terör yasalarıyla polisinin haklarını genişletecek, demokratik derneklere baskıları meşrulaştıracak ki, terörün önü açılsın.

    hadi terörün tanımını yapalım.
    "yıldırma, cana kıyma ve malı yakıp yıkma, korkutma, tedhiş" diyor tdk. bunları kim en yaygın biçimde uygulamış, en çok evi kim yıkmış, en çok katliama kim destek vermiş bir çetelesini çıkaralım. göreceğimiz manzara egemenleri korkutan bir manzara olur.

    fakat bizler umudu tam da bitti denilen yerde buluruz her zaman. baran tursun'un katili 2 yıl ceza almış. bu bizi niye umutsuzluğa sürüklemeli? bizler zaten devletin adaletinin kontrgerilla adaleti olduğunu, teröre destek verdiğini bilmiyor muyuz? umudu yanlış yerde arayanların umutsuzluğa kapılma hakkı olduğunu düşünmüyorum. tam tersine, baran'ın ölümü de iki yüzlü, "giderek demokratikleşen" faşizmin aslında tam olarak nerede durduğunu net bir şekilde gösterdi bize. kontrgerillanın adaletine umut değil hınç beslenir. halkın adaletini de işte bu hınç büyütecek.
  • "baran tursun'un annesi için katil zanlısından daha fazla ceza istendi

    baran tursun'u öldürmekten sorumlu tutulan polise 25 ay hapis verilirken polisin tahliye edilmesine tepki gösteren anne tursun'un 41 ay hapsi isteniyor. ikinci bir davada tursun ailesi'nin üç üyesi için 10 yıl hapis istendi. baba tursun, uluslar arası yargıya gidecek. "

    http://www.bianet.org/…ndan-daha-fazla-ceza-istendi
  • davasında karar alınmış ve açık bir cinayet kaza olarak nitelendirilmiştir.

    sonuçta bir insanın canını almak 2 yıl 1 aylık cezayla ödüllendirilmiştir.

    anne tursun'a da daha önce 5 ay hapis cezası istenmişti.

    kısacası iler tutar yanı yok. sizce burada bir orantılılık var mı?
  • kendisini vuran polis memuru 15 ay sonra serbest kalacaktir.

    polisimizi yedirtmeyiz kimselere!!!1!!bir!
hesabın var mı? giriş yap