• bir geceyi ancak özdemir asaf anlatabilirdi böylesine.

    "gündüz hayalimde, gece düşümde"** diyenlerin uyku kardeşimine kavuşma sevincine dair.

    gecede bir uyku,
    uykunun içinde ben...
    uyuyorum,
    uykudayim,
    yanimda sen

    uykunun içinde bir rüya,
    rüyamda bir gece,
    gecede ben...
    bir yere gidiyorum,
    delicesine...
    aklimda sen.

    ben seni seviyorum,
    gizlice......
    el pençe duruyorum,
    yüzüne bakiyorum,
    söylemeden tek hece.

    seni yitiriyorum,
    çok karanlik bir anda...
    birden uyaniyorum,
    bakiyorum aydinlik;
    uyuyorsun yanimda,
    güzelce.
  • değeri 150 bin hatta 300 bin dolar değerinde olabilecek özel bir gece.
    (bkz: binbir gece)
  • yaşar'ın bir şiiri :

    bir gece hafif serin;
    ışıklar istiyorum ama başka şehirlerin.
    tuttuğum her şeyi aşk belliyorum ama;
    aşk başka seyirlerin
  • çınar albümünde harun kolçak'ın seslendirdiği aysel gürel şarkısı.

    önce bir bakış sonra dokunuş
    iç içe geçiyor ruhlar böylece
    kim bakan güneşe sevdalı bakmış
    o aşka esirdir başlarken gece

    çığlıklar soyunur nefesler yanar
    kıvrım kıvrım gül olur titrer dudaklar
    bir kalemde silinir bütün yasaklar
    inkar edemez ki bunu hiç kimse

    sevdalar köpürür dağları yıkar
    yürekler dövünür bağları kopar
    sel olur ışıklar yıldızlar akar
    uçurumdan kayar öyle bir gece
  • formatsavar.
  • aziz karakterinin üzerine gidilmeli, ondan güzel bir film çıkar
  • bir gece başımızı alıp gitsek diyorum;
    bir deniz kenarı mı olur, bir dağ başımı olur kaçsak bu kalabalıktan. bir yer bulsak kendimize düzenli yaşamalardan uzakta, bir yanımızda şehrin ışıkları, bir yanımızda kucak dolusu yıldızlar.

    ümit yaşar oğuzcan

    ne de güzel olur..
  • mehmet akif ersoy'un naatıdır:

    on dört asır evvel, yine böyle bir geceydi,
    kumdan, ayın on dördü, bir öksüz çıkıverdi!
    lâkin, o ne hüsrandı ki: hissetmedi gözler,
    kaç bin senedir, hâlbuki, bekleşmedelerdi!
    nerden görecekler? göremezlerdi tabi‘î:
    bir kerre, zuhûr ettiği çöl en sapa yerdi;
    bir kerre de ma‘mûre-i dünyâ, o zamanlar,
    buhranlar içindeydi, bugünden de beterdi.
    sırtlanları geçmişti beşer yırtıcılıkta;
    dişsiz mi bir insan, onu kardeşleri yerdi!
    fevzâ bütün âfâkını sarmıştı zemînin.
    salgındı, bugün şark'ı yıkan, tefrîka derdi.

    derken büyümüş, kırkına gelmişti ki öksüz,
    başlarda gezen kanlı ayaklar suya erdi!
    bir nefhada insanlığı kurtardı o ma‘sûm,
    bir hamlede kayserleri, kisrâları serdi!
    aczin ki ezilmekti bütün hakkı, dirildi;
    zulmün ki zevâl aklına gelmezdi, geberdi!
    âlemlere rahmetti, evet, şer‘-i mübîni,
    şehbâlini adl isteyenin yurduna gerdi.
    dünya neye sâhipse onun vergisidir hep;
    medyûn ona cem‘iyyeti, medyûn ona ferdi.
    medyûndur o ma‘sûma bütün bir beşeriyyet..
    yâ rab, bizi mahşerde bu ikrâr ile haşret.
hesabın var mı? giriş yap