• tam adi constantin brancusi'dir..
  • yalin olmaya calısan heykel insanı okularda heykel ogrencilerine ilk once ogretilen isimlerden biri modern heykelin simgelerinden biri
  • "bird in space" (boşluktaki kuş) adlı eseri, christies adlı müzayede evinde yapılan satışta 27 milyon 450 bin dolardan (37 milyon ytl) alıcı bulan heykeltraş (fiyata, bir de 2m dolarlık komisyon ücreti de eklenecek). eser için ödenen paranın şimdiye kadar bir müzayedede bir heykel için ödenen en yüksek miktar olduğu belirtiliyormuş.
    eserin fotografi: http://2.bp.blogspot.com/…rancusi-bird-in-space.jpg
    (bkz: vay be)
  • soyadı olan brancusi, brankuş olarak telafuz edilen heykeltraş.1920'lerin montparnasse'ında fink atmıştır kendileri.
  • amerika'dan getirttiği tunç bir heykeli hammadde diyerekten vergiye sokan amerikan gümrüğüne açtığı dava ile ününe ün katmış heykeltraş.ayrıca romanya'dan paris'e kadar da yürüyerek gidebilen bir insan.
    (bkz: art book)
  • zanaatkar formunda bir sanat adami. yasaminin buyuk cagunlugunu atolyesinde ya heykel yaparak ya da yaptigi heykellerin kopyalarini yaparak gecirmistir. genellikle yalniz takilir. rodin gibi bir dolu asistan ile calismaz, elinde zimparasiyla gunlerce bir heykeldeki ufak bir noktaya kavis vermeye calisir.

    heykellerinde seylerin ozunu, formunu, ideasini arar, bu baglamda platon'dan etkilenmistir. misal butun kuslari kus yapan sey nedir sorusuyla yola cikip, kus formunun gerek yeter elemanlarini bulmaya calisir. haliyle soyutlamaya gitmesi kacinilmazdir. heykellerini anlamak zordur, ama tam olarak ne oldugunu anlayamasiniz bile, size garip bir bicimde derinlerden bir yerden hep tanidik gelir figurleri.

    ayrica the kiss adli eseri icin (bkz: #9537832)
  • hiç, “şey”lere verdiğimiz isimlerin onların zihinlerimizdeki algılarını tamamen değiştirebileceğini düşündünüz mü? bu sorunun yanıtını ararken, romanya’da yaşadığım bir deneyimi paylaşmak isterim. brancusi’un yapıtlarından habersizken, târgu jiu parkında gezintiye çıktığım bir gün, resimde görmüş olduğunuz taş “zımbırtı”ların bir ismi olduğunu öğrendim yapıtın kenarına iliştirilmiş bir plaka üzerinden: “sessizlik masası” (romence: masa tacerii). daha birkaç dakika önce benim için çok da anlamı olmayan taş yontular, gözlerimin önünde, onlara verilmiş olan bu ismin koşullamasıyla yeni bir biçime büründü, yeni anlamlar kazandı. ona verilen ismin zihnimdeki algısı, onları yeni biçimlerde tekrar yonttu. söze dökemeyeceğim, ama zihnimin içinde canlanan yüzlerce farklı forma dönüştürdü taşı. sadece biçim değiştirmekle kalmayıp sonsuz sayıda hikaye de vaad etmeye başladı. o anda, sadece vaad ettiklerinin yerini alabilen bir sanatın sonsuza kadar var olabileceğini; sadece vaad etme cesareti olan bir sanatçının evrenselliğe ulaşabildiğini fark ettim. ve tanrı gibi yaratmayı bilmeden kral gibi yönetmeye talip olan sanatçının, isimlerin altında ezilebileceğini; adların karmaşasında kendine yeni bir ad vermeye çalışırken ortada sonsuza taşınacak bir adının bile kalmayabileceğini de...
  • auguste rodin'in yanında bir ay çalışmış sanatçı. eserlerinde genel olarak fazla detay işlememiştir. onun için eserlerinde işleyeceği konu "başlıca" özelliklerinden ibaretti. ilk bakışta anlaşılması zor olan eserlerle karşımıza çıkmaktadır kendisi.

    http://img151.imageshack.us/…?image=brancusisu3.jpg
hesabın var mı? giriş yap