bruce ismay

• tam adı, joseph bruce ismay. 1862 liverpool doğumlu. kendisi gibi geminin^* yapımcılarından (white star line şirketinin yöneticilerinden), harold arthur sanderson'la birlikte "112058" nolu biletle, 1.sınıfta yolculuk etmekteydi. titanic faciasından kurtulduktan tam 25 sene sonra, 1937 de öldü. amerika basını, ölümünü manşetlerle verdiler, ingiliz basını ise sessizliğini korudu...öldüğünde kaçıncı sınıftı hiç kimse bilemedi...
• titanic'te sadece kadın ve çocukların alındığı filikalara binmiş ve kaptanın onun indirmemesi sonucunda kurtulmuştur. bazı dedikodulara göre filikaya binmek için kadın kılığına girdiği söylenmiş ama sonradan bunun gerçek olmadığı ortaya çıkmıştır. ancak sonuç olarak, filikaya öyle ya da böyle binerek korkaklığını bütün dünyanın ilan etmesi üzerine, faciadan sonra ölümüne kadar utancından evinden hiç çıkmamıştır.
• titanic blood and steeldizisinde muhtemelen şu ana kadar izlenebilecek en kıl, en gıcık ismay canlandırmasının kaynağı olan white star yöneticisi.
• kendisi hakkında olağanüstü bir algı yönetimi yapılmıştır. zamanının medya kartelinin başında bulunan, yani günümüzdeki doğan medya gibi olan, william hearst ile ters düşmüş olması, titanic faciasından sonra ismine büyük karalama kampanyaları yapılmış olmasına sebebiyet vermiştir. ingiltere'de açılan davalarda suçsuz bulunmuş ve beraat etmiştir. binlerce kişi ölmüşken bruce ismay kurtulduğu için topa tutulmuş ve adeta hayatta kaldığı için suçlanmıştır ki bu bence büyük haksızlıktır. hayatının geri kalan döneminde titanic faciasının artçı şokları olan sigorta ödemeleri, tazminat davaları gibi rezil işlerle uğraşmış ve bundan kaçmamıştır. popüler kültürün bize anlattığı titanic hikayelerinde hep kazayı çağıran kötü adam olarak resmedilmiştir. öte yandan ismay'in okyanuslarda hızlı olmak konusunda iddiası hiç bir zaman bulunmamış aksine gemilerinin hızdan çok lüks, rahatlık ve keyif amaçlı tasarlanmasını istemiştir. popüler kültürde trajedi eserlerinde kötülüğü yükleyebileceğiniz bir karakter olmadan tatmin hissedemezsiniz. ismay'in talihsizliği biraz da budur.