• tanıdığım ve sayesinde tanıştığım insanlardan* dolayı kendisine minnettar olduğum, delilik ve dahilik arasındaki ince çizgiden dahilik tarafına sıçramış yazar kardeşim. hoşgelmiştir.
  • kardeşimdir.
  • #37173473 nolu entrysinde gecenin bir saati muhtemelen 12 saattir çalışan bir fast food zinciri çalışanının kendisine olan tutumunu eleştiren yazar. 12.5 liralık yaptığı alışverişle kendini mekanın kralı zannetmesi bir yana, her soruya her bakışa bir anlam yüklemiş ve çalışana da orospu çocuğu diyerek alenen hakaret etmiş durumda.

    topu çizgiden geçiremedi diye futbolcuya orospu çocuğu diyen tiplerle tartışamazmış ha bu arada. o yorgun argın çalışana orospu çocuğu denilmesi normal ama değil mi?!

    böyle kızdım ama tanımam etmem kendisini. sadece insanlık dışı koşullarda çalışan bir insana iq'su üzerinden laf atıp hakaret etmeyi normal karşılamıyorum o kadar.
  • burger king entry'sinin neden bu kadar tepki aldığını anlamadığım yazar. ben de kendisiyle aynı fikirdeyim, saygısızlığın, insanı insan yerine koymamanın gerekçesi olamaz hele ki uzun sürelerle çalışmak, düşük ücretlerle çalışmak hiç bir zaman gerekçe olamaz. ben de sabah altida evden çikiyorum, aksam sekizde eve geliyorum, o zaman gönlümce herkese saygisizlik yapabilirim mi oluyor? biraz izan lütfen...ayrica bence de burger king calisanlarinin cogu kendisince tarif edildigi gibidir, katiliyorum.
  • artık yemini bozduğuma göre rahatça burda içimi dökebilirim. oh be dünya varmış. ne diye kasıyorsunuz olm? ona buna cevap yetiştiricem diye başlik altina girmeyin sadece. yazın gitsin. adeta bir public günlük. bir kaç tane var boyle yazar severek takip ediyorum zaten.

    3. sınıftayım üniversitede, bir lab raporuyla boğuşuyorum yurtta. aslinda proposal da yaziyor olabilirim. bogusdugum sey ise aslinda yazdıklarim , yazacaklarım değil. dünyanın en nankör en adi programıyla boğuşuyorum : office word. bilinmeyen bir sebebten ötürü bullet koyamiyorum. hocanin bu kismi bullet koyarak yapin dediğini özellikle hatırlıyorum. once çok yakin arkadaşımın proposal* konusuyla * tasak gecip sonra viagra karikaturlerine bakiyoruz. ilk ciktigi vakit ne geyik donmus lan baya gulduk. hocanin yaninda iki metre çükü olan fareye gulemiyoruz tabi ama hocanın kopmasina keyiften dört köşe olmasina guluyoruz biz de. bakin dedi burayi bullet seklinde yapin, yoksa sizi tek tek severim dedi.

    google'da ariyorum problemin kaynagini ama bulamiyorum bir sey. google'da how to ile baslayan kritik aramalarım ile milyon tane problemi saniyede çözerim. millet beni bilgisayar ustası saniyor ama tek yaptigim doğru soruyu sormak. ama yok olmuyor aminakoyim. problemi buluyorum fakat tatminkar cevap yok, çözüm yok. kimse bulamamis internet aleminde çözüm. koca dunyada yalniz olmadigimi bilmek biraz olsun sevindirse de beni, sebebini bulamamak çok koyuyor bana deliriyorum. aslinda asil sebebi biliyorum ama gorunen sebebi bilmiyorum. asil sebep isini eksik yapan surekli isten kaytaran o hayvan micrrosoft muhendisi. zaten dunyada ne yanlis ise hep o isini eksik yapanlar yuzunden biliyorum adim gibi. kafayi yiyorum, fareyi firlatiyorum sonra dagilan batarya ve kapağı toplayıp oh çalışıyormuş diye sevinip tekrar fırlatıp tekrar topluyorum. klavyeye, ekrana vuruyorum, yıkmam lazim bir seyleri delirmek uzereyim. sonra dayanamayip o facebook statusunu yaziyorum. " umarim cocuklarin baskasindan cikar bill gates. " o sikik muhendisin hatasi pahaliya patliyor ve bill gates de payına düşeni aliyor yani. yorumlar geliyor: ne oldu? bir insana böylesine buyuk bir beddua etmenin sebebi nedir? hem de dünyanin en yardımsever insanina. problemimi anlatan bir yorumda çaresizliğimi göz yaslarimi yazıya döküyorum. hemen telefon çalıyor:
    - alo
    - geleyim mi?
    - nereye geleyim mi?
    - iste bilgisayarin bozulmus. gecen arkadasima da olmustu ben duzeltmistim sanki.
    - yok canim ben her seyi denedim cozumu yok.
    - ben yaparmisim bence. geleyim mi ha, geleyim mi? noolur duzelticem ben valla.

    cikmaya baslayali bir kac ay olmustu. bilgisayardan benim anadığımın onda biri kadar anlamaz. daha bir kac saat once gorusmus olmamiza ragmen yanimda olmak icin yalvariyordu. ben olsam donup ikinci kere bakmam bu tipsize. aynaya bakmayi bile sevmem. o ise bu esmer çirkini tekrar görmek icin deliriyordu: geleyim mi geleyim mi noluuur. tam o anda dedim ki iste son nefesimi verirken elimi tutması gerek kisi, geleceğim, herşeyim. biliyorum çok klişe ama tam boyle geçti aklimdan o salisede. lisede millet 50 cent dinlerken orhan gencebay, ferdi tayfur dinleyen adamdan ancak bu kadar oluyor. o an aklıma koydum anlayacağınız. 24 yaşına gelmiş ve henuz ögrenecegi çok fazla şey olan biri olarak emin oldugum bir sey var. sevmek dünyanın en güzel hissi, tadilacak en lezzetli şeyidir şu hayatta. peki ya sevilmek, iste o da olunca çok sugar olur*. adeta bir lezzetli çipetpet durumu. ıste o günden neredeyse 3,5 yıl sonra işte o her daim kalbimi ısıtan dünyanın en güzel kızını ailesinden istedik. artik sözlüsü olan bir insanim sizin anlayacağınız. hayatta emin olduğum tek şey bir ömür beraber olacağımız ama yine de heyecanlaniyor insan işte. bu güzel haberi paylaşmak istedim sadece. darısı sizin başınıza.
  • tek cocugum. hic kardes olmak, bir kardese sahip olmak nasildir bilemedim. o yuzden sadece aileme cok buyuk duskunlugum, ve onlari kaybetmekten olesiye korkum var yillardir. ta ki bu adama kadar.
    onu nasil tarif edebilirim bilmiyorum. sevgisiyle sizi bogmaz, hatta sevgisini pek gostermez ama sizi sevdigini bilirsiniz, gerektiginde en acimasiz elestirileri yapar, ama en zor aninizda da elinizden tutar ayaga kaldirir.
    dogumgunumde bana aldigi kitap herkesten degerlidir, zurihe gelirken, cantama koydugu ajanda hep yanimdadir, ben cok kotuyum dedigimde yanima gelen, annemlerin 'oglum' diye sevdigi kardesimdir o. cok sevdigim kiz arkadasina evlenme teklifi etmeye gittiginde yaninda gittigim, orda bile yasadigimiz onca olumsuz seye ragmen hem sevdigi kizi hem de beni gulumsetebilen bir adamdir.
    durusttur, komiktir, gercekcidir, az konusur, az insan sever ama sevdiklerini cok sever, ve cok ayridir.

    her sey bir yana gecen haftasonu basel'den zurihe benim tasinmam icin bana yardima geldiginde unutamayacagim bir an oldu hayatim boyunca. bazi anlar vardir hani, insan yasadigi anda o anin hic gecmemesini ister, o ani omru boyunca unutamayacagini bilir, benim de oyle oldu iste. tasinmak icin kiraladigimiz arabadan indigimde evimin balkonuna baktigimda onu gordum. gunlerdir yasadigim telas, sikinti, stres hepsi ucuverdi o anda. yasadigim duygunun, mutlulugun tarifi imkansizdi. bircok insan vardi yukarida, yardim icin gelen. ama benim gozum sadece onu gordu ve dedim ki tamam o burda, her seyi hallederiz. sonra o yine cok konustugum icin beni elestirdi, guldurdu, kizdi abarttigim icin. sonra da hallettik iste bak dedi ve aksam geri dondu basele..

    bu yazi da ileride onun cocuklarina, benim cocuklarima sevdigimiz tum insanlara okutacagimiz bir yazi olarak kalsin. iyi ki varsin kardesim. kardes olsak bu kadar cok severdim seni.
  • sözlüğü ilkokul sanıp kendini de öğretmen yalakası sınıf başkanı olarak atayan ufaklık. ifşa edecekmiş, sanki gizli saklı yazıyor buraya yazanlar. tahtada vicdansız soytarı çetelesi tutacaksan kendi adını yaz yanına da bol bol çarpı at çocuk:)
  • muhtarlar toplantısına dönen istişare görüşmelerinin yüz yirmi sekizincisini bugün yapmış bulunuyoruz.

    herşeyi anlatabileceğiniz ve enine boyuna konuşabileceğiniz birileri olması güzel bir şey, gidip psikologlara o kadar para vermeyin bak benden söylemesi. kendinize cek denimen kadar efendi ve aklı başında bir dost edinin yeterli...
  • entry'lerini okumadan güne başlayamadığım über fantastik yazar.

    kendisinin canını yerim, kıpss.
  • (bkz: beni tanidilar siz kacin)

    edit: serefsizin biri buraya feto kripto yazmisti da, ya silmis ya da ucurulmus.
    adama niye böyle bir sey yazdin diye mesaj atmistim da, piskin piskin "sen kendini bilmiyor musun? isine bak kardesim" gibisinden ilginc bir cevap vermisti. bak aklima geldi sinirlendim.
hesabın var mı? giriş yap