• ki$inin ozbenligine fayda saglamasa bile ya$am sureci boyunca elinde tutma ihtiyaci duydugu inanclar butunu.. (bkz: degerleri olmayanlar)
  • bir organizasyonda veya şirkette çalışanların bireysel ve kollektif olarak üstün gördükleri, yücelttikleri, içten benimsedikleri, önemli ve değerli bulduklarının tümüdür. bunlar semboller, organizasyonun vizyon ve misyonu, köklü geçmişi, temsil etmiş olduğu şeylerin bir kısmı ya da tamamı olabilir. ayrica ingilizcesi için (bkz: values)
  • sadece kendi ülkesinde geçerliliği olan yerel para birimi gibidir. başka insanlarda birebir karşılığı çoğunlukla yoktur. diğer durumda ise kur farkından zarar ettirir.
  • kim olduğumuzu gösteren; inanç ve tutumlarımız.
  • değer değmez
    insanı tanrı yapar
    tanrıyı da insan yapar
    bu bir eşitlikse mesela
    insanlar ya da
    tanrılar birbirini götürür:
    insan insana kalır;
    tanrıyı da tanrı yapar.
    insanı insan yapar...

    sonunda anlar ki değersizlik de -tıpkı değercilik gibi- varlığını yücelterek ölümsüzleştirme çabasının bir mahsulüdür.
    öyle yapmayı bırakır,
    hayal kurar.
  • bir ülkedeki değerler, o ülkedeki fiyatlardan daha önemlidir. hayır, hayır daha hayatidir.
  • vaktiyle bir sokak röportajında kendilerini yitirip yitirmediğimizin sorulduğu kavram.
    soranların düşüncesi belliydi zaten ama, bizim değerlerimiz neydi ki zaten?
    yolsuzluğa, haksızlığa göz yumup etek giyen birini görünce onda olmadığını düşündüğümüz kaypak ahlak anlayışımız mı,
    nefsine hakim olmayı öğreten orucu, vakti olmadığı için yolda simit yemek zorunda kalan birine ters ters bakarak tersinden anlayan dindarlık anlayışımız mı,
    işini iyi yapan bir sanatçının popülaritesi azaldığında iş bulamaz hale gelip, ölümüne değin adı anılmazken bir süre sonra ölümü duyulduğunda birden yeşeriveren vefa anlayışımız mı?..
  • selahattin içli bir söyleşisinde 'sanatta kural yoktur, değer hükümleri, değerler vardır. besteci isyankar, cüretkar olmalıdır,' diyor. alaeddin yavaşca onun tarzını ahmet haşim'in edebiyattaki sembolistliğinin tsm'deki karşılığı gibi görüyor. (bkz: selahattin içli/@ibisile)

    büyüyüp gelişmesi, her şeyi değiştirmesi gereken solcular yerine atılım yapıp, canlılık gösterenler sağcılar; durağan, yakınmacı ve kaygılı değer bekçileriyse solcular. solcu, istemek ve yakınmaktan yapmaya geçmiyor, haklılığın ekmek yerine geçmesini umuyor. aşılacak sorunları, gerçekçilik ve eylemsellik bölgesinde. sağcı genç, anasının vermeyeceği memeye karşılık, suç kabahatından öldürülmeme umuduyla eyleme geçiyor. sağ çocuğun eksiklik alanı düşlem ve etik.

    evrenin düzenini oluşturduğu varsayılan şaşırtıcı bir erdemler/değerler listesi eski sümer kil tabletlerinden günümüze kadar gelmiş. bu liste bence şöyle değerli: burada sümerler (doğu irfanı ve yin yang'ta olduğu gibi) olumlu olumsuz birçok şeyi bilinen evren düzenine dahil durum duygu nitelik ve nesneler olarak selamlıyorlar. sistemsiz salak sepelek bir liste izlenimi veriyor ve bu onun otantik olduğu hissini pekiştiriyor. belki tekrarlı veya aynı niteliğe/sektöre ilişkin olanlar önemlilik puanı kazanırlar.
    [joseph campbell'in tanrının maskeleri kitabından]:
    1. üstün yöneticilik
    2. tanrısallık
    3. yüce ve ebedi taç
    4. krallık tahtı
    5. yüce saltanat asası
    6. saltanat nişanları
    7. yüce emanetler*
    8. çobanlık
    9. krallık
    10. ebedi kraliçelik
    11. 'kutsal hanım' olarak bilinen ruhani görev
    12. 'işip' olarak bilinen ruhani görev
    13. 'kumak' olarak bilinen ruhani görev
    14. 'gutug' olarak bilinen ruhani görev
    15. gerçek
    16. öteki dünyaya inmek
    17. öteki dünyadan çıkmak
    18. 'kurgarru' olarak bilinen harem görevi*
    19. 'girbadara' olarak bilinen harem görevi
    20. 'sagursak' olarak bilinen harem görevi
    21. savaş bayrağı
    22. sel*
    23. silahlar
    24. cinsel birleşme
    25. fahişelik
    26. hukuki mevzuat
    27. dilekçe
    28. sanat
    29. kült odası
    30. 'gök hiyerodülü' (tapınağa bağlı köle)
    31. 'gusilim' olarak bilinen müzik aygıtı
    32. müzik
    33. yaşlılık
    34. kahramanlık
    35. iktidar
    36. düşmanlık
    37. dürüstlük
    38. kentlerin yıkılması
    39. ağlama
    40. kalbin sevinmesi
    41. sahtelik
    42. asi ülke*
    43. iyilik
    44. adalet
    45. ahşap işçiliği sanatı
    46. metal işçiliği sanatı
    47. yazıcılık
    48. demircilik sanatı
    49. deri işçiliği sanatı
    50. inşaatçılık sanatı
    51. sepet örücülük sanatı
    52. zeka
    53. dikkat
    54. kutsal arınma
    55. korku
    56. terör
    57. mücadele
    58. barış
    59. yorgunluk
    60. zafer
    61. danışma
    62. sıkıntılı yürek
    63. yargılama
    64. karar
    65. 'lilis' denen müzik aygıtı*
    66. 'ub' denen müzik aygıtı
    67. 'mesi' denen müzik aygıtı
    68. 'ala' denen müzik aygıtı

    (bkz: değer/@ibisile)
  • hiç oturup kişisel değerleriniz nelerdir diye düşündünüz mü? eğer bu soruya ‘’evet’’dediyseniz 2. soruyu sorayım. peki kişisel değerlerinizle uyumlu bir hayat yaşıyor musunuz?

    asında değerler kavramını çok kısa şöyle tanımlayabilirim; bize hayat boyu yol gösteren pusulalar diyebiliriz. eğer ki bu pusulayı iyi kullanırsak gitmek istediğimiz noktaya doğru bir şekilde ulaşabiliriz, eğer kullanamaz isek koca hayat denizinde bir o yana bir bu yana savrulup dururuz.

    değerlerin gördüğü bu pusula görevi de hayatımızın her alanında bizi etkilemektedir. evlenecek eş seçiminde, çalışılacak işte…örneğin ilk 5 çekirdek değerleri arasında “katkıda bulunmak”, “paylaşmak”, “destek olmak” olan birisi bire on kâr ile aslında insanların ihtiyaç duymadıkları bir ürün pazarlamaya dair bir iş -ne kadar para kazandırırsa kazandırsın- günün sonunda o iş onu mutsuz edebilir. veya ‘’sadakat’’ ve ‘’evlilik’’ değerine sahip birisinin ilişkide bulunduğu eşi/arkadaşı/sevgilisi bu değerlere sahip değilse günün sonunda çiftlerin karşılıklı değerleri örtüşmediği için mutsuzluk kaçınılmaz olacaktır.

    ‘’çocuk yaşlardan itibaren aile yaşantımız, kendimizle ilişkimiz, sosyal dünyayla ilişkilerimiz, toplumsal normlar, kültürel deneyimlerimiz, aldığımız eğitimler vb. durumlar aracılığıyla birçok iç ya da dış uyarıcıya maruz kalırız. bu uyarıcılar, duyularımız ile algılanır ve beynimiz algılanan verileri işler. bu işlenen verilerden yargılarımız ve inançlarımız doğar. değerlerimiz de inanç ve yargılarımızın alt kırılımları olarak yaşla beraber gelişir. hayatımız boyunca (farkında olmasak bile) geliştirdiğimiz inanç ve yargılardan doğan bu değerler bizim tüm önemli kararlarımızı etkiler.’’

    değerlerimiz, hayatı deneyimlerken oluşan inanç mekanizmalarımızın bir sonucudur. onlar siz farkında olsanız da olmasanız da arka planda hayatınızın senaryosunu yazar, ta ki siz onları keşfedene kadar. bir diğer deyişle, değerlerinizi değiştirebilirsiniz ama onları sıfırdan yaratamazsınız; onlar zaten inanç kalıplarınızın bir sonucu olarak bilincinizin gizli köşelerinde hayatınızı yönetmek üzere pusuya yatmış durumdadır.
  • insanlar aşırı yönlendirme yapıldığı zaman yoldan çıkar.

    aşırı serbest bırakıldığı zamanda yolunu bulamaz.

    yönlendirme ve serbestlik aşırıya kaçtığı zaman aynı sonucu üretir.

    disiplin ve serbestlik belli değerler içinde anlam taşırlar.
hesabın var mı? giriş yap