• klasik arap ve fars edebiyatının en büyük şairlerindendir. yarı iranlıdır.
    fars literatüründe ebu nuvas-i ahvazi diye geçer.
    tam adı ebu nuvas el-hasan bin hani el-hakemi ed-dimeşkidir.
  • içime düşen şüpheleri söylüyor,
    gördüklerimi yalanlıyorum.
    uzlaştırmaya çalışıyorum,
    söylenişi aynı, anlamı farklı kelimeleri.
    kuruntudayım, atarsam onu,
    fırlatırım görünmez bir yere.
    sanki izliyorum güzel bir şeyi,
    önümde belli olmayan. (çev: emrullah işler)

    adonis, ebu nuvas'ın bu şiirini modern poetikanın ufkunu dile getiren bir "şiir manifestosu" olarak tanımlar.
  • underground poetix'te "müslüman ibne şair ebu nuvas’ın dosyası hala hazır değil ama en azından tadımlık olsun diye hakim bey’in inglizce’ye imam mayıs’ın da türkçe’ye çevirisiyle islami gey poetrinin içine kısa bir dalış yapıyoruz." diye anlatılan şair.http://altikirkbes.wordpress.com/…-yaz-ozel-indeks/
  • ebu nuvas (d.750-ö. 810) şair. asıl ismi abu-nuwas al-hasan ben hani al-hakami olan şair, iran'ın güney batısındaki ahvaz kentinde doğmuştur.
    yabancı kaynaklara göre, islam tarihinde bilinen ilk eşcinsel müslüman şair olarak geçmektedir.
  • "emeviler'in son döneminde yaşamış ünlü bir şairin, ebu nuvas'ın öyküsünü anlatayım. abdelfettah kilito'nun, klasik arap yazını üzerine l'ateur et ses doubles'ünden aldım bu öyküyü. ebu nuvas'ın ustasından izin alıp kendi şiirini söyleyeceği gün gelip çatmış. ebu nuvas, ustası halef-ül ahmer'in elini öpüp ruhsat isteyince, ustası : "git demiş 1000 tane şiir ezberle de gel , ondan sonra" ebu nuvas gitmiş, günlerce çalışıp 1000 şiir ezberlemiş, ustası halef-ül ahmer'in huzuruna çıkmış, "istediğiniz 1000 şiiri ezberledim, efendim" demiş. ustası şöyle bir bakmış ebu nuvas'a : "güzel" demiş, "şimdi git, ezberlediğin bu şiirleri unut da gel..."

    hilmi yavuz, denemeler
  • underground poetix'te bir çevirisine denk geldim. hakim bey'in ingilizce çevirisinden inan mayıs aru türkçeleştirmiş. çeviri işleri konusunda ahkam kesemem, ama şiir sanki beat kuşağı antolojisinden fırlamış gibi görünüyor. adam zamanında ne kadar da cesur bir şorolo tutkunuymuş...

    "git mu mesajı ilet o dünyanın
    en yumuşak götlü oğlanlarına
    gel ki iskandil edeyim bilinçaltımı
    ve çözeyim bastırılmış arzularını
    de ki ona: o çocuksu endamınla
    ve ne ki anasının gözü aklınla
    sensin hep zihnimi işgal eden
    ve ne ki bir türlü kucağıma gelmeyen
    küçük bey, neden hor görürsün
    aşık yaltakçını, sevdalı uşağını
    sensiz hayat beyhude.
    gel ki şenlensin ömrüm.

    ah ki gül
    ah ki yasemin
    ne vakit baksam sana
    deliye dönerim
    doldur kadehimi
    indir donunu
    bir nağme söyle ve devam et doldurmaya
    gelsin hac vakti
    ve bir daha ve bir saha
    ve senle ben hacılar olalım
    yastıklar mekke'sinde.

    bir bardak bir bardak bir bardak daha
    oğlanların elleriyle doldurduğu
    ki sattıklarından daha tatlı onlar
    dudakları bir içim su
    misk-ü amber kokulu
    - içme şarabı kuzucukların elinden olmazsa
    ne ki alkolün sarhoşluğu
    onların öpücükleri yanında. "
  • binbir gece masalları'nda ismi sıkça geçen abbasi döneminin bir şairi.
  • badiler başlıkta favori yapınca başlığının olduğunu fark ettim. ebu nuvas literatürde meşhur. ama şaşırtıcı olan, livata eyleminin bu dönemde gayet sıradan görülecek kadar sık olması. ömer nasuhi bilmen ilmihali gibi yaşayan, aforizmadan başka ağzından tek kelam alınamayan trt dizilerindeki tarihsel şahsiyetlerin aksine bu hikayeler şaşırtıcı bir anlatı değil. misal ebu nuvas'ın çağdaşı ebu dülef de seyahatnamesinde gittiği yerlerin kızlarının güzel olup olmadığından ve şaraplarının nasıl olduğundan bahseder hep. çoğu kez ulemanın anlatıları aracılığıyla dönemi hayal ediyoruz ama sosyal hayattaki, tabandaki yaşamı cahız'dan, ebu dülef'ten vs okuyunca bambaşka bir dünya gün yüzüne çıkıyor. abbasi dünyasında da içki, fantezi ve cenk hikayeleri, anamızın yaprak sarması kadar alışıldık. bahis konusu ebu dülef ise horasan civarında bir manastıra gittiğinde ebu nuvas'a değiniyor:

    "bu manastıra deyru'l ğar denilir. bu manastıra bu adın verilmesinin sebebine gelirsek; bazı kimselerin dediğine göre ebu nuvas, ırak'tan çıkıp horasan'a gittiğinde bu manastıra gelmiş, orada çok yakışıklı bir rahibi görmüş, o rahip ebu nuvas'ı hiçbir beklentisi olmadan buraya davet etmiş ve ona ikramda bulunmuştur. beraber içtikten sonra ebu nuvas onunla beraber olmayı istemiş, rahip onun isteğini kabul etmiş, önce ebu nuvas'tan nasibini almış fakat sıra ebu nuvas'a gelince ona bu lezzeti tattırmamıştır. onun için ebu nuvas onu öldürmüştür. o zamandan beri o manastırda herhangi bir rahip ikamet etmemektedir (...) diyorlar ki o manastırın üzerine ebu nuvas kendi el yazısıyla şu beyti yazmıştır: 'rahip insaflı davranmadı, insanlarla evlendi ama onlara kendisini vermedi.'" (ebu dülef, 2018, iran seyahatnamesi, kronik kitap, istanbul, s.85)
  • bir sevgilinin ricasına kibarca yanıt veren
    kıvrak bir genç delikanlının eline düştüm
    her şakağında bukleler
    ve gözlerinde felaket anlamına gelen bir bakışla.
    tuniği göğsünün üstünü gösteren
    bir hristiyan o.
    bu zarif güzeli bir görseydin
    dini yüksek dağların tepesinden fırlatır atardın..
    tüm günahkarları azgınlığa sürükleyen
    tanrının yağmalarından korkmayaydım
    seve seve onun dinine girerdim.

    doğubilimci ignac goldziher islam coğrafyasında bir protesto olarak şiiri ele alır. ona göre bilhassa mutezile şairleri, şu'ara suresinin 226. ayetine dayanarak (belki de bir çeşit ironik tersine çevirmeyle) bir aykırı kültür örgütlenmesi gerçekleştirdi. ayet, şairleri "yapmadıkları şeyleri söyleyen" zümre olarak suçlar gözükse de güya nuvas bu ayete dayanarak hapis cezasından kurtulur. çünkü şiirlerde yapmadığı şeyleri yazar ve suçlamalar kendiliğinden düşer.

    andras hamori, ebu nuvas'ı belagatli bir saray soytarısı olarak betimler, ki bu da binbir gece masallarındaki imgeye gayet uygun bir çıkarım olur. ona göre nuvas çağdaş ve bağnaz islamcılığa erken bir hatırlatma notu düşer: güçlü mizah ve eleştiri de dahil olmak üzere çeşitli entelektüel eğilimler, islamın kendine en güvendiği ve güçlü olduğu dönemlerde gelişti.

    bununla birlikte şaraba düşkünlük ve esriklik halinde her türden cinsel ilişkiye açıklık, yazgıya kahramanca bir sırt dönüşün ve de kabile erkeklik yasasına burun kıvırışın temsili olarak görülebilir.

    (bkz: in vino veritas)

    edit: bkz verildi. hayat tevafuklardan ibaret cidden.
  • eline aldığı yeşil üzüm koruğuna bakıp; “allah'ım onun yüzünü karart, boynunu kopar ve bana kanını içir!” dizelerini yazmış şarap sever, şair.
hesabın var mı? giriş yap