• emeğin hafızasının kaybedip, düşman kuvvetlerin eline düştüğü durum*
  • mesai boyunca aynı işi yapan çalışanlarda görülen psikolojik ve sosyolojik sorun.
    bir fabrikada poşetleme işinde çalışan bir kişi ilk zamanlarda ne kadar severek yapar bilinmese de günler geçtikçe poşetleme yapmak işkence gibi gelecektir.
    sabah 9:00'dan akşam 20:00'ye kadar dergileri poşete yerleştiren bir kişi elbet mutsuz olacak, kendini işe yaramaz hissedecektir.
  • bireyin harcadığı emege yabancilaşmasini anlatırken psikolojik analize ek olarak vurgulanması gereken önemli bir nokta da emekçinin bireysel olarak kendini gerçekleştiremediği rutin işe yabancılaşmasından hemen sonraki aşamadır. burada emekçi, bireysel olarak varlığının sadece harcadığı emek ve ürettiği ürün çerçevesinde anlamlı olduğunu fark eder..ürettiği yoksa kendi varlığı malum iş yeri için anlamsızdır..

    bir yandan kendi ürettiklerini sahiplenmenin imknasızlığında; üretim bandından kendi emeği ile peyda olmuş bir ürün akıp diğer departmanlara doğru seyirtiyorkenki bireysel çöküntünün gün içerisinde defelarca ve hayatı boyunca sonsuz kez tekrarlandığını düşünün..ve üretebildiği sürece yaşamaya hakkı oldugunu ve rocco nun yaptığı işe ilk yabancılaştığı anı düşünün..pek bir manidar..

    bir de şöyle bir arthur miller repliği vardır ki akıllarda kala: *

    "bu dünyada sahip olduğun tek şey, satabildiğin şeydir"
  • futboldan zevk aldığı için spor basınında çalışmaya başlayan birinin, gün geçtikçe maçların daha az gollü geçmesini istemesidir.
  • (bkz: marksizm)
  • çoğunlukla mesleki mutsuzluklarımızın temel nedenidir. ürünümüz üzerindeki iktidarı yitirmemizdir, konu üzerine bir yazı için buradan buyurabilirsiniz.
  • şöyle açıklanabilir; fabrika'da çalışan normal bir işçiyim. ben bilgisayar üretiyorum, günde 8 saat çalışarak, 1 ay boyunca kendi başıma baştan sona her şeyiyle 2 tane bilgisayar üretebiliyorum. sonra maaş geliyor elime, 1500 lira. maaşı aldıktan sonra o ay içinde ürettiğim 2 bilgisayardan, yani benim ürettiğim maldan 1 tane almak için bir mağazaya giriyorum, bilgisayar 2000 lira. işte burada emeğe yabancılaşma vuku buluyor.

    burada artı değer kavramı ortaya çıkıyor. yani esasında ben artı değer kavramını anlamışsam, emeğime yabancılaşırım. o da şu demek. çalıştığım o 8 saattin 4 saati benim emeğimin karşılığı iken, kalan 4 saat kapitalistlere giden karşılığı verilmeyen emektir.
  • ilk defa çikolata gören kakao işçilerinde karşınıza çıkar bazan. https://www.youtube.com/watch?v=xlq7ixqxpx8
  • (bkz: alienation)
    karl marx'ın teorisidir
  • sadece insana ozgu bir sacma anlamsızlık durumudur. mesela leylek bir yuva yaptıgında kendi oturur ona her yıl o bolgeden gectiginde....
hesabın var mı? giriş yap