• 1852-1929 yılları arasında yaşayan, besteci ve giriftzen asım bey, yunanistan'ın teselya bölgesindeki yenişehir mevlevihanesi'nde ney çalmayı öğrendi. 18 yaşında istanbul'a yerleşerek devrin istanbul itfaiyesine tulumbacılara katıldı. aynı zamanda ney ve girift dersleri aldı. kısa sürede girift ustası olarak adını duyurdu. asım bey'in 30 kadar bestesi günümüze ulaşmıştır.
  • cana rakibi handan edersin en bilinen eserlerinden birisidir
  • kendisi gibi besteci olan oğlu için:

    (bkz: musa süreyya bey)
  • bu sıralar yine pek revaçta olan kızıl sultan namlı 2. abdülhamit döneminde, padişahın hışmına uğramış insanlardan biridir.

    bir vesileyle tanıştığı müşir fuat paşa, abdülhamit döneminde gözden düşmüştür. öyle ki evi sürekli gözlenmekte, girenler çıkanlar saraya jurnallenmektedir. giriftzen asım bey de bir gece kendisini ziyaret eder ve ertesi günü amasya'ya paşayla birlikte sürgün edilir.

    ancak asım bey için amasya günleri sürgün sayılmaz. orada evini bir musîki dergâhına çevirir, sanat toplantılarının düzenlendiği, meraklısına müzik derslerinin verildiği bir dönem açar yaşamında. doğru bildiğinden şaşmayan, hakkın ve haklının yanında olanlar için örnek gösterile gelmiş biridir rahmetli. toprağı bol olsun, mekânı cennet olsun.
  • hayatı; sürgünler, savaşlar, göç ve mûsıkî ile iç içe geçen giriftzen asım bey'in terk-i hayatının 92. senesini tâzimle...

    1852 yılında teselya'da dünyaya gelen asım bey, 14 yaşında iken -bugün yunanistan sınırlarında kalan- yenişehir mevlevihanesine intisap ederek ney üflemeyi öğrenir. askerlik çağı geldiğinde suyun karşı yakasına, izmir'e gelerek mülazım rütbesiyle subay olur. ardından 1872'de yüzbaşı olarak istanbul'a gelir, 77-78 osmanlı rus harbine katılır ve binbaşı rütbesiyle tekrar istanbul'a döner. kanlı muharebelerin ardından hayatta kalan asım bey, bu dönemde girift ve ney üzerindeki çalışmalarını yoğunlaştırarak musikiye olan alakasını artırır. tam da bu devirde biraz huzur ve sükuna kavuşmuşsa da çok geçmeden müstebit hükümdar ıı. abdülhamid'e uçurulan bir jurnal yüzünden, istanbul'dan amasya'ya sürgün edilir. meşrutiyet ilan edilip abdülhamit tahttan indirilinceye kadar 25 yıl sürgün hayatı yaşar. bu dönemde amasya'da bir çiftlikte yakın dostlarıyla musiki meclisleri toplar ve amasya musiki cemiyetini kurarak bir çok öğrenci yetiştirir.

    meşrutiyetin ilanı ile istanbul'a bu defa albay rütbesi ile geri dönse de çok geçmeden emekliye ayrılarak tekrar amasya'ya döner. bu dönüşünün sebebini soranlara “sürgünde tanıştığım dostlarımda ve öğrencilerimde bulduğum samimiyeti ve musiki aşkını istanbul'da bulamam" der.

    giriftzen asım bey'in saz ve söz eserlerinden yalnızca kırk üçünün notası zamanımıza ulaşmıştır. asım bey, sadece geleneksel musıki formunda yaptığı bestelerle sınırlı kalmamış, mehmet akif tarafından yazılan istiklâl marşına da beste yapmıştır. bir ara ziyaret için gittiği istanbul’da hastalanmış, 26 şubat 1929 tarihinde vefat etmiştir. çaldığı saza nispetle giriftzen lakabıyla anılan asım bey musikimize kazandırdığı birbirinden güzel eserleri ile daima hatırlanması gereken sanatkarlardandır.

    ruşen kam, asım bey’i şöyle tarif eder: “yaşlılığına rağmen kuvvetini, dinçliğini yatağa düşünceye kadar muhafaza etmiştir. onu laleli yokuşunu sarsan hızlı ve sert adımlarla inişini, apartman merdivenlerini bir solukta çıkışını pek iyi hatırlarım. kendisini evimizde, istanbul radyosunda dinlemiştik. nısfiye çalmıştı. girifti ilk defa ondan dinlemiştik.” bugün giriftzen asım bey aynı zamanda aksaray'da isminin verildiği bir sokak adı olarak da hafızalarımızda yaşamaya devam etmektedir.

    asım bey, 1924 yılında amasya’ya ziyarette bulunan reis-i cumhur gazi mustafa kemal paşa ve eşi lâtife hanım’ın misafir edildikleri belediye konağına davet edilmiş, musıkimizin en güzel örneklerini icra etmiştir. o gün giriftzen asım bey, çocukluğundan itibaren kendisine hayran olduğunu dile getiren atatürk'ten yakın alaka ve takdir görmüştür. esasen bu alakanın maziden geldiği ve bir şarkıya dayandığı söylenir.

    selanik’te çocukluk çağında onun uşşak makamındaki bir şarkısını duyan atatürk, bunu çok sevmiş ve okumasını öğrenmişti. yıllar sonra bu şarkının çankaya'daki sofrasında sık sık okunmasını isteyerek kendisi de bizzat eşlik etmiştir. atatürk’ün bazı yakın arkadaşları, "bu şarkı onun ilk aşklarından biri ile münasebettardır" demişlerdir. giriftzen asım beyin güftesi de kendisine ait olan uşşak makamındaki eserinin sözleri şöyledir :

    câna rakibi handan edersin
    ben bi-nevâyı giryân edersin
    bîgânelerle ünsiyet etme
    bana cihânı zindan edersin.

    (ey sevgili, yanında bulunmaları sebebiyle canıma kastedenleri güldürüyorsun. sessiz ve sadasız olan bu aşığını ağlatıp inletiyorsun. yabancılarla görüşüp onlara yakınlık gösterme. sen böyle yaptıkça bana dünyayı zindan ediyorsun.)
hesabın var mı? giriş yap