• mesken. *lakin gay kısmıyla denk gelinmemekle beraber daha çok etraf civarda başörtülü teyze ve takkeli amcaya rastlanmıştır.
    biraz allahın unuttuğu bir yerdir,
    22:30dan sonra otobüs yoktur,taksime gideyim de gezeyim diye rahat edemezsin.
  • ismi atakent olarak değişen konut toplulukları. thy hoteslerinin kurulduğundan beri bir numaralı yerleşim alanıdır. gay'ler de eskiye oranla neredeyse hiç görünmemektedir artık. başak şehir'e ve bahçeşehir'e oranla medeneyite biraz daha yakındır.
  • tam anlamıyla bir mahrumiyet bölgesidir. otobüsle taksim, mecidiyeköy, bakırköy ve yenibosna dışında bir yere gidemezsiniz. bu otobüsler zamanında ya da hiç gelmezse başka bir şekilde de gidemezsiniz (özel arabanız olmadığı sürece). kar yağdığında ya arabada ya evde mahsur kalırsınız çünkü allahın dağındasınızdır. gece vakti siteden dışarı adım attığınızda tinerciler tarafından doğranma tehlikeniz vardır hatta bu tehlike yerine göre gündüz de geçerlidir. tüm bunlara rağmen yine de şehrin gürültüsünden kaçıp kafa dinlenebilen dışarı çıkıp temiz hava alınabilen bir yerdi ta ki etrafımız şantiye alanlarıyla çevrilene kadar... evet, taşınmak istiyorum...
  • *sevgilisi halkalı toplu konutlarında oturanlar için sevgiliyi eve bırakma ritüelini ancak arabası varsa gereçkleştirebileceği aksi halde taksi bile bulunamayacağı,

    *taksime toplu taşıma ile gidilme gibi bir hataya düşülürse tüm istanbulun tavaf edilmesi şartı olan, (bkz:http://harita.iett.gov.tr/?hat=89t)

    * tokiye ait toplu konutların duvar kalınlıkları ince hamur iki adet a4 kağıdı kalınlığında olan,

    *bakırköy'den malum mevkiye gidilmek istenirse son toplu taşıma aracının (hafta içi) saat 22:35 de olduğu unutulmaması gereken,(bkz:http://www.iett.gov.tr/saat.php?hat=98t)

    *siyasi görüş olarak merkezin sağında bulunan bir yerleşim alanı... (bkz: 22 temmuz 2007 genel seçim sonuçları)
  • tamamı 2 adam boyu duvar ve dikenli (daha doğrusu jiletli) tellerle çevrili dev bir kaledir burası. sadece ikitellili akıncılardan korunmak için değildir bu dikenli teller. bir siteyi öbür siteden ve dahi terkedilmiş bir çocuk parkını bütün siteden korur. evlerinin dibindeki çocuk parkına gitmek isteyen veletler önce kendi sitelerinin tek kapısından çıkmak için 2 kilometre yol yürür, ardından 2 kilometre geri yürür ki çocuk parkının tek kapısından girebilsin.

    katiyen ismi atakent değildir. atakent diyen bizden değildir.
  • oturan masum insanları es geçersek ciddi ciddi randevu evlerini bünyesinde bulunduran konutlardır.
  • cok yakinlarinda oturmama ragmen bir kere bile bulunmadigim ama hep adini hatirladigimda icimde guzel seylerin canlandigi bir yerdir. sebebine gelince bugunden cok eski zamanlar once ama bayagi zaman once universiteye girmeye calisan ve amacla bakirkoydeki mef dersanesinde hazirlik kurslarina katilan birisiydim. ıste o donemlerde capraz sinifta kut sacli ve renkli gozlu ,en yakin arkadasi da bizim sinifta olan harika bir kiz vardi. her ara verildiginde istisnasiz benim oturdugum yerden net gorunen koridordaki cam kenarina arkadasi ile beraber gider ve orada sohbet ederlerdi. bende tabi onu seyrederdim, ara ara goz goze gelirdik ara ara sinyaller alirdim. sonra kurstan cikardim otobus duraklarina dogru gider ve avcilar bakirkoy otobusunu beklerdim o da her zaman yan durakta 89t yani bakirkoy - halkali toplu konutlari otobusunu beklerdi. bazen benin otobusum gelir giderdi ama onu oyle durakta gormek icin bir sonraki otobusu beklerdim, hatta yol uzeri falan ne zaman bir 89t gorsem icine bakardim. anlatmasi cok zor bir hikayeydi ve tabi yasamasi daha da zor, ama cok eminim ki o da hep merak ediyordu neden bir gun gidip onunla konusmadigimi cunku o kadar farkindaydi ki ona karsi ne hissettigimi... bugun kimbilir nerdedir, neler yapiyordur hatta kimbilir belki hayatta bile degildir ama ne zaman halkali toplu konutlar dense hep aklima harika seyler gelir cunku o hep oraya giden otobuse biniyordu kimbilir belki yol ustunde bir yerde iniyordu belki ama olsun bu kadari bile halkali toplu konutlari benim icin harika bir yer haline getiriyordu.

    bugun insanin beynindeki bir goruntuyu cikti alma sansimiz olsa o cam kenarinda duran harika gulusu olan kizi o kadar detayli olarak ortaya koyabilirim ki inanamazsiniz, hem de o en fazla 10 metre yakindan gorebildigim gozleriyle beraber. niye mi gidip hic konusamadim, korkaklik ya da cekingenlik vs degildi tek sebep finansaldi cunku o donemler mali durumumuz sadece kursa gidip gelmeme yetecek kadardi daha fazlasina degil. bugun olsa ona dunya turu attiracak param var ama o zamanlar onu bir kahve icmeye gotrecek param bile yoktu. yillar sonra bizim siniftaki arkadasini ıstanbul unversitesi sosyal bilimler enstitusunde gordum, orada ogrenciydi gidip sormak istedim ama soramadim cunku ustunden birkac sene gecmisti ve benim bu kadar iyi hatirladigim birinin beni hatirlamiyor olmasi ihtimali urkutmustu.

    dedigim gibi ustunden cok uzun yillar gecti o kadar ki kimsenin adini bile hatirlamiyorum o siniftan ama iki seyi cok iyi hatirliyorum: o cam kenarindaki renkli gozlu muhtesem guluslu kizi ve hic gitmedigim ve muhtemelen de gitmeyecegim ama o donemler gozumde istanbulun en degerli yeri olan halkali toplu konutlari...
  • dogmadigim ama buyudugum , cocuklugumun gectigi yer. 2 sene ayri kalmistik ama dondum sonunda.
  • hepsi güzel hoş da sürekli elektrikler kesilmektedir. bu kadar konutu mevcut altyapı kaldırmıyor belli ki. tokilerin bazılarında jenarator buluruken, 750 bin liraya daire satılan avrupa konutları ya da soyak gibi sitelerde elektrik olmaması rezalettir. kaç paraysa toplayalım takılsın aq.
hesabın var mı? giriş yap