• "tanrı silüetini insan üzerinden gösterdi"nin anlamı
    burun: elif
    burun yanları: lam
    gözler: ha
    harflerine benzediği içindir. soldan sağa ve sağdan sola doğru okunduğunda allah çıkar ortaya.
  • hurufilik, insan yüzündeki şekillerin arap alfabesindeki benzeşimlerinden yola çıkarak, allah ve ali sözcüklerinin(arapça yazılışları ile) yüzde tecelli olduğunu ifade ederek başladığı tinsel yolculuğu, yine insan yüzündeki şekillerin ifade ettiği harflerin insanların kaderini işaret ettiği savıyla sürdürür. yüz şekillerinde allah'ın tecelli olması vahdeti vücd çağrışımları yaptığı ve bu şekilde resmi islamla ters düştüğü için hurufilik uzun süre yeraltında kalmış bir akım olmuş, kimi zaman basılan feylezof meclislerinde bulunan müritler kafası kesilmek suretiyle idam edilmiştir. hurufiliğin bir başka kolu der ki, insan hayatı rakamların kudreti ile yönetilmektedir, bu manada, kaldığınız otelin oda numarası ile hayatta tanıdığınız insanların isimleri ve hatta okuduğunuz ilkokulun bulunduğu sokağın adı, ebced hesabına uzanan bir harf-sayı ilişkisi ile bağımlıdır ve yolda gördüğünüz tüm yüzler aslında tek bir yüz, bildiğiniz tüm tadlar tek bir tat hatta bildiğiniz tüm duygular tek bir duygudur vesselam yaşadığınızı düşündüğünüz hayat aslında var olan tek bir kurgunun parçasıdır ve o kurgu beyninizin içindedir.

    sonradan birileri matrix diye bir film yaptılar ama aslında bunun kurgusu bin yıl önce yapılmıştı.

    ek olarak (bkz: gölge avcilari kulubu)
    (bkz: kirmizi isik muzikholu)
  • kabalanin uc yolundan birisi. yuzu okumak uzerine yogunlasiyorlar ama aslinda cokca bahsedilen yuz okuma burna bakip gelecegi soylemek degil. tanrinin sureti aslinda yuzle bahsedilen. tasavvufi, judaistic, mistik hatta budistik yanlari var inanisin. kabalanin diger iki yolundan birisi tanriyi sayilarin ardinda aramaktadir ki (bkz: pi) diger bir yolsa kelimelerin ardinda.
    aslinda hepsinde yola cikilan arac bir sure sonra onemini kaybeder tum sayilar yuzler ve kelimelerin ardinda tek bir oz belirir. ya da oyle olmali.

    hurufilikle hurafe, batinilikle batil arasindaki kelime benzerliklerine de dikkatinizi minciklamak ister bu deli gonul.
  • insan ı konuşan kuran olarak görür. diğeri sadece kağıda geçirilmiş kurandır. enel hak ve insanı tanrı olarak görmelerinin uzantısı olan bir tespittir bu. konusan kuran-insan- konusunda "zamanın çocuğu" tespitinde bulunurlar. onu yazılı metinlere hapsetmenin doğru olmayacağını iddia ederler. e tabii ki bu büyük tepki toplar .. "ne diyon olm sen" tepkisini doğurarak büyük baskılar ve işkencelere maruz kalırlar. raşideddin fazlullah derisi yüzülerek sokaklarda ibreti alem için gezdirilmiştir. dinlerin yorumlanması gerektiği görüşleri hristiyan heterokdosisinde bogomiller ile bu açıdan benzerlikler gösterirler. sayı meselesinde bir diğer nuans 12 imam, 12 havari ve israilin 12 kabilesi anektodudur.
  • hurufiliğe göre, varlığın özü sesten oluşur. evren, sesin ortaya çıkması ile var olmuştur. özü oluşturan ses, canlılarda eyleme dönük, cansızlarda gizilgüç (potansiyel) olarak vardır. ses, canlılarda istem ve istekle ortaya çıkar.

    yine hurufiliğe göre tanrının ilk belirişi söz (kelam) ile olmuştur. söz, ilk nedendir ve tanrının soyut bir iç konuşması niteliğindedir. söz daha sonra çeşitli formalara girer, ayrışır ve söylenmiş söz niteliği kazanır. söylenmiş sözün birleşik görüntülerinden duygu ve bilinç evreni meydana gelir. hurufiler, evrenin sonsuzluğuna ve sürekli döngüsel devinimine, bu devinimden doğal olayların oluştuğuna inanırlar.
  • mezhep mi tarikat mı olduğu kesin olmayıp her iki sınıflamada yeri olduğunu bildirilen düşünüş taraftarlıklarından biri de "hurufilik"tir. anadolu'da doğmuş ve gelişmiştir. bir alevi kolu olmakla beraber kızılbaşlık ve bektaşilikten farklılıklar göstermekte bu nedenle onlardan ayrılmaktadır. bazı yakınlıkları da göze çarpmaktadır.

    hurufilikte müslümanlığa önem verilmekle beraber hristiyanlık da değerli kabul edilmektedir. hazret-i isa'dan çok sık bahsedilmektedir.

    örneğin hurufiler: "şarabı muhammed yasaklamışsa biz de onu isa'nın dinine göre içeriz" demekte, isa'nın şarabı haram saymadığını söylemektedirler.

    hurufiler insan vücudunu ve tüm dünyayı bazı harflerle kanıtlamaya çalışmaktadırlar. felsefelerini harflerle anlatmaya çaba göstermektedirler. onlara göre yaratıcı harflerdir. adem de bir harften ibarettir. hurufilere göre eğer harflerin nuru olmasaydı dünya sıfatsız ve şekilsiz bir karanlık içinde kalacaktır. harf hayat suyudur. harflerin siyahlığı ise hayat suyu yolundaki karanlıktır. bunu bilenler hayatlarını iyiye kullanmışlardır.

    hurufiliği iran'ın esterabad şehrinde dünyaya gelen feyzullah adında biri kurmuştur. öncelikle iran'da yayılmıştır. islam inançlarına karşı iranlılara özgü özellikler taşımaktadır. feyzullah hurufiliği yaymaya başlayınca iran'da bir karışıklık ortaya çıkmıştır. herkes hurufiliği reddetmiştir. timurlenk'in oğlu feyzullah'ı öldürtmüş, cesedini sokaklarda sürükletmiştir. hurufierin çoğu da öldürülmüş çoğu cezaevlerine kapatılmıştır. ele geçmeyenler çareyi iran'dan kaçmakta bulmuşlardır. bu arada bir kısmı da anadolu'ya sığınmışlardır.

    bu kişiler hurufiliği anadolu'da yaymaya çalışmışlardır.
    hurufiler hazret-i adem'i büyük saymaktadırlar. onlara göre bütün peygamberler adem'dir ve adem'dendir. tevrat, incil, zebur ve kur'an-ı kerim insanın varlığında mevcuttur. hurufiler ademe tapmaktadırlar.

    kaynak: hürriyet 1977 almanağı olması lazım.
  • hurufiler’in büyük çoğunluğunun anadolu’ya sığındıkları biliniyor. özellikle sivas, eskişehir ve batı anadolu’nun bazı kent ve kasabaları kısa zamanda kimliklerini çok iyi gizleyen hurufi propagandacılarla dolmuştur. hurufiler, buradan rumeli’ne geçerek arnavutluk’ta, filibe ve varna gibi balkan önemli kentlerinde eylemlerini sürdürdüler. bazı tasavvuf cemaatlerine sızarak, kendilerini gizlemeyi ve inançlarını yaymayı başardılar.

    abdülbaki gölpınarlı “hurufilik metinleri katalogu” ve “fadl allah hurufi” adlı yapıtlarında, hurufiliğin anadolu’da mir şerif ve özellikle büyük azeri ozanı imadeddin nesimi tarafından yayıldığını belirtiyor. gölpınarlı, mir şerif'in anadolu'ya fazlullah’ın eserleri başta olmak üzere bir çok hurufi kitapları getirdiğini, fazlullah’ın önde gelen halifelerinden nesimi’nin geniş boyutlu bir propaganda yürüttüğünü, hatta bir ara ankara’ya kadar gelerek hacı bayram-ı veli ile görüştüğünü söylüyor. anadolu’da pek çok yer dolaşan ve uzun süre kalan nesimi’nin bir çok kişiyi hurufiliğe kazandırdığı kesindir. bu kişilerin sonradan sistemli ve etkin bir propaganda yürüttükleri, fatih sultan mehmet döneminde osmanlı sarayına kadar girmiş olmalarından anlaşılabilir.

    taşköprülüzade’nin “şakayık-ı numaniye” adlı eserine bakılacak olursa, fazlullah’ın halifelerinden biri edirne’deyken genç fatih’i etkileyecek kadar başarılı olmuş, hatta bazı müritleri ile saraya yerleşmiştir. durumdan oldukça rahatsız olan veziriazam mahmud paşa ile müftü molla fahreddin-i acemi, hurufiler’in “hulûl” inancına (tasavufta hulûl, tanrı’nın yarattıklarında meydana çıktığına inanmak demektir) sahip oldukları konusunda genç padişahı uyarabilmişlerdir. fatih’in huzurunda yapılan bir tartışma sonunda hurufiler’in gerçekten “hulûl” inancına sahip oldukları kanıtlanmış ve bunun üzerine sultanın buyruğu ile hurufiler tutuklanmış ve idam edilmişlerdir. edirne’deki yeni cami’de fahreddin halkı hurufiliğe karşı uyarmış, uygulamalarını ve inançlarını anlatmıştır.

    bu olayla birlikte osmanlı topraklarında hurufiler’in yüz yıllar boyunca sürecek kovuşturma ve cezalandırılmaları başlamış oldu. xvi. yüz yıla ait belgeler, özellikle balkanlar’daki çeşitli kentlerde sık sık hurufi kovuşturmalarının yapıldığını, pek çok hurufinin yakalanarak idam edildiklerini, cesetlerinin yakıldığını ortaya koymaktadır. bu kayıtlarda belirtilen kişilerin, doğrudan hurufi olmasalar da, hurufilik’ten etkilenen çeşitli inanç akımlarına bağlı kişiler oldukları kesindir. bu akımlar arasında başta “kalenderiler” gelmektedir. şiddetli ceza ve baskılara karşın, çeşitli tasavvuf çevrelerine bağlı olup, hurufilik propagandasını yapan pek çok kişinin bulunduğu, özellikle xvi. yüz yılda balkanlar’da tanınmış olan otman baba, rafii ve usuli gibi ozanların varlığı dikkati çekiyor. bu kişileri daha sonra yaşamış olan hayreti, muhiti, yemini, muhyiddin abdal ve arşi gibi önde gelen kalenderi ve bektaşi ozanları izlemiştir.

    ishak efendi “kaşif el-esrar” adlı kitabında, fazlullah’ın halifelerinden ali el-ala’nın propaganda yapmak üzere anadolu’da etkinlik gösterdiğini, xv. yüzyılın başlarında bektaşi tekkelerine girdiğini ve hacı bektaş’ın fikirleriymiş gibi fazlullah’ın düşüncelerini yaydığını belirtir. bu sav, bektaşi fikirlerinde hurufiliğin etkisinin bulunduğu göz önüne alınırsa, doğru kabul edilebilir. şiddetli kovuşturma ve baskı altındaki hurufiler, bektaşiler’in arasında karışarak varlıklarını korumayı başarmışlardır.

    gölpınarlı’ya göre, farklı namazları ve fazlullah’ın öldürüldüğü alıncak kalesi'nde yapılan hac törenleri ile sıradışı uygulamaları olan hurufilik, bir süre sonra bağımsızlığını yitirmiş, sonradan özellikle alevi-bektaşiler’e ve kısmen de diğer tarikatlara inançlarını aktararak tarihe karışmıştır.
  • seni bu hüsn-ü cemal ile bu lütf ile gören korktu "hak" demeğe, döndü "insan" dedi. (bkz: seyyid nesimi)
  • (bkz: om)
hesabın var mı? giriş yap