• daha önceleri, çalışanların tatilde hastalanmalarına rağmen işverenden yıllık izin talep edebileceklerine de karar vermiş olan avrupa adalet divanı'nın aldığı bir karar. şimdi aynı divan diyor ki; bir günün içinde sabahtan akşama kadar işe gitmek ve işten eve dönmek için harcanan süre de iş süresinden sayılmalı. bizde biliyorsunuz evi işe veya işe giden metroya en yakın durağa yakın tutma sıkıntısı var. millet sabahın 5'inde 6'sında kalkıp 8'deki mesaiye yetişmeye çalışıyor ve iş dışındaki bu süre resmen bizlerin gündelik hayattaki özgür zamanımızdan feragât etmemize sebep oluyor... ancak niye öyle olsun ki?

    https://www.indy100.com/…ould-count-as-work-7360726

    bizdeki patronların ve işverenlerin kulağına gitmesin, havale geçirirler.

    ek: şükela'ya filan basmaya gerek kalmadan, şu suser'ın entry'yi de buraya ekliyorum, daha detaylı bilgi açısından: (bkz: #63668036)
  • bir kaç gün bir barda işe başladım. ilk haftam. ne zaman izin yapacağım diye sordum. işletmecimiz "zaten günde 13 saat çalışıyorsun, bir de izin mi yapacaksın?" lafından sonra bunu söylesem herhalde işten atarlar beni . *

    edit: çok fazla "yazıktır, çalışma o kadar" mesajı geldi. kendi isteğimle girdiğim ve memnun olduğum bir işte çalışıyorum. saatler çok olabilir ama haftalık kazancı inanılmaz yüksek olduğu için bu iş benim kendi tercih ettiğim bir işti.
  • işverenin yatacak yer vermesine neden olacak uygulama
  • "bu dış mihraklar millete hizmet etmemizi engellemek istiyorlar" diye bir açıklama yapılması yakındır.
    nerede mi ? tabii ki muz cumhuriyetinde.

    türkiye 'deki işverenlerin kabus görmesine sebep olabilecek haber.
  • aslında avrupa adalet divanının dediği tam olarak yolculuk süresi iş zamanından sayılsın değil. tam olarak şunu diyor;

    "the ecj ruled that workers without a fixed office should be able to charge for the time such journeys last, whereas at present they are not allowed to do so. ıt could mean that companies employing such workers as electricians, gas fitters, care workers and sales reps could be in breach of eu working time regulations, if they chose to abandon a regional office, for example."

    yani sabit bir ofisi olmayan çalışanlar için geçerli bu, tamirciler, ustalar gibi, her gün patron nereye derse oraya gitmesi gerekenler. böyle bakınca gayet mantıklı. bunun beyaz yakalı çalışana yansıması ise, örneğin bir müşteri ziyareti için şehir dışına çıkacaksanız, yolculuğu pazar günü değil, pazartesi yapıp, görüşmeyi salı gününe ayarlamanız olabilir. aslında bu çalışanını sömürmek üzere yapılanmamış şirketlerde, zaten şu anda yapılandır.
  • muhtemel diyaloglar : iyi de arkadaşım beylikdüzünden, arnavutköye giderken nasıl vapura bindin
  • saat 11.00'de işe başlayıp, saat 16.30'da işten çıkmamla sonuçlanırdı; türkiye'de uygulansaydı...

    bence olması gerekendir.
    neticede deli zikmedi yani, sabahın altı buçuğunda-yedisinde evden çıkıyorsak, işe gitmek gibi bir derdimiz var; yani o anda dahi "sana hizmet ediyoruz" ey patron!

    ha, "işine yakın otur" diyenlere...
    levent'te oturabilmem için, şu anda kazandığımın iki katı maaşa ihtiyacım var.
    levent'e yakın şişli, beşiktaş gibi bir yerde, kümes niteliğinde olmayan bir evde yaşayabilmem için, şu anki maaşımın yarısını vermem lazım.
    hele ki buralarda "ev alabilmem" için, maaşımın üstüne ... pardon.

    beylikdüzü'nde de iş yok, ne yapayım?

    şimdi aklıma gelmişken: bir hakkaniyet düzenlemesi yapılmaksızın uygulanması, türkiye'de zibilyon çeşit suistimale meydan vereceği gibi, mesela beylikdüzü'nde oturan adamla beşiktaş'ta oturan adamı bir tutmak da adil olmazdı sanırım.

    aman neyse, neticede türkiye'de avucumuzu yalarız.
  • gözler kapanır ve bu konu ile ilgili hayallere dalınır.
  • gavur memlekete göç neden istenir işte bu yüzden.
  • kendisine atanan tüm işleri tam zamanında bitirip, işten mesai saati bitiminde çıkıp yüksek lisans derslerine gitmek isteyen çalışana "sen çalışmıyorsun ki? ne iş yaptın ki şimdiye kadar? hem yüksek lisansta ne öğreniyorsun ki? mesaiye kalmayanları çalışıyor saymam ben" diyen yöneticilerin yaşadığı bir ülkede uygulanması pek mümkün olmayacak karardır. eğer uygulanırsa da yolda bilgisayarınızı açın, vpnle bağlanın ve maillere cevap verin gibi baskılar olacaktır. insanların beylikdüzü'nde yaşayıp kozyatağı'na çalışmaya gittiklerini düşünürsek evi uzakta olan çalışanları işe almama yoluna da gidebilirler. kısacası şirketler çalışanın yararına olan bu kararı bile kendi lehlerine çevireceklerdir bir şekilde.
hesabın var mı? giriş yap