*

  • idam cezasinin uluslararasi iki tür anlasma türü tarafindan yasaklanmasindan kelli, insanlik karsiti suçlar kapsaminda bile mümkün olmayacak bir ceza türüdür.
    idam cezasi evrensel baglamda birlesmis milletlerce yasaklandigi gibi, avrupa insan haklari sözlesmesinin 6.protokolününce yasaklanmistir.
    kaldi ki, insan haklari ihlalinin en yüksek boyutunu içeren insanlik karsiti suçlar, içimizdeki insanligi öldürenleri cezalandirmak için vardir. katiller cinayetle cezalandirilmaz.
    bu tür suçlari cezalandirmak için 1995'te international criminal tribunal for rwanda(kurulus sebebi için (bkz: genocide/@sarapis)) ve 1993'te (türkce konusalim britanya köpegi degiliz nitekim...) eski yugoslavya savas suçlulari mahkemesi gibi mahkemeler kurulmustur. slobodan milosevic kisisi burada yargilanmaktadir.
    nihai olarak 2002 senesinde sürekli sekilde isleyecek international criminal court kurulmustur.
  • $imdi efendim gecmi$e $oyle bir baktigimizda ta 1215 tarihli magna carta'da dahi keyfi olum cezasini onlemeye dair hukumler mevcuttu. olum cezasina ili$kin kar$i duru$un ve akabinde de bunu acikca yasala$tirmanin ilk tohumlari bu $ekilde atila dursun, 1776 virginia haklar bildirisi'nde bm evrensel insan haklari bildirisi'ni etkileyen can alici bir hukme yer verilmi$tir; ''tum insanlarin ya$am ve ozgurlukten yararlanma hakki''. 1789 fransiz insan ve yurtta$ haklari bildirisi'ne bakmaya gerek yok zira ya$am hakkina dokunan bir hukum yoktur burada. tum bu dinamiklerle avrupa'da portekiz, hollanda, latin amerika'da ise venezuella, kosta rika, brezilya ve ekvator'da 19 yy, evet evet 1800lerde kaldirilmi$tir. ancak ne var ki git gide iyile$en bir devre soz konusu degildir olum cezalari bakimindan, cunku 1. ve 2. dunya sava$lari arasinda totaliter rejimlerin yukselmesi ile olum cezasi hem yasalarda hem de uygulamada sikca yer aldi. 2. dunya sava$i krizinin atlatilmasi ile 20. yy'nin ikinci yarisinda yukselen burjuva demokrasileri uluslararasi belgelerle olum cezasini kaldirma yoluna gitmi$lerdir. $imdi bunlara goz atacak olursak;

    1-bm evrensel insan haklari bildirisi: aslinda burada olum cezasinin tam olarak ilgasindan ziyade herkesin ya$am hakkini haiz oldugundan bahsedebiliriz. ancak yine de ya$am hakkinin evrensel bir boyut kazanmasinda esas belge olmasi dolayisiyla mevzubahis edilmelidir.

    2- bm uluslararasi medeni ve siyasal haklar sozle$mesi'nin ikinci secmeli protokolu olum cezasini acikca yasaklamaktadir.

    3- avrupa insan haklari sozle$mesi, bolgesel nitelikte bir sozle$me olmakla birlikte olum cezasini ilk ilga eden belge olarak cok onemlidir. bunun alti numarali protokolu ile olum cezasi kaldirilmi$tir.

    buraya her $ey iyi guzel de $oyle bir ariza mevcuttur. yukarida bahsi gecen belgeler, olum cezasini yalniz bari$ zamaninda kaldirmakta yani devletler sava$ zamaninda askeri nitelikli suclar bakimindan olum cezasini sakli tutabilmektedirler. $unu da belirtelim ki uygulamada bu protokolleri kabul eden cogu devlet her iki halde de olum cezasini kaldirmi$tir.

    esas meseleye gelecek olursak, avrupa konseyi bakanlar komitesi'nin 21 subat 2002 tarihinde kabul ettigi insan haklarinin ve temel ozgurluklerinin korunmasina iliskin sozlesmeye ek olum cezasinin kaldirilmasina dair protokol no.13'e gore olum cezasi sava$ zamani- bari$ zamani ayirimina yer vermeden olum cezasini her halde kaldiriyor. yani bu demek oluyor ki 6 nolu protokolde devletlere yasa ile olum cezasini sava$ zamani icin ongorebilme $ansi vermi$ iken, 13 nolu protokol boyle bir istisnaya dahi yer vermiyor.

    ezcumle, olum cezasi artik uluslararasi hukuktan tamamiyle ilga edilmi$tir, burasi acik. ancak burada belirtmeden gecemeyecegim, daha once kurulan nurnberg mahkemeleri ve bunun gibi daha bir cok mahkeme uluslararasi hukukun otesinde hukukun genel prensiplerinden olan tabii hakim ilkesine yani bir ki$inin tabi olacagi hakimin onceden kanun ile belirlenmesi ilkesine aykirilik te$kil ettigini de belirtmek gerekir ki uluslararasi ceza mahkemesi buna iyi bir cozum olmu$tur.

    - kimi alintilar icin (bkz: m. semih gemalmaz)
  • uluslararası ceza mahkemesi statüsü'nün* hazırlık çalışmaları sırasında, bir takım devletler insanlığa karşı işlenen suçlara idam cezasının öngörülebilip öngörülemeyeceğini tartışmaya açmıştır. venezuela ise, "değil idam cezasının, ömür boyu hapis cezasının bile kendi hukuk sistemlerine göre yasak olduğu, insan haklarıyla bağdaşmadığı" gerekçesiyle maddede yer alan ömür boyu hapis cezası verilebileceği hükmünün kaldırılması için değişiklik önergesi vermiştir. evettir.
  • çocukla çocuk olmak gibi birşeydir. fakat değildir...
  • biraz oksimoronik bir ifade gibi durmaktadır. idam cezasına karşı argümanlardan biri de idam edilen, edilecek kişinin yüzlerce defa öldürülmeyi haketmiş olsa da öldürülmesinin kişiye karşı olduğu kadar insanlığa karşı da bir barbarlık, suç olduğu, uygar ve adil bir cezalandırma şekli olmadığıdır.
  • ne yazık ki "kuvvetlinin hukuku" nun geçerli olduğu dünyamızda bütün iyi niyetli ,uluslararası sözleşme ve bildirgelere, ulusal mevzuata rağmen "insanlığa karşı işlenen suçlar" işlenmekte devam ediyor.üstelik bu suçu işleyenler -sözümona- demokrasinin,insan hak ve özgürlüklerinin bayraktarlığını yapan ülkeler...işte ırak'ta abd işte fildişi'nde fransa.

    öte yandan ambargo gibi "ekonomik soykırım" nedense hep gözardı ediliyor.

    genel ceza hukuku'ndaki yasal savunma=meşru müdafaa çerçevesinde ,insanlığın varlık ve değerlerini inkâr edenlere karşı sizin de onları inkâra hakkınız vardır.çünkü inkârın inkârı hakkın teyididir.
  • saddam hüseyin'in, şii kasabası duceyl’de 1982 yılında 148 kişinin ölümünden sorumlu tutularak asılarak idam edilme kararının çıkması, sözkonusu suça ve cezaya güncel bir örnektir.
  • n yanlışı n + 1 yanlış yapmaktır.
hesabın var mı? giriş yap