• kenarlarin birle$me noktasi
  • (bkz: kose kapmaca), (bkz: kosebent).
  • silik bi resim gibi bi kosede bıraktım seni
    kosede kaldın dönüp geçtim o koseyi
    biraz ötede kaldı ya da..
  • köşenin tarihçesi şölemiş:
    1998-99 öğretim yılında o zamanlar orta 2de okuyan bir grup genç bir müze gezisine giderler. bu gruptan bir arkadaş tarihi sanatsal eserlerle bezenmiş odalardan birinde ufak bir girinti, köşr görür ve diğer arkadaşlarını seferber ederek bir kurbanı buraya doğru sürükler ve ona orda türlü zihinsel ve fiziksel işkencelerde bulunurlar. bu ve benzeri hareketleri okullarında* da devam ettiren bu grup yeni bir akımın yaratıcısı olurlar.
  • bir fitil türü.
  • buluşmalar için nirengi noktası.
  • köşe:

    türkiye'deki müzik piyasasında senkop ya da antisipasyon yerine kullanılan bir. laf.
  • sezai karakoç'un özellikle üçüncü bölümü muhteşem olan şiiri.
    muhtemelen peygamber*e yazılmış. **
    sezai leyla diyorsa şu bizim gerçek leyla
  • başlarında buluşulan kenarların birleşim noktası.
    (bkz: köşe bucak)
  • "ruhundaki, karakterindeki, özündeki köşelerin tozunu aldın mı hiç? senelerin, insanların, anıların, durumların, bilgilerin ve acıların kirleri tutunur o dip bucak dehlizlere... ne kadar fazla köşen varsa, o denli de kirlisin demektir. insan oralara uzanmalı arada, hatta uzanmışken de varsa eline balyozunu alacak cesareti, vurmalı birkaç tane. sıvalar düştükçe, köşeler açıldıkça, ruh "mükemmel bir çember"e yakınsadıkça, ne denli değişiyor herşey!"

    kalemini kaybetmiş pergelin eski günlüğü'nden - kadıköy / 2010
hesabın var mı? giriş yap